"İkinci çuval vakasıdır"

MHP Grup Başkanvekili Oktay Vural, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın ABD ziyareti sırasında korumalar arasında yaşanan tartışma ile ilgili olarak ''Ne sebeple olursa olsun Başbakan'a yapılan muameleyi kınıyorum. İkinci çuval geçirme hadisesidir'' dedi.

cumhuriyet.com.tr

MHP İzmir İl Başkanlığı'nda basın toplantısı düzenleyen Oktay Vural, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın ABD ziyaretinin ''hangi amaçla ne için yapıldığı bilinmeyen'' bir gezi olduğunu söyledi.

Vural, korumalar arasındaki tartışmaya ilişkin ''Ama yine de ne sebeple olursa olsun Başbakan'a yapılan muameleyi kınıyorum. İkinci çuval geçirme hadisesidir. Sayın Başbakan bu muamele karşısında küsüp oteline döneceğine Türkiye'ye dönseydi daha iyi olurdu. Kimse Türkiye Cumhuriyeti Başbakanına el uzatamaz, otel kapılarına yürütemez'' dedi.

Başbakan Erdoğan'ın bu ülkeye ABD Başkanı Barack Obama'nın TBMM'de yaptığı konuşmada verdiği ''ev ödevlerinin'' sonuçlarını paylaşmaya gittiğinin ortaya çıktığını iddia eden Vural, ''(Ermeni meselesine ilişkin ev ödevimizi yaptık. Protokolü 11 Ekimde Meclise getireceğiz) demeye gitmiştir. Ama 11 Ekim, pazar, yani Meclis tatil. Dayatmalarla Meclis açılmaz'' diye konuştu.

Başbakan Erdoğan'ın Azerbaycan Meclisi'nde verdiği sözlerden ''U dönüşü'' yaptığını ileri süren Vural, ''Sayın Başbakan Sarkisyan'ı maça getirmek için TBMM'ye dayatma yapmaktadır. Azerbaycan Meclisinde verdiği sözü yerine getirmesini bekliyoruz. Davos'ta 'one minute' dedi, yarım saat sonra özür diledi. Rasmussen konusunda da dönüş yaptı. Sayın Başbakan hiç olmazsa bir seferlik sözüne riayet etmeni ve protokolü Meclise göndermemeni bekliyoruz'' dedi.
 

Kürt açılımı

Oktay Vural, ''Kürt açılımı'' konusundaki tartışmalara da değinerek, Başbakan Erdoğan'ın ''ev ödevlerinden'' bir diğerinin ''Kürt açılımı'' olduğunu, bu konuda ABD'de bir takım görüşmeler yaptığının ortaya çıktığını iddia etti.

Başbakan Erdoğan'ın ''bu süreci hazmettire hazmettire tamamlayacağız'' dediğini savunan Vural, şöyle devam etti:


''9 Eylül'de İzmir'de verilen cevabı hatırlatıyorum. Hiç kimsenin gücü bunları hazmettirmeye yetmez. Sayın Başbakan senin gücün de yetmez, sen kimsin ki? Bölücülüğü kimse hazmettiremez. Hazmettirmek isteyenlere de haddini bildiririz. Sayın Başbakan Türk milletinin milli kimliğini, dilini değiştirmeyi zorla hazmettirmeye çalışmaktadır. Bu milletin bin yıllık kardeşliğini hazmedemeyen, Cumhuriyeti hazmedemeyen asıl sensin. Bunları hazmet. İnanç hortumculuğu, manevi değer hortumculuğu yapma. Bunları hazmetmediği taktirde milletimiz gereğini yapacaktır.''
 

Erdoğan'ın konuşması

Oktay Vural, Başbakan Erdoğan'ın ABD'deki Levin Enstitüsü'nde yaptığı konuşmada ''dramatik'' anlara tanık olunduğunu belirterek, ''Sık sık özel televizyonlarda gözyaşı döküyor. Peçete göndermek lazım. Çok sulu gözlü olmaya başladı'' şeklinde konuştu.
Konuşmasında Erdoğan'ın 50 yıl önce otomobilleri olmadığını anlattığını söyleyen Vural, sözlerini şöyle sürdürdü:

''Otomobili yok diye küçük Tayyip üzülmüş. O yıllarda ülkemizde 37 bin 616 otomobil var. Bugün 7 milyona yakın otomobil var. Ayakkabısı delik deşikmiş. Küçük Tayyip böyleymiş, büyük Tayyip ne yapıyor? Madem böyleydi de şimdi bu zenginlik nereden geliyor? O zaman otomobili yoktu, şimdi uçağı var, hatta bir yetmedi, iki tane var. Millet işini kaybediyor, sen Beverly Hills'te alışveriş yapıyorsun. 'Beraber yürüdük biz bu yollarda' dedi, milleti attı uçuruma, kendisi Berlusconi, Kevin Costner, Naomi ile arkadaş oldu. Kevin Costner'e demokratik açılımı anlatacakmış, gel de İzmirli'ye anlat sen. Yakında Sharon Stone'u da getirirsiniz Allah bilir. Demokratik açılıma (senaryo) demiştim, bakın işte, işin içine artistler bile karıştı.

1,5 milyon kişi işini kaybediyor. Sayın Başbakan 'bunun için ne yaptım' diye gözyaşı dökeceğine, '50 yıl önce otomobilim yoktu' diye gözyaşı döküyor. Nasıl dünyanın en zengin başbakanı olduğunu bize bir açıkla. Bir yandan 7 yıldızlı otellerde tatil yaparken, bir yandan da gecekondulara gidip iftar sofralarına katılıyor. İkiyüzlü siyasetin maskelerini sökmeye devam edeceğiz.''

Oktay Vural, koruculuk sistemine ilişkin bir soruya, ''Türkiye'de terör mü bitti, PKK silah mı bıraktı da güvenlik güçleri silah bırakıyor? AKP, PKK'ya silah bıraktıramadı, PKK ile mücadele edenlere silah bıraktıracak anlaşılan. Koruculuk sisteminden vazgeçilmesini PKK'nın istek ve talebine karşılık olarak görüyoruz. Bunun terörü azdıracağını, terör örgütünü cesaretlendireceğini düşünüyoruz'' karşılığını verdi.

Vural, İzmir'in, diğer kentlere kıyasla birçok konuda geri kaldığını savunarak, TÜİK tarafından hazırlanan ''Bölgesel Göstergelerle İzmir'' çalışmasından örnekler verdi ve kentin hak ettiği yatırımları alamadığını ifade etti.