İktidarın memuru oyalama taktiği sürüyor
Toplu sözleşme müzakerelerinin sonuçlanması için bugün saat 24.00’e kadar zaman var. Sözleşme imzalanamazsa yarın itibarıyla hakeme başvuru süreci başlayacak.
Mustafa ÇakırYaklaşık 4.2 milyon memur ile 2.2 milyon memur emeklisinin 2022-2023 döneminde alacağı zam oranlarının belirleneceği toplusözleşme görüşmeleri 2 Ağustos’ta başlarken, iktidar genele ilişkin ilk teklifini 12 Ağustos’ta duyurdu. Buna göre 2022’de yüzde 5+6, 2023’te yüzde 6+6 zam ve enflasyon farkı verilecek. Masada yer alan üç konfederasyon ise teklifi reddetti.
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Bilgin teklifi açıkladıktan sonra, “Bu, taleplere karşı verilen bir tekliftir. Bunlar müzakere edilecektir, bu müzakerelerin sonucundan da uzlaşacağımız bir oranda hem enflasyonu kontrol altına alacak bir çizgi içerisinde hem çalışanlarımızı enflasyona karşı koruyacak bir ücret politikasında karar aşamasına geliriz” dedi. Bilgin “müzakere edilecek” dedi ama aradan geçen 9 günde hükümet kamuoyu önünde ikinci bir teklif sunmadı. Bu süreçte iktidar, konfederasyonları resmi olarak masaya da davet etmediği için kamuoyu önünde hiçbir pazarlık yapılamadı. Dolayısıyla süreç masadaki bütün konfederasyonların katılımı ile müzakere yapılamadan tamamlanmış oldu. Memur-Sen ile iktidar arasında bir görüşme olup olmadığı konusunda da kamuoyuna bir şey yansımadı.
MEMUR-SEN SESSİZ
Oysa ay başından bu yana süren hizmet kollarına ilişkin görüşmeler 17 Ağustos’ta sona erdi. 11 hizmet kolunun tamamında Memur-Sen’e bağlı sendikalar yetkili. Dolayısıyla da hizmet kollarındaki görüşmeleri sadece Memur-Sen’e bağlı yetkili sendikalar yürüttü. Ancak bugüne kadar yetkili sendikalar hangi konularda anlaşma sağlandığı, nerelerde anlaşmazlık olduğu konusunda da kamuoyuyla hiçbir bilgi paylaşmadı. İktidar, teklifin açıklandığı toplantıda 3600 ek gösterge ile sözleşmelilere kadro konusunda yine vaatte bulundu. Ancak bu iki konuda da sonrasında hiçbir açıklama yapılmadı. Kapsamın ne olduğu, ne zaman gerçekleştirileceği konuları havada kaldı. Bugün itibarıyla artık müzakerelerde son güne gelindi. Toplusözleşme müzakerelerinin sonuçlanması için bugün saat 24.00’e kadar zaman var. Bu gece yarısına kadar sözleşme imzalanamazsa yarın itibarıyla hakeme başvuru süreci başlayacak. Hakem de ay sonuna kadar kesin kararını verecek.
KESK'TEN AÇIKLAMA
KESK, süren toplu sözleşme müzakereleri hakkında önemli bir açıklama yaptı. 5,5 milyon kamu emekçisi ve emeklisi adına soruyoruz diyen KESK, "Toplu sözleşmede neler oluyor? Kimden, neyi, saklıyorsunuz?" diye sordu.
KESK'ten yapılan açıklama şu şekilde:
Çinliler birisine beddua edecekleri zaman “Tuhaf zamanlarda yaşa” dermiş. Sanki bu beddua ülkemize yapılmış gibi gerçekten tuhaf şeyler yaşamaya devam ediyoruz.
Bugün öğleden sonra medyaya ulaştırılan Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı basın duyurusu da 11 gündür hükümetin yeni bir toplu sözleşme teklifi yapmasını bekleyen 5,5 milyon kamu emekçisine ve emeklisine “tuhaf” duygular yaşatmıştır.
Söz konusu basın duyurusunda:
“Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanımız Sayın Vedat Bilgin Başkanlığında, “2022-2023 yıllarını kapsayan 6. Dönem Toplu Sözleşme Görüşmeleri” kapsamında düzenlenecek toplantıda kamu görevlilerinin geneline ilişkin toplu sözleşme müzakerelerinin sonucu açıklanacaktır.” denilmektedir.
Aynı saatlerde Çalışma Bakanlığı tarafından konfederasyonumuza verilen bilgi de bu durumu teyit etmektedir.
Yeni bir oldubitti durumu ile karşı karşıyayız!
Bilindiği üzere kamu emekçilerini ve emeklilerini kapsayan toplu sözleşme görüşmelerinde hükümet ilk teklifini 12 Ağustos’ta yapılan toplantıda paylaşmıştır. Söz konusu teklife göre için altışar aylık dilimler halinde 2022 için %5+%6, 2023 yılı için %6+%6 maaş artışı teklif edilmiş, 3600 ek gösterge ve sözleşmeli personel için içeriği belli olmayan, köşeli cümleler kurulmuştu.
Dolayısıyla tüm konfederasyonlar ve sendikalar hükümet tarafından yapılan ilk teklifi “müzakere edilmez” bir teklif olarak nitelendirmiş ve kamu emekçilerinin reel gelirinde yaşanan erimeyi gideren, vaat yerine temel sorunlarını çözen yeni bir teklif beklediklerini kamuoyu ile paylaşmıştır.
Kamu Görevlikleri Sendikaları Heyetinde yer alan bir konfederasyon olarak, KESK olarak tam 11 gün boyunca, her gün, yeni bir teklifi yapılıp yapılmayacağını, yapılacaksa 4688 sayılı yasaya göre bizim de katılmamız gereken toplantının ne zaman gerçekleştirileceği konularında defalarca girişimde bulunduk Ancak 11 gündür defalarca görüştüğümüz Çalışma Bakanlığı’ndan hep aynı cevabı, “Henüz net değil” cevabını aldık.
Ne Çalışma Bakanlığı yetkilileri ne de masada “yetkili” sıfatı ile oturan konfederasyon ve sendikalar KESK’in katılımına kapattıkları kapalı kapılar ardında yürütülen müzakerelerin içeriği hakkında tek bir cümle kuramamış, komisyon raporları hakkında hiçbir bilgi vermemiş, işi “müzakereler sürüyor” diyerek geçiştirmiştir.
Sendikalara ilişkin komisyon çalışmalarının tamamlanmasının üzerinden 15 gün, Hükümetin genele yönelik ilk teklifini açıklamasının üzerinden 11 gün geçmiştir.
Ancak 5,5 milyon kamu emekçisi ve kamu emeklisi maaş artışı rakamlarından 3600 ek göstergeye, seyyanen zam tutarından refah payı verilip verilmeyeceğine, sözleşmelilerin kadroya alınıp alınmayacağından gelir vergisi adaletsizliğinin giderilmesine ilişkin taleplerinin kabul edilip edilmediğini konuyu biri birinden farklı haberlerle veren televizyonlardan, haber sitelerinden öğrenmeye çalışmaktadır.
Hizmet kollarındaki toplu sözleşmelerin içeriği ise tamamen belirsizdir. Çünkü kapalı kapılar ardında yapılan görüşmelerden, komisyon raporlarından hiçbir kamu emekçisinin bilgisi yoktur. Örneğin bir öğretmen eğitim hizmet kolundaki durum hakkında hiçbir bilgiye sahip değildir. Ek ders ücretleri artacak mı? bilmemektedir. Yine bir sağlık emekçisi pandemi dönemindeki en temel talebi olan “Covid-19 meslek hastalığı olarak kabul edilsin” talebi kabul edilmiş midir, edilmemiş midir? Bilmemektedir.
Kısacası 5,5 milyon kamu emekçisi ve emeklisi yeni bir oldubitti durumu ile karşı karşıyadır.
KESK olarak bir kez daha uyarıyoruz.
Resmi enflasyon rakamlarına dayalı her maaş artışı hangi sendikanın üyesi olursa olsun tüm kamu emekçileri için yeni kayıplara kapı açmaktır.
Çarşıda, pazarda, mutfakta yaşadığımız hayat pahalılığının, gerçek enflasyonun %45’i aştığı koşullarda kamu emekçilerinin ve emekliklerin; maaşlarındaki reel erimeyi gidermeyen, 3600 ek gösterge, gelir vergisi adaletsizliği, güvenceli-kadrolu istihdam, ek ödemelerin emekliği aylığına yansıtılması başta olmak üzere temel taleplerini görmeyen bir mutabakata imza atmaya hiç kimsenin “yetkisi” yoktur.
Çalışma Bakanlığını ve masada “yetkili” sıfatı ile oturanları derhal bu belirsizliğe son vermeye çağırıyoruz. 5,5 milyon kamu emekçisi ve emekli ile “uzlaşma sağlandı” denilen genel toplu sözleşmeye ilişkin detayları, sürdüğü söylenen sendika toplu sözleşmelerinde gelinen aşamayı paylaşmaya davet ediyoruz.
KESK’i toplu sözleşme süreci dışına itme hukuksuzluğuna karşı yasal haklarımızı kullanacağımızı tüm kamuoyuna saygıyla duyuruyoruz.
Yürütme Kurulu