İlhan Selçuk’un kazandığı dava Yargıtay’a takıldı. Yerel mahkeme bozmaya uymak zorunda kaldı

Yargıtay 12. Ceza Dairesi, Zekeriya Öz, Mehmet Ali Pekgüzel ve Nihat Taşkın hakkında açılan davanın “devlet aleyhine açılabileceğini” savundu. İlhan Selçuk lehine karar veren yerel mahkeme, Yargıtay’ın kararına uymak zorunda kaldı.

Seyhan Avşar

Yargıtay 12. Ceza Dairesi, gazetemiz başyazarı İlhan Selçuk’un, Ergenekon iddianamesinde kişilik haklarını ihlal eden ifadeler nedeniyle, FETÖ’cü eski savcılar Zekeriya Öz, Mehmet Ali Pekgüzel ve Nihat Taşkın hakkında açtığı davada, lehte karar veren yerel mahkemenin kararını, “savcılar aleyhinde talepte bulunalamaycağı” gerekçesiyle bozdu.

Daire “Hâkim ve cumhuriyet savcılarının verdikleri kararlar ve yaptıkları işlemler nedeniyle devlet aleyhine dava açılabileceğini” savundu. Yerel mahkeme ise yeniden görülen davayı yasal koşullar oluşmadığı gerekçesiyle reddetti. İlhan Selçuk’un avukatları 10 yıl önce Ergenekon savcılarının aleyhine ilk kez karar çıkarılmasını sağlamıştı. FETÖ’nün kumpas davalarından Ergenekon iddianamesini hazırlayan savcıların, özel yaşamın gizliliğini ihlal ve karalama içerikli ifadeleri nedeniyle İlhan Selçuk’un avukatları, 2008 yılında Zekeriya Öz, Mehmet Ali Pekgüzel ve Nihat Taşkın hakkında “kişilik haklarına saldırı” gerekçesiyle dava açtı. İstanbul Asliye Hukuk Mahkemesi’nde açılan davada, Ergenekon kumpas savcılarının Selçuk’a yönelik bazı saptama ve bilgilere davayla ilgisi olmadığı halde yasaya aykırı olarak iddianamede yer verildiği ve bu iddianame ile Selçuk’un karalanmaya, küçük düşürülmeye çalıştıkları belirtildi.

Selçuk’un kamuoyunca tanınmışlığı ve saygınlığının, birçok önemli şahsiyetle tanışıklığının, kendisine “İlhan Ağabey” denilmesinin dahi davalı savcılar tarafından “suç kanıtı” olarak gösterildiği aktarıldı. Açılan davada tazminat yerine kararın gazetelerde ilanen yayımlanması istendi. İstanbul 5. Asliye Hukuk Mahkemesi, 13 Nisan 2010 tarihinde İlhan Selçuk’un açtığı davada, “tecavüzün kınanmasına” karar verdi.

Ancak karşı taraf karara itiraz etti. Dava süreci devam ederken 21 Haziran 2010 tarihinde İlhan Selçuk yaşamını yitirdi. Hukuk mücadelesine Selçuk’un ailesi ve avukatları devam etti. Dosya, Yargıtay 4. Hukuk Dairesi’ne gitti. Daire yerel mahkemenin verdiği kararı bozdu. Söz konusu dosyanın ağır ceza mahkemesinde görülmesi gerektiği belirtildi.

MAHKEME UYMAK ZORUNDA KALDI

Dosya bu kez İstanbul 20. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülmeye başlandı. Mahkeme İlhan Selçuk’un kişilik haklarına yönelik hukuka aykırılığın tespitine ve tecavüzün kınanmasına karar verdi. Dosya bir kez daha Yargıtay’a gitti.

Yargıtay 12. Ceza Dairesi, “Hâkim ve cumhuriyet savcılarının verdikleri kararlar ve yaptıkları işlemler nedeniyle devlet aleyhine dava açılabileceğini, savcılar için bir talepte bulunamayacağını” belirterek yerel mahkemenin verdiği kararı bozdu. Dosya yeniden yerel mahkemeye gönderildi. İstanbul 20. Ağır Ceza Mahkemesi Yargıtay’ın kararına direnmek yerine davanın yasal koşullarının oluşmadığını öne sürerek reddine karar verdi. İlhan Selçuk’un avukatları kararı temyiz edeceğini belirtti.