İlhan Cihaner’in hukuk mücadelesi... 10 milyon liralık tazminat davası açtı

Erzincan başsavcısı olduğu dönemde adliye baskınıyla gözaltına alınan CHP İstanbul Milletvekili İlhan Cihaner, 10 milyon liralık tazminat davası açtı.

KEMAL GÖKTAŞ

CHP İstanbul milletvekili İlhan Cihaner, Erzincan Cumhuriyet Başsavcısı olduğu dönemde, Ergenekon soruşturması kapsamında gözaltına alınarak tutuklanması nedeniyle Maliye Bakanlığı aleyhine 10 milyon TL tutarında tazminat davası açtı. Cihaner’in Ergenekon davasında hakkında verilen beraat kararından sonra açtığı davanın dilekçesinde, şu anda birçoğu FETÖ’den tutuklu polis, savcı ve yargıçların “Pensilvanya’ya bağlı kirli suç örgütünün faaliyetleri çerçevesinde” İsmailağa ve Gülen cemaati soruşturmaları nedeniyle Cihaner’e kumpas kurdukları belirtildi.

Temeli fotoğraf

Cihaner’in dava dilekçesinin başında gözaltına alınırken çekilmiş bir fotoğrafı koyan avukatı Turgut Kazan, bu fotoğrafın tazminat isteğinin temel direğini oluşturduğunu belirterek “Çünkü, müvekkilimiz Pensilvanya’ya bağlı Emniyetsavcı- yargıç ve medyanın hazırladığı kumpas sonucu, adliye baskınıyla gözaltına alınıp tutuklanmış ve kamuoyuna darbeci bir hain olarak tanıtılmıştır. Bu nedenle, yargı uygulaması adı altında, Cumhuriyet tarihimizde ilk kez oynanan böyle bir oyun için, doğru değerlendirme yapılması ve yarattığı sonuca, şoka, mağduriyete uygun bir tazminata hükmedilmesi gerekir” ifadelerini kullandı.

‘Tehdit ettiler’

Cihaner’in İsmailağa ve Gülen cemaati hakkında iki ayrı soruşturma başlattığını ve deliller ışığında İsmailağa soruşturmasında 21 kişi sorguya sevk ettiğini anlatan Kazan şimdi FETÖ’den tutuklu bulunan dönemin Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Müdür Yardımcısı Çetin Şen’in Cihaner’i arayarak “Ergenekon’a misilleme gibi algılanıyor, Ankara toz duman” dediğini ve iki soruşturmanın da ‘uygun bir biçimde’ sonuçlandırılmasını istediğini vurguladı. Benzer uyarı ve tehditler sonuç vermeyince, bakanlıktaki üst düzey yetkililerin de desteğiyle, polis - savcı - yargıç üçgenindeki organizasyonun, gizli tanıkları ve HSYK’deki uzantılarıyla kumpası planlayıp uyguladıklarını belirten Kazan, şunları kaydetti: “Çatalarmut Barajı’na mühimmat koydurup hazırladıkları planı uygulamaya ve Cumhuriyet tarihinde ilk kez adliye basarak başsavcıyı gözaltına alma, 2. Ordu ile MİT’in kapısına düşman gibi, eşkıya gibi dayanma cüretinde bulundular.

Kirli suç örgütünün medya ayağı, müvekkilimizin yalnız özgürlüğünü hedef almakla kalmamış, kişiliğine, savcılık görevine, özel yaşamına, kızıyla ve eşiyle ilişkilerine karşı ısrarlı bir saldırı yürütmüştür ve başlatılan soruşturma, açılan dava bu saldırılara malzeme olarak kullanılmıştır.

Pensilvanya’ya bağlı kirli suç örgütünün oynadığı oyun ile açılan davanın yine Pensilvanya’ya bağlı medya tarafından kullanılarak toplum hafızasına kazınması ve bu yolla Ergenekoncu, darbeci, hain algısı yaratılması dikkate alınmalıdır. Makamından yaka paça gözaltına alınması görüntülerinin basanlar tarafından medyaya dağıtılması, hep darbeci, hain damgasının hafızalara kazınması için yapılmıştır. Toplum hafızasına kazınan bu algı, müvekkilimizin kabusu olmuş, onu derinden yaralamıştır. Dolayısıyla, mağduriyet değerlendirilirken, bu algı ve kabus dikkate alınmalıdır.”