İlham verdiler

Hepsi kendi alanında önemli isimler olan Türk bilim kadınları, “Kadınlar asla hayallerinden vazgeçmemeli, yeter ki isteyin” diyor ve ekliyor: “Kadın, toprak, üretim, emektir.”

Kübra Köklü

PROF. SEMA BİRLER: SABIR VE ÇABA GÖSTERİN, SONRASI ZATEN BAŞARI!

Türkiye’de Dölerme ve Suni Tohumlama alanında ilk kadın profesör olan Sema Birler, üreme biyoteknolojisi alanında çalışmaları sayesinde 2008 yılında Türk Veteriner Hekimleri Birliği tarafından Bilim Ödülü’ne değer görüldü. 2007’de Birler’in başkanlığında olduğu bir projede Türkiye’deki ilk klonlanma yapıldı. 

En büyük destekçisinin eşi olduğunu vurgulayan Birler, “Ayrıca, fakültedeki son yılımda bir hocamızın sunumu beni çok etkilemiş ve bu alana yöneltmişti. Yıllar geçtikçe bu alanı seçmemin hayatımın en önemli kararlarından biri olduğu gerçeği daha da pekişti” diye konuştu. 

Birler, hayallerinden vazgeçen kadınlara seslenerek “Kadın kelimesi bana sevgi, özveri ve sabrı çağrıştırıyor. Kadınlar, hayallerinden asla vazgeçmemeli. Eğer yeterince sabır ve çaba gösterirseniz, bir an sanki sihirli bir değnek her şeyi hallediyor” dedi. 

DR. DİLEK GÜRSOY: ÇIĞIR AÇMAK İSTİYORUM

Almanya’da yaşayan Dr. Dilek Gürsoy, Avrupa’da yapay kalp nakli yapan tek kadın cerrah. Babasını kalp rahatsızlığı nedeniyle yitiren ve kalp alanında çalışmalar yapmaya yönelen Gürsoy, 2019 yılında Almanya’nın en prestijli ödülüne “Victress”a değer görüldü. Aynı yıl “Yılın Doktoru” ödülünü alarak Almanya’da iki ödülü de alan ilk kadın doktor oldu. 

Gürsoy, “Hiçbir emeğin boşa gitmeyeceğini bir kez daha anladım. Annem olmasaydı asla buralara gelemezdim” diyor. 

Göçmen bir ailenin kızı olan Gürsoy şunları söylüyor: “Yapay kalp alanında çığır açmak istiyorum. Kendi cebim için değil, hastalarım için çalışmak istiyorum. Özellikle kadın cerrahlara, cerrahi alanda, o ağır engelleri kaldırmak istiyorum. Hedefim yapay kalp merkezi kurmak ve bunu araştırma merkezi ile birleştirmek. Kadınların çalışamayacağı bir alan yok. Kadın, toprak, üretim, emek, örnek insan demektir.”

DERYA AKKAYNAK: YENİ BİR HAYAL KURUP PEŞİNE DÜŞÜN

Amerika’da yaşayan ve Harbor Branch Oşinografi Enstitüsü’nde çalışmalarını sürdüren makine mühendisi ve okyanus bilimci Derya Akkaynak, bilim alanında çığır açan çalışmalara verilen “2019 Blavatnik Genç Bilim İnsanı Ödülü”nün sahibi oldu. Ödülü sualtı görüntüleme alanında çığır açan ve kendi adını taşıyan algoritmayla kazanan Akkaynak, “Ödül aldığımı duyduğumda tek hissettiğim duygu umuttu, çünkü temel bilimler, tıp varken bu kadar yüksek profilli bir ödülün deniz bilimlerine verilmesi açıkçası pek görülen bir şey değil. Mutlu olmayı, kendime ve topluma en büyük katkıyı sağlayabilecek şekilde yaşamak istiyorum” diyor. 

Çocukluğundan beri denizle, yüzmekle, serbest dalışla iç içe olan Derya Akkaynak, hem Türkiye’de dalış sporunun çok pahalı olması hem de diğer sporlardan daha tehlikeli görülmesi sebebiyle ilk dalışını 23 yaşındayken yurtdışında yaptı. 

Akkaynak, “Yeni bir hayal kurup peşine düşsünler derim. Keşke dalış yapmaya 23 değil, 12 yaşındayken başlayabilseydim, kim bilir bugün neleri başarmış olurdum” dedi. Akkaynak, “Hedefim ise denizlerimizle, okyanuslarımızla ilgili yeni şeyler keşfetmekten hiç vazgeçmemek. Gezegenimizi tecrübe edebilmek inanılmaz ilham verici” diye konuştu.

DOÇ. DR. TİLBE GÖKSUN: ŞEVK KIRANLAR HEDEFLERİMİ BÜYÜTTÜ

Koç Üniversitesi Psikoloji Bölümü’nden Doç. Dr. Tilbe Göksun, 2020 yılının şubat ayında Avrupa Genç Bilim Akademisi’ne seçildi. Göksun, “Kadınlar, her alanda üretmeyi, cesareti, güven ve huzuru temsil ediyor. Kimi zaman da yoktan var etmeyi başaran kişidir. Farklı nedenlerle birçok kadın hayallerinden vazgeçiyor. Gerçekten istenir ve uğraşılırsa mutlaka her kadının hayallerine ulaşabileceğini düşünüyorum” dedi. 

İlk ödül haberini aldığında “demek ki doğru yoldayım” diye karşılık verdiğini anlatan Göksun, “Çocukların erken yaşta anadilini nasıl öğrendiklerini, dil edinmeden önce kavramları nasıl algıladıklarını ve zihinsel gelişim ile dil gelişimini destekleyen süreçleri araştırıyorum” diye konuştu. 

Her zaman şevk kırmaya çalışan kişilerin olduğuna değinen Göksun, “Bu tür durumlar beni her zaman daha fazla hırslandırıp hedeflerimi büyütmemi sağladı. Akademik olarak karşıma doğru insanların doğru zamanda çıktıklarına ve beni akademik çalışmalar konusunda en doğru biçimde yönlendirdiklerine inanıyorum. Ne şanslıyım ki bu kişiler hep bana rol model ve danışman olan güçlü kadınlardı” ifadelerini kullandı.

YRD. DOÇ. DR. AHU ARSLAN YILDIZ: MEYVE VEREN AĞAÇ TAŞLANIRMIŞ

Okan Üniversitesi genetik ve biyomühendislik bölümünde Yrd. Doç. Dr. olarak göreve başlayan Ahu Arslan Yıldız, 2014 yılında UNESCO-Loreal Uluslararası Umut Vaat Eden Genç Bilim Kadını Ödülü’nü aldı. Yıldız, 2019 yılında Türkiye Bilimler Akademisi tarafından verilen TÜBA Üstün Başarılı Genç Bilim İnsanı (GEBİP) Ödülü’ne değer görüldü. 

Mikro akışkan çip ile kanser ve kalp damar hastalıklarının erken teşhisine imkân sağlamayı hedeflediğini söyleyen Yıldız, “Üniversitede eşimle karşılaşmasaydım bugün buraya gelemezdim” dedi. 

Yıldız şöyle devam etti: “Küçükken her zaman çevremdekilerden biraz farklı bir çocuk oldum. Her şeyi sorgulayan, soru soran, denileni değil doğru bulduğunu yapan bir çocuk. Hâlâ öyleyim aslında, bana söyleneni doğru bulmazsam yapmam, doğru bildiğimin ardında da sonuna kadar dururum başımın ağrıyacağını bile bile. Sonradan öğrendim ki meyve veren ağaç taşlanırmış.”