İHH, IŞİD kampına yardım göndermiş

10 Ekim Katliamı’na ilişkin davanın 11’inci duruşması görüldü. Davada dinlenen tanık Merve Dündar, Suriye’de bulunduğu sürece İHH üzerinden gelen yardımları dağıttıklarını ve maaş aldıklarını söyledi.

cumhuriyet.com.tr

Ankara Garı’nda 10 Ekim 2015’te IŞİD’in bombalı saldırısı sonucu yaşanan katliama ilişkin 16 firari sanık ile insanlığa karşı suçtan yargılanan sanık Erman Ekici yönünden devam eden davanın 11’inci duruşması görüldü. Duruşmada sanıkların Suriye’de birlikte yaşadıkları eşleri tanık olarak dinlendi.

Birgün'de yer alan habere göre; HDP’nin Adana ve Mersin binalarındaki saldırıların faili ve PYD’de esir olduğu belirtilen Savaş Yıldız’ın eşi Hülya Yıldız, 2015 yılı yazında Cerablus’tan Suriye’ye geçerek Tabka’ya gittiklerini söyledi. Heyet ve avukatların sorduğu isimleri tanımadığını savunan Yıldız, Tabka’dan sonra terör örgütü PKK’nin elinde esir kaldığını ve kaçakçıların yardımıyla çıkabildiğini söyledi.

Sanık Kasım Dere’nin eşi Serpil Dere, 2015’in Mayıs ayında Suriye’ye gittiğini anlattı. Ancak Avukat Senem Doğanoğlu’nun daha önce 2013 yılında gittiğini söylemesi üzerine kabul eden Dere, yardım götürmek için gittiğini, kim adına yardım yaptıklarını eşinin bildiğini, TIR’la gelen yardımların pikaplarla dağıtıldığını ama kimseyi tanımadığını savundu.

Sanık Ömer Deniz Dündar’ın kardeşinin eşi olan tanık Merve Dündar Walentina Slobodjanjuk, Ömer Deniz Dündar ve Muhammed Zana Alkan’ı tanıdığını, 2018’den beri kendilerinden haber almadığını, yaşayıp yaşamadıklarını bilmediğini ifade etti.

IŞİD’DEN MAAŞ ALIYORLARMIŞ

Evli olduğu Mahmut Gazi Dündar’la birlikte Suriye’de bulunduğu sürece İnsan Hak ve Hürriyetleri İnsani Yardım Vakfı (İHH) üzerinden gelen yardımları dağıttıklarını söyleyen Dündar, “IŞİD bölgesinde kalıyorduk eşim Suriye’de bir iş yapmıyordu. Gelen erzakları ihtiyaç sahiplerine dağıtıyorduk. Eşim şu an YPG’de esir ve bildiğim kadarıyla sağ. Ömer Deniz Dündar’dan da yıllardır haber yok. En son 2017’nin sonlarında gördüm. Bizim eve gelmişti” diye aktardı.

Suriye’de IŞİD bölgesinde kaldıklarını ve herkeste silah olduğunu kaydeden Dündar, “Evde de silah ve el bombaları vardı, keleş vardı. Orada bir süre belirli bir maaş veriyorlardı. IŞİD veriyordu büyüklere 50 dolar küçük çocuklara da 35 dolar veriyorlardı” dedi.

Facebook üzerinden eşi ile nasıl tanıştığını anlatan Dündar şunları söyledi: “Dayım vardı 2012’de Suriye’ye gitti orada öldü. Ben de onu araştırmak için birkaç kişiyi takip ettim. Sonra yazıp dayımı sordum. Onlar da araştırırız dediler. Sonra ben de gitmek istiyorum Suriye’ye dedim.”

Dündar, “Araştırma ekibinde Ömer Deniz Dündar’ mı vardı” sorusuna “Hayır o zaman IŞİD değil El Kaide vardı onun paylaşımları vardı. Ben Almanya’dan çıktıktan sonra ilk başta El Kaide’ydi ama sonra IŞİD’e katıldık” yanıtını verdi.

‘SURİYE’DE KAMPTA SİLAHIM VARDI’

“Ayşenur Ekici’yi tanıyor musunuz?” sorusuna Dündar, “Herkes künye kullanıyordu bu nedenle gerçek isimlerini çıkaramıyorum” diye belirtti. Dündar, sanık Ahmet Güneş’i ise tanıdığını kaydetti. İddia makamının sorularına da yanıt veren Dündar, firari sanıklardan Ahmet Güneş’in Emir olduğunu, Cüheyman olarak bildiği firari Mustafa Delibaşlar’ın ise Antep Emiri olarak bilindiğini ve şu anda esir kampında olduğunu duyduğunu söyledi.

10 Ekim Barış Derneği’nin katılma talebini kabul eden mahkeme, Erman Ekinci’nin dijital materyallerinin yeniden istenmesine, MASAK raporunun yeniden düzenlenmesine ve firari sanık İlhami Balı’nın sınırlarda sürekli iletişimde olduğu telefon numarası sahibi M.K.K.’nin bir sonraki duruşmada dinlenmesine karar vererek, duruşmayı 3 Eylül’ e erteledi.