İlk kim söyler?

Aşk, güçlü bir şefkat, korunma, sıcaklık, başka bir kişiye saygı duygusu ile ilişkili karmaşık bir duygu, davranış ve inanç kümesidir.

Mustafa K. Erdemol

Sanatta, edebiyatta, tarihte ilk kim kullanmıştır, bir bakayım dedim, çıkamadım işin içinden. “Seni seviyorum” cümlesinin ilk ne zaman kullanıldığını merak edenlerin işi öyle sanıldığı kadar kolay değilmiş meğer. Dinler tarihinde hemen her şey Âdem ve Havva ile başlatıldığından topu Âdem’e atmak belki iyi bir fikir olabilirdi ama Âdem’in Havva’ya “seni seviyorum” deyip demediğini de bilmiyoruz tabii.

 Bana sorarsanız, Havva’nın işlediği günaha ortak olup Tanrı’ya karşı çıkacak kadar sevdiği kesin olan Âdem’in “seni seviyorum” demiş olması herhalde muhtemeldir. Karısını, yani Havva’yı dinlediği için Tanrı tarafından yargılanmak büyük fedakârlık tabii ki. Söylemiş kabul ediyorum. 

Âdem’in ne dediğini, bu konuda hâlâ araştırmalarını sürdüren din tarihi uzmanlarına bırakalım en iyisi. Bu cümleyi özellikle erkeklerin söylemesine neden olan “aşk” teriminin kökenine bakalım biz. Çoğu Asya ve Avrupa dilinin anası kabul edilen Proto- Indo Avrupa dilinde vardır bu sözcük. Kökeni Leubh sözcüğüne dayanıyor derler. Eski İngilizce’de Lufian’a dönüşmesi daha sonradır. Eski Slav dilinde L’ubu, Latince’de de Lubet anlamına gelen Sanskritçe aşk terimi de Leubh’tan türetilmiş. 

BUGÜNÜN LOVE’I LUF’TAN... 

Latince’deki Lubet, kısa bir süre sonra nedense “memnuniyet” anlamına gelen libet’ye dönüşüyor. Özgürlük anlamına gelen Liberty’de buradan gelme. İlginç bir serüveni var sözcüğün, çünkü olmadık duyguların ifadesi olan dünya kadar kelime bu kökenden geliyor. Örneğin şu bildiğimiz Lubido (malum arzu anlamındadır) bugün kullandığımız ‘libido’nun köküdür. Şu sözünü ettiğim Eski İngilizce’deki Lufu bugün Love dediğimiz sözcük işte.

 “Seni seviyorum”u belki de İngilizce’de, birçok buna benzer deyimi, cümleyi bu dile sayısız sözcük/deyim kazandırmış olan Chauser kullanmıştır diyeceğim ama ondan da pek emin değil bu işi bilenler. Ama ilk kim kullandıysa müthiş bir cümle kazandırmış duygu literatürümüze. 

Aşk için, Yunandır diyenler de var. El hak doğru olabilir, çünkü bir yerlerde “aşk olmasaydı bile Yunanlar icat ederlerdi” derler. Duygu dünyaları son derece zengin bir topluluktu malum. Belki onlardan biri sevdiği kişiye ilk kez söylemiştir, bilmiyorum.

EN ÇOK ERKEKLER KULLANIYOR 

Çok ama çok anlam ifade eden “seni seviyorum”u ilk kimin söylediğini araştırmaya devam etsinler bakalım, bir gün bulurlar. Ama biz en azından en sık kimlerin bu cümleyi kullandığını biliyoruz. Erkekler tabii ki. Neden? Çünkü ilişkiyi bir sonraki noktaya taşıma konusunda erkekler daha azimli (ya da istekli, hangi kavram uygunsa sizin için onu kullanın). Kadın temkinliliği burada da kendini gösteriyor haliyle. Bu sözcük uzun süreli bağlılığın bir işareti olduğu için, (kısa süreli maceralar kadınların işi değil diye düşünülür, ben de öyle düşünenlerdenim) kadınların daha sık söylediği sanılır oysa. Değil işte. Erkekler söylüyor daha çok. Ben Joshua Ackerman, Vladis Griskevicius ve Norman Li adlı araştırmacıların yalancısıyım tabii. 

Ulaştıkları sonuç erkekleri küçültücü bir sonuç olabilir ama ne yapalım, öyle işte, vardıkları yer burası. Araştırmaya göre kadınlar her şey olup bittikten sonra (hani şu malum eylem) bu cümleyi duymayı daha anlamlı buluyorlar. Haklılar. Kaldı ki bu cümleye erkekler ile kadınlar aynı anlamı yüklemiyorlar. Kadınların bu cümleyi şehvetten arındırmış olarak algıladıkları da bir gerçek. 

Utanılası bir hal 

Erkeklerin sevgi/şehvet/cinsellik literatüründe, başka alanlarda olduğu gibi, kolayca değersizleştirdikleri bir cümle bu. Bir erkek olarak ben böyle söylüyorsam inanılmalıdır. O nedenle bir erkeğin değil bir kadının “seni seviyorum” ifadesi daha dürüstcedir. Çünkü bunu ifade edebilmek için ince elenip sık dokunulmuş, cümlenin yüklediği tüm riskler, tüm sorumluluklar göze alınmıştır. Erkek işi değil yani. 

Aşk, güçlü bir şefkat, korunma, sıcaklık, başka bir kişiye saygı duygusu ile ilişkili karmaşık bir duygu, davranış ve inanç kümesidir. Böyle tanımlanıyor. Bu yükü, her şey kendi kolaylığı için tasarlanmış dünyada erkekler açısından katlanılacak bir fedakârlık değil. 

Utanılası bir hal. 

Hemcinslerimi bir güzel gömdüğüme göre bari şununla bitireyim; İdeal ilişki sevgi ile arzunun dengeli bir kombinasyonudur. Becerebilen erkeğe de kadına da eyvallah tabii. Sevgililer gününüz kutlu olsun.