İklim sisteminde yaşanan değişiklikler insan ürünü!
Hükümetlerarası İklim Değişikliği Paneli'nin 5. Değerlendirme raporu açıklandı. Raporun sonuçlarına göre iklim değişikliği, insanlar ve ekosistemler üzerinde büyük bir risk oluşturuyor. Bu riskleri yönetmek için, acilen değişem iklim sistemlerine uyumlu politikaların oluşturulması şart!
Zuhal Aytolun/CumhuriyetBoğaziçi Üniversitesi Öğretim Görevlisi Doç. Dr. Barış Karapınar, harekete geçilmezse iklim değişikliğinin 21. yüzyılın en büyük sosyal adaletsizlik kaynaklarından biri olmasının beklendiğini söylüyor. Türkiye'nin de dahil olduğu Hükümetlerarası İklim Değişikliği Paneli'nin (IPCC) 5. Değerlendirme Raporu açıklandı. İklim Değişikliği 2014: Etkiler, Uyum ve Kırılganlık Raporu, küresel iklim değişikliğinin çeşitli sektör ve alanlara etkilerini, iklim değişikliğine uyum politikalarını ve ülkelerin iklim değişikliğine kırılganlıklarını ele alıyor. IPCC'nin başyazarlarından Greenwich Üniversitesi'nden Prof. Dr. John Morton, Boğaziçi Üniversitesi Ekonomi bölümünden Doç. Dr. Barış Karapınar'ın değerlendirdiği rapor, net bir gerçekliğin altını çiziyor: İklim sisteminde yaşanan değişiklikler insan ürünü! Bu da tarımdan gıda fiyatlarına, insan sağlığı ve altyapı sistemlerine kadar her alanı etkiliyor. Bir an önce önlem almak şart!
IPCC Raporu, aynı zamanda iklim değişikliğinin küresel ve ulusal güvenlik politikaları için büyük önem teşkil ettiği yönünde de uyarılar içeriyor. Morton, iklim değişikliğinin ürün verimlerini, gıda güvenliğini ve kırsal geçim kaynaklarını küresel ve yerel ölçeklerde tehdit ettiğini söylüyor. Bu riskleri yönetmek için de bir an önce hem iklim değişikliğine uyum üzerine çalışıp hem de iklim değişikliğine neden olan sera gazı emisyonlarının azaltılması gerektiğini vurguluyor.
Raporun başyazarlarından Boğaziçi Üniversitesi Öğretim Görevlisi Doç. Dr. Barış Karapınar, 70 ülkeden yaklaşık 300 bilim insanının, binlerce bilimsel çalışmayı değerlendirerek hazırladığı raporla ilgili şunları söylüyor: “Rapor, iklim değişikliğinin etkisiyle su kıtlıklarının ve kuraklığın artacağını , tarımsal verimliliklerin düşeceğini, gıda fiyatlarında dünya genelinde yüzde 85'e varan artış gerçekleşebileceğini öngörüyor. Bu olumsuzluklardan en fazla etkilenecek toplumsal grupların başında yoksullar, siyasal, sosyal ve ekonomik olarak dışlanmış sosyal katmanlar, kadınlar ve çocuklar geliyor. İklim değişikliğinin 21. yüzyılın en büyük sosyal adaletsizlik kaynaklarından biri olması bekleniyor. İklim ağı adına konuşma yapan Deniz Ataç ise iklim değişikliğine uyumun yanı sıra bununla mücadele etmemiz gerektiğini özellikle vurguluyor. IPCC'nin bu raporu, tüm ülkelerle birlikte Türkiye'nin de iklim biliminin gösterdiği doğrultuda harekete geçmesi için bir uyarı niteliğinde!
Neler mi olacak?
Gıda fiyatlarında 2050 yılına kadar dünya genelinde yüzde 85'e varan artışlar öngörülüyor. İklim değişikliğiyle birlikte ticaret hacimleri ve ağı da etkilenecek. Beslenme yetersizliği olan çocuk sayısı 20-25 milyon artacak. 2050'de 1 milyar kişi 100 lt/gün altında su ile yaşamak zorunda kalacak. Rapora göre sera gazı salımları, 800 bin yıllık dönemde hiç olmadığı kadar yüksek düzeye ulaştı ve buzullardaki erime hızla sürüyor.
Türkiye ne yapmalı?
İklim Ağı, bugün gelinen noktada Türkiye'nin sera gazı azaltım hedefi belirlemesinin yaşamsal bir zorunluluk olduğunun bir kez daha altını çiziyor. Küresel çözümün parçası olmak için iklim değişikliğine uyum politikalarının geliştirilmesi, Türkiye'nin başta kömür olmak üzere fosil yakıta dayalı enerji vizyonunun ciddiyetle gözden geçirilmesi, enerji verimliliği ve yenilenebilir enerji politikalarının etkin bir biçimde uygulanması gerektiğini vurguluyor.