İhtişamı da bitmiyor tartışması da
Kimilerine göre zamanın başlangıcından beri gündemde. Üzerinde Bizans imparatorlarının da eli var, Mimar Sinan’ın da. Adı: Ayasofya...
Deniz Ülkütekin<haber-dikey:1192836,1198905>
Ayasofya; sırf İstanbul’un, Türkiye’nin, bugünün değil, dünya tarihinin geçmişten geleceğe kalmış en önemli yapı taşlarından, belki de en önemlisi. Ona dünyanın merkezi diyenlerin sayısı hiç de az değil. Efsanelerle tarihin iç içe geçtiği bir hikâyesi var. Günümüzde bile Ayasofya, her haliyle dikkatleri üzerine çekiyor.
Bir süre önce uluslararası içerik platformu Netflix’te yayına giren “Hakan: Muhafız” isimli dizi ile gündeme gelen tarihi yapı bu kez bir Instagram fotoğrafı ile gündem oldu.
Instagram’da yayımlanan Ayasofya’da gece ziyareti sırasında çekilmiş bale figürü spagat hareketinin fotoğrafı bir hayli tepki çekti. Tepkinin ve Ayasofya çerçevesinde oluşan gündemin, Türkiye’de son dönemde varolageldiği söylenen siyasi kutuplaşmanın bir yansıması olduğu söylenebilir. Öte yandan konu Ayasofya olunca, güncelden çok tarihin ve zamanları aşan bir kolektif belleğin yansıması olduğunu söylemek yanlış olmaz. Peki bu belleği ortaya çıkaran ve Ayasofya efsanesinin ortaya çıkışı üzerinden yüzlerce yıl geçmiş olmasına karşın bu kadar güçlü olmasının sebebi nedir?
Ayasofya’da yaşanan olayın ardından savcılığa suç duyurusunda bulunan bir dernek olayda adı geçen kişiler ve müze yetkilileri hakkında suç duyurusunda bulundu. Ancak bu suç duyurusunun burada konu edinilecek kısmı derneğin içeriği, olaya karışanlara atfedilen suçlar veya yetkili kişilerin sorumluluğu değildir.
1950’li yıllar; Avrupa büyük savaşın getirdiği büyük yıkımın yaralarını yeni yeni sarıyor. Kıtaya egemen olmaya çalışan güç odakları, NATO çerçevesinde yeniden şekil alan haritadaki pozisyonlarını genişletmeye çalışıyor. Ancak savaşın sonunda Berlin’e kadar giren Sovyet tankı, kolay kolay çıkma niyetinde değil. Avrupa ortadan ikiye ayrılıyor. Yarısı NATO’nun, diğer yarısı Varşova Paktı’nın kontrolüne giriyor. Bu bölünme sadece güvenlik alanında olmuyor. Değerler çatışkısı da başlıyor ve bu kısa süre içinde tüm dünyayı kapsayan bir sorun haline gelecek. Fiziğin tartışmalı derinliklerinde yer alan paralel evrenler teorisine taş çıkartan bir gerçekliği Avrupa kıtasından tüm dünyaya yayılmasının baharında, ABD’de bir değerler oluşumu hayata geçiyor. İsmi; Manevi Cihazlanma Derneği. NATO üyesi ülkelerde hızla örgütleniyorlar. Savaş sonrası Avrupası’nda birleşme çalışmalarında değerler konusunda söz sahibi oluyorlar ve Katolik Kilisesi’nin çağlar boyu azalan belirleyiciliğinin var olamadığı birleşik Avrupa fikrinin öncüleri arasında yer alıyorlar. Şimdinin Avrupa Birliği’nden bahsediyoruz. Bir tehdit daha var; komünizm.
Demir perdenin ötesindeki Avrupa’da yükselen komünizm, Rus tanklarının ürkütücülüğü ile batı Avrupa’yı da etkileyebilir. Dönemin popüler tabiriyle NATO’nun uç karakolu Türkiye de komünizm tehdidiyle karşı karşıya. Cumhuriyet devrimleriyle silinmeye yüz tutan radikal İslami hareketler yeniden canlanıyor. İlim Yayma Cemiyetleri ile birlikte, Türkiye’de nüfuz tutan Manevi Cihazlanma Derneği komünizme karşı NATO ittifakını güçlendirici bir yapı olarak çok sayıda siyasetçi ile irtibata geçiyor. Üç semavi dinin merkeziliği ve birleştiriciliği üzerine yayınlar yapılmaya başlanıyor. Bu oluşum, Demokrat Parti’ye 27 Mayıs’tan kısa süre önce bir teklif/ manifesto iletti. Şöyleydi; Ayasofya’yı Hıristiyanlara vereceğiz, Süleymaniye’yi Hilafet Merkezi yapacağız. İşte bu tarihten sonra Türkiye’deki siyasi gelişmeler bir yana, ılımlı İslam modeli ağır ve emin adımlarla gündeme yerleştirildi.
Müzeye çevriliyor
Fatih’in İstanbul’un fethinin ardından şehirde yapılan yağmaya çok üzüldüğü, hatta ağladığı söylenir.
Cumhuriyetin ilanından sonra uzun süre restorasyon için kapalı kalan yapı, 24 Kasım1934’teki Bakanlar Kurulu kararı ile müzeye çevriliyordu. Hıristiyanlık için kubbeyi kucaklayan melekleriyle miladı bir anlam taşıyan, İslam içinse fetihin sembolü olan Ayasofya bugün her inanıştan insanın tarihi yaşayabileceği statüsüyle 1500 yılı aşan mirasıyla ihtişamını sürdürüyor. Ancak bu miras o kadar güçlü ki, geçen hafta olduğu gibi bir fotoğraf bile bu tarihin altındaki çekişmeleri gün yüzüne çıkarmaya yetiyor.