"İktidarı bırakmak her iktidar için kaçınılmaz kader"
Eski CHP Genel Başkanı ve Antalya Milletvekili Deniz Baykal Antalya Serbest Muhasebeciler ve Mali Müşavirler Odası'nı ziyaretinde yaptığı açıklamada; "İktidarı bırakmak her iktidar için kaçınılmaz kader, önemli olan usule, hukuka, toplumun beklentilerine uygun şekilde hayata geçirilmesidir" dedi.
cumhuriyet.com.trAntalya Serbest Muhasebeciler ve Mali Müşavirler Odası'nı ziyaret eden Baykal, Türkiye'de güncel siyasal olaylar nedeniyle ekonominin çok fazla konuşulmadığını ancak asıl konuşulması gereken konunun ekonomi olduğunu söyledi. Ekonominin, çok ciddi değerlendirilmesi gerektiğini ifade eden Baykal, "Türkiye'nin döviz yükümlülüğü ve döviz varlığı arasındaki fark, milli gelirin yarısından fazladır. Bu kırılgan bir manzara yaratıyor. 'Türk ekonomosi ne olur acaba' kaygısını ortaya çıkarıyor" diye konuştu.
Kalıcı, ciddi, yapısal ekonominin gerekleriyle uyumlu, orta dönemde ekonomiyi destekleyecek önlemler almak yerine "vurkaç" yöntemi uygulandığını ileri süren Baykal, bu durumun sorunun çözülmesine engel olduğunu belirtti. Doların yükselmeye başladığını, bunların arkasında alınmayan tedbirlerin bulunduğunu kaydeden Baykal, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Dünyada ekonomi allak bullak. Bütün ülkeler sorunlarla karşı karşıya. Ekonomi çökmüş, bunalım içinde. 'Gene biz iyiyiz' duygusu var Türkiye'de. Bu doğrudur. Ama sormak lazım, neden biz şimdi iyiyiz? Bizi duyarlı bir anlayışla yönetiyorlar, ondan dolayı mı iyiyiz, yoksa bir 10 yıl önce bu konuda Türkiye ciddi önlemler aldı, ondan mı? 10 yıl önce alınan tedbirler sayesinde ekonomi politikası yeniden şekillendi ve 10 yıldır o politikayla yürüdüler, o politikayı da bozamadılar."
Baykal, 10 yıl önce ekonomi alanında Türkiye'de gerekli tedbirler alınırken, Avrupa ülkelerinin bol para ortamında "vur patlasın, çal oynasın" yaşadığını öne sürerek, o yıllarda tedbirler alınırken ağır bedeller ödendiğini dile getirdi.
Başbakanlık önüne yazar kasalar atıldığını, "kıyametlerin koptuğunu" ifade eden Baykal, "10 yıl öncesinde alınan tedbirler sayesinde Türk ekonomisi mali bakımdan istikrarlı bir noktaya yöneldi. Türkiye ekonomisi açısından bir başarı varsa bu başarı bu iktidarın değil, koalisyon döneminde izlenen politikanın başarısıdır" diye konuştu.
Ekonomideki istikrarda Bülent Ecevit'in, Kemal Derviş'in katkıları bulunduğunu belirten Baykal, buna rağmen hala alınması gereken başka tedbirler olduğunu, aksi takdirde sıkıntıların yeniden çıkmaya başlayacağını söyledi.
"İktidarı bırakmak her iktidar için kaçınılmaz kader"
Türkiye'de siyasetin çok hareketli olduğunu kaydeden Baykal, siyasette çok köklü, yeni dengeler, yeni değişimler ortaya çıktığını dile getirdi. Türkiye'nin temel yeni bir siyasi değişimi hayata geçirmesi gerektiğini anlatan Baykal, demokrasinin böyle değişimlerin uyum içinde geliştiği rejimler olduğunu kaydetti.
Demokrasinin değişimlere kapı açan, fırsat veren, değişimleri engelleme peşinde koşmayan sistemler olduğunu vurgulayan Baykal, şöyle konuştu:
"Elindeki imkanları kullanır, değişimin önünü tıkarım, dayatırım' diyerek bir yere varmak mümkün değil. 1950 yılında CHP halkın hissiyatını saygı göstererek 'Halk kimi isterse o ülkenin başında kalmalıdır' dedi ve iktidardan uzaklaştı ancak birileri iktidara geldikten bir süre sonra iktidardan uzaklaşmak kabul edilemez hale geliyor. İktidardan uzaklaşma kaygısı, korkusu yüreklere siniyor. Demokrasi her aşamada gözetilmesi gereken bir kriterdir. Demokrasi sadece sandıktan ibaret değil. İktidarı bırakmak her iktidar için kaçınılmaz kader. Önemli olan usule, hukuka, toplumun beklentilerine uygun şekilde hayata geçirilmesidir."
Mısır'da yaşanan olaylar ve Türkiye
Mısır'da yaşanan olaylara değinen Baykal, seçim yapmakla demokrasiyi hayata geçirmenin mümkün olmadığına işaret etti. Seçimi demokrasi için bir başlangıç olarak değerlendiren Baykal, "Mısır'dan çıkarılması gereken ders bence, darbe kötüdür, darbe kabul edilemez, darbe yanlıştır. Ama toplumu öyle bir noktaya getirmekten uzak tutmak, gereklerini yerine getirmek, demokrasinin temel ilkelerinden ödün vermemek, uzlaşma anlayışını hiç bir zaman bırakmamak gerekir" dedi.
Mısır'daki olayların çıkış sebeplerinden birisinin Anayasa olduğuna işaret eden Baykal, şöyle devam etti:
"Anayasayı uzlaşma aramadan, farklı siyasi eğilim sahibi grupların temsilcilerinin bir araya gelip birlikte uzlaşacakları çevre yaratmalarına fırsat vermeden, 'Benim anlayışıma göre budur' diyerek, bir siyasi merkezin topluma dayatmaya teşebbüs etmesi önemli siyasi duygusal kırılma yarattı. Mısır'a baktığımız zaman, görmemiz gereken önemli olaylardan birisi budur. Mısır, farklı kesimlerin katılımıyla ortak anayasayı şekillendiremedi, bu durumdan ders çıkarılmalı. Türkiye de bir anayasa çalışması içinde. Anayasanın mutlaka uzlaşma ile yapılma zorunluluğu vardır."
Dayatma ya da "Ben yaptım oldu" mantığıyla anayasanın hazırlanamayacağını vurgulayan Baykal, "Anayasayı bu şekilde çözmeye kalkarsanız çok daha ciddi krizleri hazırlarsınız. Buradan çıkarmamız gereken bir ders de budur. Anayasa, çok hassas bir konudur. Gerçek bir mutabakatı, gerçek bir uzlaşmayı zorunlu kılan bir konudur. 'Denedim olmadı o zaman ben de bildiğim gibi yaparım' diye dayatılacak bir konu değildir. Mısır'da bu konudan da ders çıkarmak gerekir" diye konuştu.
Mısır'da 2010 yılında seçim yapıldığını ve Hüsnü Mübarek'in yüzde 95 ile seçimi kazandığını ancak bir yıl sonra yönetimden alındığını hatırlatan Baykal, Mübarek'e yapılanın da darbe olduğunu söyledi.
Ülkenin bir darbeden bir darbeye sürüklendiğine dikkati çeken Baykal, darbelerin hoş karşılanamayacağını dile getirdi. Demokrasinin ince bir sanat olduğunu, darbenin demokrasi kitabının sadece birinci bölümünü oluşturduğunu ifade eden Baykal, "Demokrasi kitabının tamamını okursanız orada demokrasinin ince bir sanat olduğunu görürsünüz. Yani 'Birinci bölümü okuduk gerisine gerek yok' diyemezsiniz. Derseniz bu iş yürümez, işlemez" diye konuştu.
ATSO ziyareti
Baykal, daha sonra Antalya Ticaret ve Sanayi Odası (ATSO) Yönetim Kurulu Başkanı Çetin Osman Budak ile üyeleri ziyaret etti.
Baykal, ziyarette yaptığı konuşmada, Antalya'nın aydınlık duyguların her an ayakta kaldığı, her kesimden insanın huzur, barış içinde yaşadığı bir kent olduğunu söyledi. 2016 yılında Antalya'da yapılacak dünyanın botanik EXPO'suna değinen Baykal, EXPO için Antalya'ya yapılacak yatırımların kalıcı olması gerektiğini kaydetti.