"İcraatla gündeme gelen sendikacılık anlayışı benimsenmeli"

Milli Eğitim Bakanı Nimet Çubukçu, ''İnsan hak ve özgürlüklerini merkeze alan, demokrasi ve hukukun üstünlüğünü yaşam tarzı olarak benimseyen, sloganla değil, fikir ve icraatla gündeme gelen bir sendikacılık anlayışı benimsenmelidir'' dedi.

cumhuriyet.com.tr

MEB Şura Salonu'nda düzenlenen Eğitim-Bir-Sen'in 4. Olağan Genel Kurulu'na Milli Eğitim Bakanı Çubukçu, YÖK Başkanı Prof. Dr. Yusuf Ziya Özcan, TBMM Milli Eğitim, Kültür, Gençlik ve Spor Komisyonu Başkanı Mehmet Sağlam, Büyük Birlik Partisi Genel Başkanı Yalçın Topçu, milletvekilleri ve bakanlık bürokratları katıldı.

Genel kurulun açılışında konuşan Bakan Çubukçu, Eğitim-Bir-Sen'in ilkeleri belirlenirken kurucusu Mehmet Akif İnan'ın birikimin çok etkili olduğunu ifade ederek, ''O, toplum değerlerinin ve bu değerler içerisinde oluşan fikirlerin eylemle bütünleşmesini ve örgütsel bir yapıyla güçlendirilmesini amaçlamıştır. Değişimin tepeden değil, sivil toplum örgütleri tarafından olacağına inanmıştır'' diye konuştu.

Yaşanılan yüzyılda değişimin insan ve bilgi teknolojisi olmak üzere iki unsuru olduğunu ifade eden Çubukçu, insanın bizzat değişimin kendisi olduğunu, düşünsel, fiziksel ve psikolojik olarak değişimi sayesinde bilgi ve teknolojinin de değiştiğini söyledi.
Hızlı değişimin sonucu öğretmen profilinin de değiştiğine dikkati çeken Çubukçu, ''Artık bilgiyi stoklayan değil, bilgiye rehberlik edip, bilgiye ulaşma yollarını gösteren öğretmen modeli ön plana çıkmaktadır'' dedi.

Çubukçu, ''Yeni kuşakları yetiştirecek bir öğretmen, etkili iletişim becerilerine, bağımsız öğrenme yeteneğine, yaşam boyu öğrenme becerisine sahip, sosyal becerileri üst düzeyde teknolojiye hakim, takım ruhunu içselleştiren, bilgiye nasıl ulaşılacağını bilen, değişime açık, okuyan, sorgulayan bir öğretmen olmalıdır'' diye konuştu.
Bu değişim ve dönüşüm karşısında nasıl bir sendikacılık yapılması gerektiğine de değinen Çubukçu, şöyle konuştu:

''İnsan hak ve özgürlüklerini merkeze alan, demokrasi ve hukukun üstünlüğünü yaşam tarzı olarak benimseyen, sloganla değil, fikir ve icraatla gündeme gelen bir sendikacılık anlayışı benimsenmelidir. Sorunun bir parçası değil, çözümün bir parçası olan sendikacılık anlayışı ön planda olmalıdır. Artık merkezine insanı alan ve hizmet üreten bir sendikacılığın öne çıktığı zaman diliminde yaşıyoruz.
Eğitim-Bir-Sen kurulduğundan bugüne kadar özellikle eğitim camiasının problemlerinin çözüme kavuşturulması konusunda ciddi akademik çalışmalar yapmış ve bakanlığımıza da bu konularda önemli çözüm önerileri sunmuştur. Eğitim-Bir-Sen, sendikacılığı sadece sokakta değil, masada ve bilimsel platformlarda da yapan ve bunu bildirilerle, sempozyum ve akademik yayınlarla da güçlendiren bir sendika olmuştur.''


Hükümetin sivil toplum örgütlerini demokrasinin vazgeçilmez unsurları olarak gördüğünü belirten Çubukçu, sivil toplum örgütlerinin bir parçası olan sendikacılığın güçlenmesi ve gelişmesi için de her türlü yasal düzenlemeleri yaptığını kaydetti.

Yapılan Anayasa değişiklik paketinin 6. maddesi ile öncelikle toplu sözleşme hakkının getirildiğini, anlaşmazlık halinde son sözün, memurların da içinde bulunduğu Kamu Görevlileri Hakem Kurulu'na verildiğini aktaran Çubukçu, böylelikle Bakanlar Kurulu'nun son söz söyleme yetkisinin kalmadığını ifade etti.

Öğretmenlerin sorunlarını da bildiklerini belirten Çubukçu, AKP Hükümeti olarak bütçe ölçütleri dahilinde de en iyisini yapmanın gayreti içinde olduklarını söyledi. Çubukçu, ''Öğretmenlerimizin maddi ve manevi refah seviyelerinin yükselmesi için bütün imkanlarımızı seferber ettiğimizi bilmenizi isterim. Sistemdeki her 3 öğretmenden 1'i AK Parti Hükümetleri zamanında atanmıştır'' diye konuştu.
MEB'in eğitim sendikacılığı yapanları eğitimin bir paydaşı olarak gördüğünü, bu sendikaların yaptığı akademik ve bilimsel çalışmaları önemsediklerini belirten Çubukçu, Eğitim-Bir-Sen'in yapmış olduğu araştırmaların kendilerine ışık tuttuğunu söyledi.

Özcan, konuşmasına ''Yeni YÖK diyebileceğimiz YÖK'ün eskisinden en büyük farkı, kapılarını herkese açmasıdır, özellikle sendikalara'' diyerek başladı.
YÖK Başkan Özcan, sözlerini şöyle sürdürdü:

''Evvelden önünden bile geçmeyi düşünemeyeceğiniz bir kurula, şimdi elinizi kolunuzu sallayarak geliyorsunuz, taleplerinizi söylüyorsunuz, meselelerinizi tartışıyoruz ve çözüm yollarını beraberce buluyoruz. En büyük farkımız budur, milletle kucaklaşmak.
Benim sendikaya özel bir teşekkürüm olacak. Özellikle katsayı ve başörtüsü konusunda gerçekten kırılma noktalarının yaşandığı anlarda sendikayı her zaman yanımızda bulduk ve desteklerini bizden hiç esirgemediler. Eğitim-Bir-Sen'i sadece eğitim alanında yaptığı faaliyetlerle değil, bizim açımızdan yüksek öğretimin kalitesiyle ilgili çalışmaları, onda bize sağladığı güvenceyle kendilerine müteşekkiriz. Bu çalışmaların artarak devam etmesini diliyoruz.''