İGDAŞ 4 çalışanını 'cumhurbaşkanına hakaret' iddiasıyla işten attı
İstanbul Gaz Dağıtım Sanayi ve Ticaret AŞ (İGDAŞ) 4 çalışanını 'sosyal medyadan cumhurbaşkanına hakaret' iddiasıyla işten attı.
cumhuriyet.com.trİstanbul Büyükşehir Belediyesi şirketi İstanbul Gaz Dağıtım Sanayi ve Ticaret AŞ (İGDAŞ), 4 çalışanının iş akdini, sosyal medyadan cumhurbaşkanına hakaret ettikleri iddiasıyla ve hukuksuz bir şekilde feshetti.
soL'un haberine göre, Hasan İleri, Umut Yıldırım, Deniz Gökçe Örs ve Nehir Aksoy adlı İGDAŞ çalışanları, neyle suçlandıklarını ısrarla öğrenmek istemelerine karşın, gerçek neden kendilerine söylenmedi; “iş sahiplerine hakaret”, “çalışma arkadaşlarını küçük düşürmek”, “mesai arkadaşlarına hakaret”, “işyerinde AKP’lilerin huzurunu bozmak” gibi suçlar isnat edildi. Ayrıca Facebook ve Twitter gibi sosyal medya hesaplarındaki paylaşımları da neden gösterildi.
İşten çıkarılan İGDAŞ işçileri olarak bir açıklama yayımlayan 4 çalışan, "Tüm kamuoyunu İGDAŞ ve İBB yönetiminin demokrasi ve emekçi düşmanı uygulamalarına karşı duyarlı olmaya çağırıyoruz" dedi.
İŞTEN ÇIKARTILAN İGDAŞ ÇALIŞANLARINDAN AÇIKLAMA
İşten hukuksuz şekilde çıkarılan işçiler adına yapılan açıklamada şunlar ifade edildi:
"Son aylarda hükümetin ve onun yan kuruluşu gibi çalışan belediyelerin ve bağlı kurumların muhalif olarak gördüğü tüm kişi ve kuruluşlara karşı olarak yürüttüğü sindirme, kontrol altına alma ve cezalandırma politikasının uygulamalarından bir yenisi de İGDAŞ’ta yaşandı.
İGDAŞ, 4 çalışanının iş akitlerini, ısrarla talep edilmesine rağmen ne ile suçlandığı tam olarak belirtilmezken, 'iş sahiplerine hakaret', 'çalışma arkadaşlarını küçük düşürmek', 'mesai arkadaşlarına hakaret', 'işyerinde AKP’lilerin huzurunu bozmak' gibi suçlar isnat ederek feshetti. İGDAŞ yönetiminin siyasal görüşlerini paylaşmayan 4 işçi arkadaşımız uzun zaman önceki çeşitli sosyal medya ve Facebook hesaplarında yaptıkları paylaşımlar gerekçe gösterilerek işten çıkarıldı.
Uluslararası sözleşmelerden, yasalardan ve toplu iş sözleşmelerimizden kaynaklanan işçi hak ve özgürlüklerini yok sayan, düşünce özgürlüğü ve kişisel verilerin gizliliği ilkelerini göz ardı eden, kendi dışındaki herkesi terörist ve vatan haini olarak gören, 'bizden olmayan kamu kurumlarında barınamaz' diyen anlayışın son örneği olan bu uygulama sonucunda uzun yıllardır İGDAŞ çalışanı arkadaşlarımız Hasan İleri, Umut Yıldırım, Deniz Gökçe Örs ve Nehir Aksoy İGDAŞ’tan tazminat ve kazanılmış tüm haklarından mahrum bırakılarak ihraç edildi.
Çalışanlarının sosyal medya hesaplarını kontrol ederek işten çıkarma için “kanıt” toplamaya çalışan, hükümeti ve uygulamalarını düşünce özgürlüğü sınırları içinde eleştiren çeşitli sosyal medya paylaşımlarını gerekçe göstererek ihbar ve kıdem tazminatı hakkını da gasp ederek işten çıkaran İGDAŞ yönetiminin bu uygulaması en zalim diktatörlüklerde bile eşine az rastlanır bir uygulama olarak tarihe geçti.
Çalışanlarının iş güvenliği hakkını, altına imza attığı mevcut toplu iş sözleşmesi hükümlerini ve evrensel çalışma hukukunu açıkça ihlal eden İGDAŞ ve İBB yönetimlerinin bu uygulaması ne ilk ne de son olmaktadır. İBB İştirakler Müdürlüğü bünyesinde oluşturduğu birimlerle belediye iştiraklerinde çalışan işçileri AKP mitinglerine çağıran, olumsuz yanıt aldığında işçileri hakkında soruşturma ve inceleme başlatan, sosyal medya hesaplarını denetleyen İBB ve İGDAŞ, işten çıkarılan arkadaşlarımız aracılığıyla tüm çalışanlarına gözdağı veriyor. İGDAŞ’ta örgütlü bulunan Tes-İş sendikası da bu gözdağına örtülü bir onay veriyor ve sessiz kalıyor. Yasama bizim elimizde, yürütme bizim elimizde, yargı bizim elimizde, sendika bizden, istediğimizi yapar, dilediğimizi işten çıkarır, dilediğimizi tazminatsız işten atarız diyen bu anlayış, işten çıkardığı İGDAŞ işçilerinin 20 yılı aşkın emeklerini yok sayan bu tutumuyla bir kez daha göstermiştir ki, İGDAŞ işçi ve emekçi düşmanıdır.
Bizler işten çıkarılan İGDAŞ çalışanları olarak görevi kötüye kullanma ve hak gaspı uygulamasının, çalışma barışı ve ifade özgürlüğünün yok edilmesinin bariz bir örneği olan bu işten çıkarmaya ve İGDAŞ yönetiminin tavrına karşı tüm hukuk yollarıyla mücadele edeceğimizi ve haklarımızı kazanana kadar hesap sormaya devam edeceğimizi bir kez daha tüm kamuoyuna, emek örgütlerine ve işçi dostlarımıza duyuruyoruz."