İki çete arasında çıkan çatışmada öldürülmüştü: Emircan'ın ailesi: Kimse oğlumuzu umursamadı

Sefaköy’de iki çete arasında çıkan çatışmanın ortasında kalarak yaşamını yitiren 15 yaşındaki Emircan Açıkgöz’ün ailesi, çocuklarının doğum gününde seslerini duyurmak istiyor.

Seyhan Avşar

Emircan Açıkgöz, Sefaköy İnönü Mahallesi’nde sürekli olay çıkaran ve kendilerine ‘Demiroklar’ ile ‘Erenler’ adını veren iki çete arasındaki çatışmanın kurbanı olalı yaklaşık üç ay oldu. Soruşturma kapsamında 11 kişi tutuklandı. Çok sayıda kişi hakkında yakalama kararı var. Emircan’ın doğum günü bugün. Hayatta olsaydı 16 yaşına girecekti. Ellerinde 16 karanfille çocuklarının mezarını ziyaret eden acılı aile, “Oğlumuzun doğum günü için aylar öncesinden plan yapıyorduk. Şimdi ise mezarına sarılıyoruz. Oğlum öldüğü ilk günlerde basın haberler yaptı. Ama daha sonra onlarda ilgiyi kesti çünkü o günlerde Mesut Yılmaz’ın oğlu intihar etti. O siyasetçi çocuğuydu, Emircan ise yoksul çocuğu. O yüzden kimse oğlumuzu umursamadı” diyor.

‘Şikâyetinizi geri alın’

Emircan Açıkgöz Halkalı Ticaret Meslek Lisesi 2. sınıf öğrencisiydi. Çiğköfte yemek için çıktığı eve bir daha geri dönemedi. 15 yaşındaki bedenine çok sayıda kurşun isabet etti. Açılan soruşturmada gizlilik kararı var. Emircan’ın babası Hacı Açıkgöz, çocuğunun öldürüldüğü gün mahallenin karakolundaki polislerin geç müdahalede bulunduklarını öne sürerek, polisler hakkında da savcılığa suç duyurusunda bulundu. Çete üyeleri ise Emircan’ın ailesine haber göndererek, para karşılığında şikâyetlerini geri almaları için baskı yapıyor.

Adalet arayışlarından asla vazgeçmeyeceklerini söyleyen acılı baba, “Tek isteğim oğlunun katillerinin yargılanması. Ama ne yazık ki haklarında yakalama kararı olan çete üyeleri mahallemizde özgürce gezmeye devam ediyor. Üstelik bizleri tahrik etmeye, olay çıkarmaya çalışıyorlar. Yetkililere sesleniyorum. Bizler gariban insanlarız. Emircan’ın katilleri yargılansın, hak ettikleri cezayı alsın. İçimiz bir türlü soğumuyor. Zaman geçer iyi oluruz sandık ama iyi olamıyoruz. Her gün daha kötüye gidiyoruz. Psikolojik destek almaya başladık” diyor. Hükümet yetkililerine, muhalefet partisi milletvekillerine ulaşmaya çalıştıklarını anlatıyor: “Herkes ilgileneceğini söylüyor. Kimse ilgilenmiyor. Sesimizi duyun. Bugün benim çocuğum öldü. Yarın başkasının çocuğu ölebilir.” Emircan’dan geriye kalan telefonu elinden bırakamayan Hacı Açıkgöz, “Bu telefonu atamıyoruz. Ne yapacağız biz de bilmiyoruz...” diyor.

‘Başka anneler yaşamasın’

Anne Emine Açıkgöz ise evlat acısının dünyanın en zor acısı olduğunu söylüyor. “Kolumuz kanadımız kırıldı” diyen gözü yaşlı anne, şunları anlatıyor: “Oğlumun hayalleri vardı. Beden eğitimi öğretmeni olacaktı. Bir de tek kapılı bir araba hayali kurardı. ‘Anne arabama sadece sevgilimi bindireceğim. Zaten tek koltuğu var. Sıkışamayız’ derdi. O bana dosttu, arkadaştı, yoldaştı. Neler yaşadığımızı bir Allah biliyor. Oğlumun odası olduğu gibi duruyor. Oğlumun kız arkadaşı vardı. O kızımız da perişan bir halde. Yetkililere sesleniyorum. Ben yaşadım başka anneler yaşamasın. Bizim için hayat bitti. Oğlumun katilleri yargılansın. O zaman belki biraz olsun huzura ereriz.”