İlkbahar Akşamı!

cumhuriyet.com.tr
Nisan ayıyla birlikte hava ısınıyor, ağaçlar çiçek açıyor, tarlalarda çimenler, arpalar, buğdaylar boy atıyor. İlkbahar geldi ama bugünkü iktidar, Ergenekon’la, Kürt açılımıyla, şimdi de anayasa değişikliğiyle “icraatlarına” tam gaz devam ediyor, yapmak istediklerinde “bahar havası” pek görülmüyor. Bunca gerilimli tartışmalar, ister istemez psikolojimizi etkiliyor, beynimizi yoruyor...

Yorgun beynimizi dinlendirmek için arkadaşımla birlikte Güzelbahçe’ye bir şeyler içip sohbet etmeye gittik. Böylelikle ilkbaharın temiz havasını ciğerlerimizin ücra köşesine kadar çekiyor, aynı zamanda da dolu beyinlerimizi bir nevi dinlendiriyoruz “Reis”in yerinde.

Bu arada saatler yavaş yavaş ilerliyor. İzmirimin meltemi esiyor inceden.

Karşımda “nasip”lerini arayanlar balık oltaları atıyor suların derinliğine; bazıları şanslı, bazıları şansız... Bir yandan da güneş batarken oluşturduğu kırmızılıkla, denizin masmavi dalgaları kucaklaşıyor. Balıkçı tekneleri birer “gelin” gibi nazlı nazlı sallanıyor denizin üstünde.

Arkadaşım ne düşündüğümü soruyor. Beynimden geçenleri sıralıyorum: Bugünlerde yaşadığımız siyasi gerilimleri, Ankara’da 78 gün eylem yapan TEKEL işçilerinin unutulmalarını, TARİŞ’ten atıldıkları için hak arama mücadelesi veren işçileri, ektikleri ekinlerini paraları olmadığı için gübre, traktörlerine mazot alamayan ve bin bir zorlukla besleyip büyüttükleri hayvanlarının çalınmaması için nöbet tutan üreticileri. 25 yaşına kadar üniversite okumuş, ama iş bulamadığı için babasının aldığı 600 lira emekli maaşından harçlık bekleyen gençleri, mahalle aralarındaki küçücük bakkalların birer birer kepenk kapatışları ve yok oluşlarıyla “işsizler ordusu”na katılmalarını...

Başbakan’ın şov yaparak açıkladığı emekli zamlarını almak için ATM’nin önüne gidip paralarını aldıktan sonra hayal kırıklığına uğrayan emeklileri. Diğer yandan arapsaçına dönüştürülen sağlık sistemini.

Ülkenin gidişatını! Bizler gibi arkamızdan gelen kuşaklar da bu sahilde oturup sohbet eşliğinde balık yiyebilecekler mi? Güneşin batışının oluşturduğu kırmızı mavili dalgaları, meltemin tenlerini okşayan esintisini, burunlarına getirdiği denizin mis kokusunu hissedebilecekler?

Yoksa cumhuriyet devrimleriyle birlikte ümmetten, millete dönüşen ve kara çarşafı sadece üstünden değil beyninden de çıkartan ülkemin insanları geriye dönüşü mü seçecek ya da seçtirilmesi için zorlanacak?

İşte bir ilkbahar akşamı, deryayı izlerken ben bunları düşünüyordum!..