İktidar yürüyüşünde son çıkış

Ülkemizin kurucu partisi CHP, 37. Olağan Kurultayı’nı yapıyor. Parti kadrolarının bir kısmı, siyasi kurgusu yenilenecek.

Sertaç Eş

Kurucu liderimiz Mustafa Kemal Atatürk’ün Gençliğe Hitabesi’nde dediği gibi “ahval ve şerait”e bakmakta fayda var. Türkiye, her türlü planlamadan uzaklaşmış durumda. Dış politika planlanmıyor, ekonomi planlanmıyor.

Eğitim, sağlık kazanç odaklı. Üretim büyük oranda dış kaynaklı, övündüğümüz 83 milyonluk nüfusumuz büyük bir pazar. Demokrasi ölçütleri açısından geriliyoruz. Adam kayırmacılık, akrabacılık Osmanlı’nın son dönemini anımsatıyor. Dış politika öngörüden, sürdürülebilir olmaktan uzak. Doğu Akdeniz’deki çıkarlarımızı, son seçeneklerden olan Libya ile korumaya çalışıyoruz. Yanlış bölge politikası nedeniyle Rusya ile güneyden de komşu olmuşuz.

Moskova, artık Libya’da, Suriye’de, Azerbaycan’da askeri mesajlar veriyor. ABD ile her alanda sorunluyuz, Biden’ın seçimi kazanmasının Türkiye’ye baskıyı daha da artıracağı değerlendiriliyor. Bu ortamda “Libya’dan başlayacak İslam coğrafyasında yeni uyanış” rüyaları görülüyor.

SİYASAL TUZAK

Kan kaybını hisseden iktidar, Ayasofya üzerinden gerginlik arıyor, kaçan tabanını geri döndürmeye çalışıyor. Bu uğurda kontrolsüz noktaya gelinmiş durumda. Diyanet İşleri Başkanı, Ayasofya’nın bulunduğu İstanbul’u işgalden kurtaran son liderimiz Atatürk’ü, elinde kılıçla “lanetliyor”. Bu lanetlemeyi MHP liderinin yanı sıra, Harbiye’deki Atatürk yoklamalarında, “içimizde” diye haykıranlar, üniformaları üzerinde, sessizce dinliyor. Bari üniformaları çıkarsaydınız... Merak edilen şu: İktidar uğruna sınır tanımazlık, saldırılar nereye kadar sürecek?..

MANİFESTO

İşte bu “ahval ve şerait içinde” Atatürk’ün partisi CHP, olası seçimden önce son dönemeci geçiyor. Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu, iktidarın kurduğu siyasal tuzağa yanıt vermedi, o mindere çıkmadı. İkinci Yüzyıla Çağrı Beyannamesi’ni açıkladı. Türkiye’nin dış politikada savrulmasını anlattı. Bunu, “Rusya’nın Türkiye ile nasıl oynadığı” ile örneklendirdi.

Atatürk’ün Sadabad Paktı uygulamasını, Ortadoğu İşbirliği Teşkilatı önerisiyle güncelledi. İktidarı Millet İttifakı ile hedeflediğini, “Dostlarımızla iktidar olacağız” vurgusuyla açıkladı. İttifakın nasıl olacağı, üçüncü ittifakın oluşup oluşmayacağı “Dostlarımız” yaklaşımıyla belirlenecektir. Bu aşamadan sonra CHP’nin yaklaşımının daha geniş katılımlı tek ittifak olduğunu söyleyebiliriz. En çok önem verilmesi gerektiğini düşündüğümüz yaklaşımı ise ekonomi konu başlığındaydı: Stratejik Planlama Teşkilatı kuracağız. Bu kurum en stratejik konu olarak tarımı ele alacak.

Türkiye uzun süredir plan yapmıyor, geleceği planlamıyor. “Pahalıya üretme, satın al” sloganı tüm Cumhuriyet kazanımlarını; şeker fabrikalarını yok ediyor. Savunma sanayisindeki başarılar bile doğan ihtiyaçları giderme arayışından kaynaklanıyor.

Yaşamı uzun erimli planlayan henüz yok. Kılıçdaroğlu, Türkiye’nin uzun süredir uğraştığı bir sorun olan Kürt sorununun da gerçekçi çerçevesini çizdi. Sorunun çözüm zemini Meclis, yöntemi demokrasi temelli... “Üniter yapıyı güçlendireceğiz, Kürt sorununun yabancı güçler tarafından manivela olarak kullanılmasına izin vermeyeceğiz” sözlerinin altı çizilmeli. Bu, CHP üzerinden olmayacak hayaller görenler için de önemli... Türkiye AKP yorgunu, CHP tabanı iktidara istekli, başarı ise uygulamayla olanaklı...