İlaç takip sistemi geliyor

Sahte kupür ve sahte ilaçların önüne geçebilmek amacıyla Sağlık Bakanlığı'nın hayata geçirmeyi planladığı, her ilacın tek tek izlenmesini sağlayan "İlaç Takip Sistemi (İTS)", büyük ilaç tekellerinin ülkemizdeki ilaçları kontrol edebilme imkânı elde edebileceği öne sürülerek eleştirilere neden oldu.

cumhuriyet.com.tr

Eczanelerde halen kullanılmakta olan barkodların yerine kare barkodların kullanılacağı yeni sistemin, bugüne dek dünyanın hiçbir ülkesinde uygulanmadığını, projenin hayata geçmesi durumunda çok sayıda eczanenin kapanmak durumunda kalabileceğini belirten eczacılar, Büyük ilaç firmaları ülkemizde her ilacın bilgisine ulaşarak kâr politikalarını buna göre belirleyecekler. Sistemin kabul edilebilir hiçbir yanı yok. Sistem uygulanmaya girerse ülkemizde büyük bir kaos olur, halkın ilaca ulaşması çok zor hale gelebilir dediler.

İlaç Takip Sisteminin 1 Haziran 2009da uygulamaya girmesi bekleniyordu. Ancak geçen günlerde Resmi Gazetede yayımlanan Beşeri Ürünlerin Ambalajlanması ve Etiketlenmesi ile İlgili yönetmeliğe göre projenin hayata geçmesi 1 Temmuza, her ilacın kare barkod taşıma zorunluluğu ise 31 Aralık 2009 tarihine ertelendi.

 

‘Tahribatlara yol açar’

İstanbul Eczacı Odası Başkanı Semih Güngör, her ilacın kare barkod sistemiyle etiketlenmesi ve tek tek izlenmesinin, mesleklerinde büyük tahribatlara yol açacağını, bunun halkın ilaç alımına da doğrudan etki edeceğini savundu.

Güngör, sahte ilaçların önüne geçme amacı taşıyan projeyi eleştirererek Türkiyede sahte ilaç yok denecek kadar azdır. Asıl sahtecilik kupür sahteciliğindedir. Var olan az sayıdaki sahte ilaçlar ise Tahtakaleye nereden geldiği belli olmayan, cinsel gücü arttıran ilaçlar ile besin takviyeli bazı ilaçlardır dedi.

İTSnin ilk olarak Sağlık Bakanlığı İlaç Eczacılık Genel Müdürlüğünde yönetim danışmanı olan İbrahim Nayır döneminde başladığını, o dönemde yalnızca ilaçların numaralandırılması ve takibi ile ilgili olan projenin zamanla daha da genişlediğini anımsatan Güngör, Ardından bu konu ile ilgilenmek üzere bir ekip oluşturulmuş ve bu ekip 17 Ağustos 2007de İstanbulda geniş kapsamlı bir toplantı yapmış. Toplantıya bilişim, ilaç, ilaç depoları, yazılım gibi birçok firma katılmış ancak eczacılar adına bir tek Türk Eczacılar Birliğinden bir kişi katılmış. O toplantı da aslında İTS ile ilgili ilk kesin kararda alınmış olmuşdiye konuştu. Güngör, şöyle devam etti: Bu işin arkasındaki bir ilaç firmasının genel müdürü ABDden Türkiyedeki eczaneden bu ay nelerin satıldığını, kim tarafından hangi hastaya gittiğini tüm verilere ulaşacaktır. İTS uluslararası ilaç tekellerinin dünya ilaç pazarını izleyebilecekleri en güvenli yoldur. Bunun için bir denek oluşturmak gerekiyordu ne yazık ki Türkiyeyi buldular. Öyle bir sistem oluşturmak istiyorlar ki amaçları, halka ulaşan her şeyi bulup ona göre ilaç politikalarını belirlemek ve kâr etmeyi sağlamak. İTSyi başka ülkeler uygulamak istedi ama sonra Türkiye bunu yapmak için kolları sıvayınca projelerini durdurdular, bizim sonuçları beklemeye başladılar. Bu sistem dünyanın başka bir ülkesinde yok. Sahte ilaçla mücadelede dünyanın farklı ülkelerinde IMPACT (Tıbbi Ürün Sahteciliğine Karşı Çalışma Grubu) adlı kuruluş var. Bu kuruluşta son derece saygıdeğer, güvenilir olan Dünya Sağlık Örgütü (WHO), dünyadaki eczacıların en üst örgütü, sivil toplum kuruluşları gibi örgütler bulunuyor. Sahte ilaçla mücadelede değişik alternatifleri kullanıyorlar. Örneğin ilaçları ışıktan geçirerek sahte olup olmadığına bakıyorlar.

 

Milyarlarca ilaç çöpe gidecek

İTSnin yürürlüğe girmesinde halen çok sayıda teknik altyapı eksikliğinin bulunduğuna dikkat çeken Güngör, 1 Temmuzda da İTSnin uygulamaya konulmasının teknik altyapı tamamlanamadığı için zor olacağını, bu tarihin daha da uzayabileceğini tahmin ettiklerini kaydetti. Göngör, En büyük eksiklik ilaç sanayisinin yüzde 90ı kare kod barkod sistemini oluşturmamış, ecza depoları da hiçbir altyapısını tamamlamamıştır dedi. Kare kodlu ilaçların üzerinde fiyat kupürünün de olmayacağını anımsatan Güngör, Sağlık Bakanlığı şu an pazarda bulunan fiyat kupürlü ilaçların 1 Ocak 2010dan itibaren pazarda olmayacağını, ilaç firmalarının bu ilaçları geri alacağını söylüyor. Oysa ilaç sanayisi Ben bunları geri almam. Alıp da ne yapacağım, çöpe mi atacağımdiyor. 1 Ocak 2010da milyarlarca TLlik ilaç eczacının elinde resmen çöpe atılacak vaziyete gelecek. Çünkü onları o tarihe kadar eczacının tüketme şansı yokdedi.

 

GS1 nedir?

Türkiyede uygulanacak olan kare barkodu üreten ve sahibi olan kuruluş GS1. Ticaretin küresel anlamı olan GS1, 1974te Avrupada 12 ülke tarafından ürünlerin tanımlanmasıiçin kuruldu. Her alandaki her bir ürünü tanımlayrak standart amacıyla yoluna devam eden GS1, daha sonda EAN (Avrupa Mal Numaralandırma Örgütü) adını aldı. Ülkemizde 1988de Milli Mal Numaralandırma Merkezi adıyla Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği bünyesinde kurulan GS1in arkasında uluslararası ilaç tekelleri, dev zincir eczaneleri, hastanelerin olduğu öne sürülüyor.

 

Eczacının sorunları

Her eczanenin elinde olan barkod okuyucuları çöpe atarak kare kodlu barkodları okutabilmeleri için 2D adındaki yeni okuyucular alması, İTS ile uyumlu yeni bir yazılım programı alması ya da var olan yazılım programını İTSye uygun hale gelecek şekilde güncellemesi gerekecek.

Eczane kendisine bildirimi yapılmadan gelmiş bir ürünü sattığında, böyle bir ürün seceresi eksik olduğu gerekçesi ile ödenmeyecek.

Eczaneler arasında yapılan takaslar eczanelerin birbirlerine sattıkları ürünlere dönüşecek.

İTS uygulanmaya başlandığında eczane ve hastane stoklarındaki ilaçlar büyük sorun yaşanacak.

Eczaneler İTSyi uygulayabilmek için gerekli tüm yatırımı kendilerine finanse etmek zorunda kalacaklar. Eczaneler teknik altyapı, yazılımlar, bilgisayar, üzerinde fiyat gösteren yazar kasa, 2D barkod okuyucular, jeneratörler (İTSye bildirim sırasında elektrik kesintisi olursa bir daha o ilaç hakkında bir daha işlem yapılamayacak) ve ilave elemanlar almak zorunda kalacak.

İTSnin güçlü bir server altyapısı olmadığından hizmet sunumunda günlerce sorunlar yaşanabilecek.

 

İTS nasıl işleyecek?

İlaç Takip Sisteminin henüz tam olarak kesinleşmemiş bile olsa, ilaç bilgilerinin tek bir server değil, farklı bilgilerin kaydedileceği birden fazla server olacak. Her firma ürettiği ilaca bir kare kod basacak ve bu bilgileri İTSye gönderecek. Sonra ürünler dağıtımda depolara gidecek, oradan da bilgiler yeniden İTSye aktarılacak. Depolar da hangi eczaneye ürün yolladıysa onun bilgilerini de yine sisteme bildirilecek. Hastanın ilacı eczaneden alması sırasında da ilk önce ilacın kodu İTSye bildirilecek, oradan ilacın sahte olmadığına dair bilgi eczacıya gelecek, ardından eczacı bu kez Sosyal Güvenlik Kurumuna bilgileri gönderecek. SGKnin onay vermesi sonrasında da eczacı bu onayı sisteme iletecek.

Bu şekilde her işlem sırasında bunların tümü tek tek yapılmak zorunda. Son derece de karmaşık.