'İleri demokrasiye evet, sınırsız demokrasiye hayır'
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, 18 yaşa seçilme hakkıyla ilgili CHP ve MHP'yi eleştirerek "Benim dedem Fatih o yaşlarda bir çağı kapatıyor, bir çağı açıyor. Fatih'in nesli olan bizler yapamayız diyoruz" dedi. Terör olayları üzerinden BDP'yi de eleştiren Erdoğan, "Yok öyle yağma değerli kardeşlerim. İleri demokrasiye 'evet' ama sınırsız demokrasiye 'hayır'" diye konuştu.
cumhuriyet.com.trBaşbakan Recep Tayyip Erdoğan, Elazığ Havalimanı yeni terminal binası ve şehirde yapımı tamamlanan diğer tesislerin toplu açılışını gerçekleştirdi. Konuşmasına ''Sevgili Gakgoşlar, sizleri en kalbi duygularımla, hasretle, muhabbetle selamlıyorum'' diye başlayan Erdoğan, açılışını yaptığı Elazığ Havalimanı ve diğer tesislerin, olimpik yüzme havuzunun, lise, ilköğretim ve ana sınıfından oluşan 11 okulun Elazığ ve Türkiye için hayırlı olmasını Allah'tan temenni etti. Dün akşam Hakkari'deki saldırıda şehit olan 3 polise ve Bitlis'te şehit düşen 3 koruyucuya Allah'tan rahmet, emniyet camiasına ve yakınlarına başsağlığı dileyen Erdoğan, saldırılarda yaralananlara da acil şifalar diledi. Hakkari'de 3 terörist de etkisiz hale getirildiği ifade Başbakan Erdoğan, konuşmasında bu saldırılardan nelerin amaçlandığıyla ilgili bir değerlendirme yapacağını söyledi.
Başbakan Erdoğan, Elazığ'da 1940 yılından beri kullanılan, yılda 150 bin yolcu kapasiteli havaalanının ihtiyaçları karşılamaktan çok uzak olduğunu belirterek, mevcut tesislerin 2009'da daha büyük gövdeli, kapasiteli uçakların iniş yapabilmesi için geliştirildiğini bugün de toplam 54 milyon liralık yatırımla 16 bin metrekare kapalı alanı bulunan, yılda 2 milyon yolcuya en modern şartlarda hizmet verecek havalimanı inşa ettiklerini anlattı.
Erdoğan, konuşmasına şöyle devam etti: ''Terminal binası, apronu, üst yapı tesisleri ve diğer donanımlarıyla gerçekten güzel bir havalimanı oldu. Bugün ülkemizde tarihi bir günlerimizden birini de Elazığ'da yaşıyoruz. Elazığımızın, halkımızın hizmetine Elazığ Havalimanı'nı en modern şekliyle sunuyoruz. Elazığ Havalimanı biz göreve geldiğimizde 46 bin yolcuya hizmet veriyordu, bu rakam geçtiğimiz yıl 550 bine yaklaştı. İnşallah bu yeni havalimanıyla birlikte bu rakamlar çok daha yukarı çıkacak. Az önce terminal binasına girince sizler adına, milletim adına gururlandım. Modern bir terminal binasının, çevre binalarıyla birlikte modern bir konsept. Havalimanımız Elazığlı kardeşlerime inşallah uzakları yakın edecektir. Bu havalimanında faydalanacak olan Elazığ ve çevre illerdeki kardeşlerime hayırlı yolculuklar diliyorum. Türkiye'de uçakla seyahati bir ayrıcalık, sadece parası olanlara imtiyaz olmaktan biz çıkardık. Yola çıkarken, 'havayolu, halkın yolu olacak' demiştim. İktidara geldiğimizde ülke genelinde tarifeli sefer düzenlenen havalimanı sayısı 25'ti. Bugün ülkemizin 48 havalimanına tarifeli sefer düzenleniyor. Artık ihtiyaç duyan her vatandaşımız uçakla seyahat edebiliyor. 2003 yılında toplam 34 milyon 443 bin olan yolcu trafiği geçtiğimiz yıl 117 milyon 347 bine ulaştı. Artık benim halkım uçaklarla seyahat ediyor. Aynı şekilde karayoluyla seyahati de güvenli ve konforlu hale getirdik. Türkiye'de toplam 6 bin 100 kilometre bölünmüş yol vardı ama geçtiğimiz yıl 15 bin 524 kilometre bölünmüş yol yapıp, hizmete sunduk. Sadece 6 ilimiz bölünmüş yol ile bağlıyken bugün 74 ilimiz bölünmüş yol ağıyla birbirine bağlı durumda.''
'Ulaşımı eziyet olmaktan çıkardık'
Başbakan Erdoğan, iktidarları döneminde yapılan otoyollar, köy yolları, hızlı trenle Türkiye'de ulaşımı eziyet olmaktan çıkardıklarını belirterek, ''Gençlerimiz o günleri hatırlamıyor olabilir ama sizlerden ricam o sıkıntılı, çileli günleri unutmayalım, o günleri hatırlayalım. Eğitimi, sağlığı, toplu konutu, belediye hizmetleri, köylerin durumunu, sosyal yardımları, diğer yatırımları gözümüzün önünden film şeridi gibi geçirip 10 yıl öncesi ile bugünün mukayesesini yapalım. Sahip olduğumuz imkanların kıymetini ancak bu şekilde takdir eder anlayabiliriz. Nereden nereye geldiğimizi çok iyi görmeli, değerlendirmeliyiz'' diye konuştu.
Bütün amaçlarının Elazığ'ın ve tüm şehirlerin turizmden hizmet sektörüne, ticaretten sanayiye kadar hak ettiğini her alanda hak ettiğini almasını sağlamak olduğunu vurgulayan Başbakan Erdoğan, ''Harbutu ile Hazar ile Keban ile Elazığ'ın güzellikleri bu şehri ve çevresini abat edecek nitelikte. Elazığ'a gelen tarihle karşılaşır, doya doya tarihi yaşar, Elazığ'a gelen tabiatın en ihtişamlı manzarasıyla karşılaşır, kadim kültürümüzün en önemli kaynaklarıyla karşılaşır doya doya onları teneffüs eder, Elazığ'a gelen insanların en hasıyla, en merdiyle, en gönlü zenginiyle karşılaşır doya doya onlarla kucaklaşır'' dedi.
'Bölge insanı huzursuz, mutsuz olsun diye uğraşıyor'
Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgesinin yıllarca terör olayları sebebiyle hak ettiği gelişimi sağlayamadığını ifade eden Erdoğan, şöyle konuştu: ''Gakgoşların bu konudaki hassasiyetlerini çok iyi bilirim. Siz herkese 'gakgoş', 'gakgom' demezsiniz, gakgoşların bu konudaki hassasiyetini gele gide çok iyi öğrendik. Elazığ huzur şehri, barış şehri. Terör örgütü bölgeye hizmet gelmesin, şehirler kalkınmasın diye uğraşıyor ama nafile biz daha büyük aşkla, sevdayla milletimize hizmet etmenin, terörün istismar kanallarını kurutmanın mücadelesini veriyoruz. İnşallah gakgoşlarla bu mücadelenin taçlandırıldığı yer Elazığ olacak. Bölücü terör örgütü Diyarbakır'da, Tunceli'de, Bingöl'de, Şırnak'ta olay çıkarıp, uluslararası yatırımcıyı kaçırmaya sürekli gayret ediyor. Bölge insanı huzursuz, mutsuz olsun diye uğraşıyor. Onlar insanımıza yaşamı zehir etmek için uğraşıyor. Biz ise insanımıza mutlu, mesut bir yaşam için uğraşıyoruz. Elazığ'da yatırım için gereken her şeyi hazırladık, hazırlıyoruz. Elazığ'ın çalışkan, üretken insanlarının potansiyellerini tam olarak kullanamadığını görüyoruz. Bizler el birliğiyle imkanlarımızı geliştirmek, gönül gönüle her türlü soruna ortak çözüm bulmak zorundayız. Devletiyle, özel sektörüyle, vakıflarıyla, meslek örgütleriyle aynı hedefe kilitlenmek, aynı istikamete doğru uğraş vermek zorundayız. Bölgesel güç haline gelen Türkiye'nin önündeki engelleri birlik ve beraberlik ruhuyla aşacağız. Terör başta olmak üzere kronik sorunları ancak kardeşlik ruhuyla, dayanışma halinde aşacağız. Bize husumet besleyen her çevrenin dilediği gibi kullandığı bu kuklayı, maşayı, Allah'ın izniyle bertaraf etmek için çok boyutlu ve kararlı bir mücadele yürütüyoruz. Sizler iyi bilirsiniz, şu Harput'un başına yağan çığ mı, kar mıdır? Bize Kayabaşı'ndan el sallayan yar mıdır? Hey... Yardır o, yardır. Omuzunda şalı da var, üstünde ay yıldızı, beyazı alı da var.''
Başbakan Erdoğan, tesislerin toplu açılışını beraberindeki bakanlarla birlikte yaptı.
Tören alanında kimyasal madde kontrolü
Başbakan Erdoğan, Elazığ'a gelmeden önce törenin yapılacağı alanda sivil savunma ekiplerince hava ölçümleri yapılarak, insan sağlığına zararlı kimyasal olup olmadığı kontrolü yapıldı. Törene Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Binali Yıldırım, Kalkınma Bakanı Cevdet Yılmaz, Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer, Orman ve Su işleri Bakanı Veysel Eroğlu da katıldı.
Bu arada, şiddetli rüzgar nedeniyle Erdoğan'ın konuşma yapacağı platformun arkasında yer alan, açılışın ilanı bulunan branda yırtılarak sahneye düştü ve promter cihazlarının devrilmesine neden oldu.
'Terör örgütünün topu bir tek şehidimizin tırnağı etmez'
''Elazığ'ın mayası sağlamdır, Türkiye'nin mayası sağlamdır. Bizim mayamız sevgiyle, kardeşlikle çalınmıştır. Bizim hamurumuz vatan sevgisiyle, bayrak sevgisiyle yoğrulmuştur'' diyen Erdoğan, terörle mücadelede şehit verilen bir tek canın dünyalara değişilmeyeceğini vurguladı.
Başbakan Erdoğan, şöyle devam etti: ''Terör örgütünün topu bir tek şehidimizin tırnağı etmez. Şunu da cümle alem bilsinn ki millet olarak bu mücadelenin bedelini ödemekten bugüne kadar çekinmedik, bundan sonra da çekinmeyiz. Kimse bugün arkasına aldığı, destek bulduğu mihraklara güvenip bu millete efelik taslamaya kalkmasın. Şimdi de ne o maşalara ne o maşaları kullananlara asla bu milletin boyun eğmeyeceğini bugüne kadarki kararlı duruşuyla bu aziz millet açıkça göstermiştir.''
Terör örgütünün son dönemdeki stratejilerinin hepsinin boşa çıkarıldığını belirten Erdoğan, şöyle konuştu: ''Ne halkımız bu örgütün provakasyonlarına gelmiştir ne de kırsalda bir karış toprak üzerinde hakimiyet kurabilmişlerdir. Bunlar dezenformasyondur, beyhude bir uğraştır, boş bir çabadır. Terörün, şiddetin, silahın devri kapanmıştır. Bu yollarla netice alınamadığı bugüne kadar görülmüştür, bundan sonra da görülecektir. Türkiye, demokrasi ve özgürlükler konusunda 10 yıl öncesinin, 30 yıl, 50 yıl öncesinin karanlık dönemlerini geride bırakmıştır. Onlarca yıldır şikayet edilen konular geride bırakıldı, sorunlar birbir çözüm yoluna konuldu. Bunların amacı benim Kürt kardeşimin hakkını, hukukunu savunmak değildir. Böyle olsaydı içinde yavrularımız varken okuları ateşe vermezlerdi. Çoluk çocuğun olduğu caddelerde bomba patlatmazlardı. Bunların vadettiği ölümdür, kandır, bunalımdır, çiledir.''
'İşte devlet millet kaynaşması bu'
Iğdır'da terör örgütünce kaçırılan öğretmenlerin yöre halkı tarafından kurtarıldığını anımsatan Erdoğan, ''Kongrede de söylediğim gibi Kürt kardeşlerimin, halkımızın bizim yanımızda olması çağrısını yaptım. Ve 6 öğretmenimiz kaçırılırken karşılarına dikildi halkımız ve öğretmenlerimizi bunların elinden aldı. İşte devlet millet kaynaşması bu'' diye konuştu.
''Terör örgütünün eylemlerine doğrudan veya dolaylı destek veren ülkeler de bu silahın bir gün kendilerine döneceğini unutmamalıdır'' diyen Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: ''Terör örgütünü şımartan gafiller bizden bu gayrimeşruluğa müsamaha göstermemizi beklemesinler. Gitsinler herhangi bir Avrupa ülkesinde o ülkenin toprak bütünlüğüne yönelik aykırı bir çıkış yapsınlar, bir eylem ortaya koysunlar da göreyim. İşte o zaman kendilerini nasıl hemen ya cezaevinde ya sınır dışında buluyorlar hep birlikte görürüz. Ama konu Türkiye olunca içeride de dışarıda da herkes sınırsız demokrasi, sınırsız özgürlük aşkına tutuluyor. Yok öyle yağma değerli kardeşlerim. İleri demokrasiye 'evet' ama sınırsız demokrasiye 'hayır'. Özgürlük sınırsız değildir. Özgürlük bir başkasının özgürlük sınırına kadardır. Bir başkasının sınırlı alanına tecavüz ettiğiniz zaman mütecaviz durumuna düşersiniz. Bu aynen bir başkasının arazisine girmek gibidir. Onu nasıl yapamıyorsanız özgürlük alanına da müdahale edemezsiniz. Türkiye'nin toprak bütünlüğü, milli birliği hiçbir ülkeninkinden daha değersiz değildir. Benim vatandaşımın kanı hiçbir ülkenin insanından daha değersiz değildir. Tam tersine bizim tarihimizde, bizim kültürümüzde bu konuda çok daha büyük bir hassasiyet vardır.''
Bütün insanları eşrefi mahlukat, yaradılmışların en şereflisi olarak kabul eden bir anlayışa sahip olduklarını vurgulayan Erdoğan, ''Böyle bir anlayışın ülkenin bir bölümündeki insanları ötekileştirmesi, farklı muameleye tabi tutması mümkün müdür'' dedi.
'Ankara ile Diyarbakır'ın farkı yok'
Geçmişteki ihmal ve eksiklere değinen Erdoğan, şunları kaydetti: ''Geçmişte özellikle kamu hizmetlerinde görülmüş ihmaller, eksikler başka bir şey. Bu ihmaller belli bölgelere mahsus da değil. Kamu hizmetlerinin yetersizliği konusunda Balıkesir ile Ankara ile Diyarbakır'ın, Hakkari'nin, Mardin'in inanın bir farkı yoktur. Biz geçtiğimiz 10 yılda bu konudaki asırlık ihmalleri telafi ettik. Türkiye'nin her yerindeki insanımıza birbirine yakın, Türkiye'nin yanındaki insana aynı standartları taşıyan hizmet verilmesini sağladık. Demokrasi ve özgürlükler konusundaki kısıtlamalar da aynı şekilde Türkiye'nin neresinde yaşarsa yaşasın statükonun belirlediği sınırların dışında kalan herkes için geçerliydi. Aynı sıkıntıları çekiyorlardı. Biz gerek terörle mücadelede gerekse hak ve özgürlüklerin kısıtlanması konusunda geçmişte pek çok yanlış yapıldığını söyledik. Buna karşı mücadelemizi verdik ve hala veriyoruz. Hukuksuzlukları gündeme getirdik ve bunları da inşallah düzene koyuyor ve gideriyoruz. Bizim bu ülkedeki en büyük başarılarımızdan biri de hukuk devleti ilkesinin bütün kurum ve kurullarıyla işler hale gelmesini sağlamak olmuştur. Bu güzel ülkemizde işlerin artık geçmişle mukayese edilemeyecek derecede düzgün yürüdüğü ortada. Vicdan sahibi herkes artık bunu kabul ediyor. Türkiye'de herhangi bir hak mücadelesine şiddetle karşı çıkan bir hükümet var. Silahla kanla hiçbir makul, kabul edilebilir talep olmaz. Terör örgütü bunun farkında olduğu için bizim çözüm çabalarımızı boşa çıkarmanın gayreti içinde.''
'Onlar sadece şu anda maşadırlar'
Erdoğan, terörü, demokrasi ve siyaset yolu ile çözmenin gayreti içerisinde olduklarını belirtti. Erdoğan, konuşmasına şöyle devam etti: ''Biz bu gayretin içerisindeyken, onlar terör eylemlerini artırarak aslında gerçek gayelerini, arkalarındaki asıl efendilerini açığa çıkarıyorlar. Elindeki silahı benim güvenlik görevlime, benim masum vatandaşıma, öğretmenime, öğrencime, din görevlime, arabasıyla yolda gitmekten başka kabahati olmayan vatandaşıma, kardeşime yöneltmiş olan hiç kimse asla mazur gösterilemez. Elinde silahı olan karşısında sadece benim güvenlik güçlerimi bulur, bulacaktır. Ama şunu da yine açıkça söylüyorum, demokrasi içinde siyasetin sağladığı imkanlar dahilinde bizimle konuşmak, görüşmek isteyenler, tabii teröristlerle kucaklaşanları kast etmiyorum, teröristlerle kucaklaşanlarla bizim konuşacak hiçbir şeyimiz yoktur. Biz demokratik ortamda her şeyi çok açık net herkesle konuştuk, konuşuyoruz ve asla kapımız o insanlara kapalı değildir. Yeter ki terörle irtibatını kessin, yeter ki bu konuda samimi olsun. Fakat bölücü terör örgütünün parlamentodaki uzantısı, bir defa söz sahibi de değildir, yetki sahibi de değildir. Onlar sadece şu anda maşadırlar. Bugüne kadar bu konuda bir iyi niyet, bir irade görmedim, farklı bir tavra şahit olmadım. Bizim tek derdimiz Türkiye'yi terör belasından bir an önce kurtarmak. Çünkü biz 2023 hedeflerimize doğru yürüyüşümüzü hızlandırmak, ülkemizi, milletimizi daha da güçlendirmek, zenginleştirmek istiyoruz. Biz bu şekilde Türkiye'yi geleceğe taşımanın mücadelesini veriyoruz.''
''Ülkemizin ayağındaki terör prangasını sürüklemek değil, ondan tümüyle kurtulmak istiyoruz'' diyen Başbakan Erdoğan, ''Terör örgütü bölgede yaşayan vatandaşlarımızın bir kısımını belki kandırarak ama çoğunu baskıyla, korkuyla, zulümle sindirerek varlığını korumak istiyor veya sürdürmek istiyor. Ama artık bir yandan hükümet olarak bizim aldığımız tedbirlerle, daha da önemlisi bölge halkının 'artık yeter' diyerek, terör örgütüne tavır almasıyla, direniş göstermesiyle bu dönem sona eriyor. Ben bölgedeki vatandaşlarıma gelin, 'hep beraber geleceğimize sahip çıkalım' diyorum, gelin geri kalmışlık zincirini nasıl hep birlikte kırdıysak, terör belasını da birlikte defedelim. Bu kan ve acı dolu dönemi geride bırakalım'' dedi.
'Teröristlere rağmen bu havaalanını yapacağız'
Erdoğan, konuşmasına şöyle sürdürdü: ''Bana tek bir kişi bile gösteremezsiniz ki terör eylemleri sebebiyle daha fazla hak, daha fazla özgürlük sahibi olmuş bulunsun. Bana tek bir kişi bile gösteremezsiniz ki terör eylemleri sebebiyle hayat kalitesi yükselmiş olsun. Tam tersine terör bizim bu yöndeki çabalarımızın hepsinin önündeki en büyük engeldir. Eğer bugün bütün teşviklere rağmen Güneydoğu Anadolu Bölgesi'ne yatırımcı gitmiyorsa, sağda solda bunu aramazına gerek yok, bunun tek sebebi terördür. Eğer Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nde işsizlik, diğer bölgelere göre daha fazlaysa bunun tek sebebi terör belasıdır. Bu terör belasını isteyenler bundan rahatsız mı? Değil. Onlar çok memnunlar, onlar buralarda yatırım yapılmasını bile istemiyorlar. İşte Hakkari'de havaalanı yapıyoruz, yapılmasını istemiyorlar. Biz iş makinelerinin yakılmasına rağmen inşaata devam ediyoruz. Havaalanını yapacağız, teröristlere rağmen bu havaalanını yapacağız.'' Hizmetlerine devam edeceklerini belirten Başbakan Erdoğan, terör ile demokrasinin bir arada yaşayamayacağını söyledi.
'Bunlar Zerdüşt'
Şırnak'ta da havalimanı yaptıklarını, teröristlerin, orada da aynı şeyi yaptığını ifade eden Başbakan Erdoğan, teröristlerin orada da iş makinelerini yaktıklarını, işçileri kaçırdıklarını ve müteahhit firmalardan haraç istediklerini bildirdi. Başbakan Erdoğan, şunları söyledi: ''Senin derdin ne, hizmet istemiyor musun? Şırnak'ta havalimanı olacak, 'istemezük', hastane olacak 'istemezük', okulları yakacaklar. E bende diyorum ki; 'ey benim Kürt kardeşim, sevgili kardeşim, bu teröriste tavrını koy ve oralar da abat olsun' diyorum. Çünkü bunlar seni insan yerine koymuyor. Ama biz seni 'yaradılanı severiz yaradandan ötürü' anlayışıyla seviyoruz. Bunların yaradan ile zaten ilgisi yok. Bu teröristlerin yeri belli, bunlar Zerdüşt. İşte şimdi kendileri açıklıyor, Yezidilikten bahsediyorlar. Bak neler çıkıyor, neler. Onlardan öğreniyoruz, bu tür ayinleri yapıyorlar. Sevgili kardeşlerim. Biz Yezidi de olsa teröre bulaşmadığı sürece, insana insan olduğu için yine değer veririz. Bizim farkımız bu. Ama bunların böyle bir derdi yok. Terörle kalkınma, gelişme bir arada olmaz, terörün olduğu yerde aydınlık bir gelecek söz konusu olmaz. Terör ve terörden beslenerek, kendilerine saltanat düzeni kuranları aradan çıkardığımızda geride çözülemeyecek hiç bir sorun kalmayacağını, açıkça söylüyorum. İnşallah önümüzdeki dönemde, terör sorununun çözümü konusunda, aynı kararlılıkla ve tüm yolları kullanarak çabalarımızı sürdüreceğiz. 75 milyonun kardeşliğidir bu işin en önemli çözümü. Onun için biz ne diyoruz; milli birlik ve kardeşlik. Bundan daha güzel bir şey olur mu?''
Seçilme yaşı
18 yaşın seçme yaşı olduğunu ifade eden Başbakan Erdoğan, daha önce seçilme yaşının 30 olduğunu, verdikleri mücadeleyle bunu 25'e indirdiklerini anımsattı.
Şimdi de ''25'i, 18'e indirelim'' dediklerini belirten Başbakan Erdoğan, ''Şu anda anamuhalefette, MHP'de buna çıkıyor'' dedi.
Erdoğan, konuşmasına şöyle devam etti: ''Bakıyorsunuz, bir tane MHP'li bir tarafına 18 yaşında gencimizi alıyor, bir tarafına da diğer gencimizi alıyor. Utanmadan, sıkılmadan o gençlerimizle dalgasını geçiyor. Ya bu ne demektir? Bu bir defa çok büyük bir seviyesizlik. Yani benim dedem Fatih, o yaşlarda bir çağı kapıyor, bir çağı açıyor, Fatih'in nesli olan bizler diyoruz ki 'yok biz yapamayız.' Böyle bir saçmalık olur mu? Bunlar dünyayı da bilmiyorlar. Şu anda AB üyesi ülkelerin 12'sinde seçme ve seçilme yaşı 18'dir, 8 tanesinde 21'dir, diğerlerinde 25'tir. Şimdi CHP ne yaptı, baktı ki AK Parti ısrarlı, 'gelin 21 yapalım' diyor. Seçme en zor olan şeydir. Seçmede 18'i kabul ediyorsun da ve 18 yaşındaki insanı eğer bir suç işlese, ona cezayı da istediği gibi veriyorsun, niye ona seçilme hakkını vermiyorsun. Ufuksuzluk çok kötü bir şey, 18 yaşındaki insana seçilme yaşını verdiğin zaman her 18 yaşında olan bu yarışın içerisinde gelip de parlamento başkanı olacak veya parlamentoda şu görevde olacak, bu görevde olacak diye bir şey var mı? Bu bir yarış, bu yarışın içinde kazanan olacak, kazanmayan olacak. Bu ülkede beni büyüklerim affetsinler, 76 yaşında, 80 yaşındaki insanlar geldiler bu ülkenin yönetiminde bulundular onlara 'eyvallah', genç dinamik, gece gündüz demeden koşacak olana 'hayır' diyorsun. Ben geçlerimizi haklarına sahip olmaya davet ediyorum, burada irade koymaya davet ediyorum.''
19. yüzyıldan bu yana üniversitelerde harçlar olduğunu belirten Başbakan Erdoğan, bu harçları kendilerinin kaldırdığını, bu yıl 3,5 milyon üniversitelinin harç ödemeden üniversiteye girdiklerini söyledi. ''Bunu yapan iktidar AK Parti iktidarıdır'' diyen Başbakan Erdoğan, ''Bundan önce iktidara gelen, SHP'si, CHP'si, DSP'si, ANAP'ı, MHP'si 'sizler niye yapmadınız bunları?' Aklınız neredeydi sizin? Bu gençliği niye düşünmediniz. Bizim derdimiz sizsiniz, eğer 'gençler bizim umudumuzdur' diyorsak, biz onlar için yatıyor, kalkıyor, düşünüyor ve ona göre de adımlarımızı atıyoruz. Biz gençliğimize inanıyoruz, gençliğimize güveniyoruz, onlarla beraberde çok daha büyük adımları atacağız. İşte onun için 81 vilayetin tamamında üniversite var. Benim milletim bir şey isterse, bunun için harekete geçerse hele gakgoşlar da bunu desteklerse önümüzde durabilecek hiç bir güç yoktur'' ifadelerini kullandı.
İstiklal Marşı'ndaki, ''Ben ezelden beridir hür yaşadım, hür yaşarım/Hangi çılgın bana zincir vuracakmış? Şaşarım/Kükremiş sel gibiyim, bendimi çiğner, aşarım/Yırtarım dağları, enginlere sığmam, taşarım'' dizelerini okuyan Başbakan Erdoğan, ''Biz buyuz öyleyse bunun gereğini yapacağız'' dedi. Erdoğan, eserlerin yapımında katkısı olan herkese de teşekkür etti.
Yıldırım: 10 yıl içerisinde havacılığı 4'e katladık
Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Binali Yıldırım da havalimanı açılış töreninde yaptığı konuşmada, havaalanının 65 yıldır Elazığ siyasetinin merkezinde yer aldığını hatırlatarak, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın ''Havayolu, halkın yolu olacak'' talimatı ile başlattığı atılımın Elazığ Havalimanı'nın açılışı ile devam ettiğini söyledi.
Terminal binası ve uluslararası ölçülerdeki pistin hayırlı olması temennisinde bulunan Yıldırım, ''Hava yolu halkın yolu söylemiyle çıktığımız bu yolculukta Allah'a şükür 10 yıl içerisinde havacılığı 4'e katladık. Elazığ, Türkiye'deki büyümede çok daha büyük noktaya geldi. Sadece 46 bin uçak yolcusu varken, bugün 550 bine çıkmıştır. Elazığ'ın nüfusu kadar Elazığ'da yolcu eden sayısına ulaşılmıştır'' dedi.
Yıldırım, havacılıkla ilgili hedeflerinin tüm hızıyla devam ettiğinin altını çizerek, 2023'te 375 milyon hava yolcusu sayısına ulaşmayı hedeflediklerini ve bunun için de yurdun her tarafında hava yoluyla gidilecek şekilde havaalanları yapmaya devam ettiklerini bildirdi.
'Akil adamlarla ilgili sıkıntı yok'
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Elazığ Belediye Başkanlığı'na gelişinde gazetecilerin sorularını yanıtladı. Bir gazetecinin yerel seçimlerin tarihine ilişkin sorusu üzerine Erdoğan, yarın İstanbul'daki programında yerel seçimlerle ilgili önemli değerlendirmelerde bulunacağını söyledi.
''Terör sorununun çözümünde akil adamlar'' önerisine ilişkin soru üzerine de Erdoğan, kendisinin daha önce bu konuda herhangi bir isim zikretmediğini söyledi. Başbakan Erdoğan, ''Akil adamlar konusunda bir sıkıntı yok. Hangi önerilerle gelirlerse değerlendiririz, önerilere açığız, biz buradayız'' dedi.
Başbakanlığa ait otobüsle vatandaşları selamlayarak Elazığ Belediyesi'ne gelen Erdoğan, kendisini binaların balkonlarından ve cadde kenarlarından izleyen yurttaşlara kısa bir hitapta bulundu.
Erdoğan, Havalimanı, olimpik yüzme havuzu ve eğitim tesislerinin açılışı için Elazığ'da bulunduğunu ifade ederek, ''Bu vesilelerle Elazığ'da bulunmaktan, Elazığımızla sizlerle bu heyecanı yaşamaktan büyük memnuniyet duyuyorum'' dedi.
Başbakan Erdoğan, daha sonra Elazığ Belediye Başkanı Süleyman Selmanoğlu ve belediye başkan yardımcıları tarafından karşılandı.