İçişleri Bakanlığı Karamollaoğlu’nun korumalarını geri çekti

Saadet Partisi Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı adayı Temel Karamollaoğlu’nu korumakla görevli 4 polis birden İçişleri Bakanlığınca geri çekildi. SP lideri korumasız kaldı.

cumhuriyet.com.tr
<video:1011893>


Seçim öncesi adaylık sürecinde verilen 2 korumanın dışında genel başkan koruması olarak görev yapan 2 polis memuru da geri çekildi.

"BU KARARI ALANLARIN AKLINA ŞAŞIRDIM"

SP Lideri, ‘Korumalarının geri çekilmesine tepki gösterdi şunları söyledi:

‘Normal olarak genel başkanlara 2 koruma veriliyor. Seçim sırasında Cumhurbaşkanı adayları için koruma sayısı artırıldı. Ama bunları geri çektiler. Biraz da şaşırdım, garibime gitti. Her halde Türkiye'ye tam manasıyla güven ortamı geldiği için böyle bir adım attılar. Şunu herkes bilsin; biz inançlı insanlarız. Ölümün de bir gerçek olduğunu biliriz. Bir gün gelip bu ruhu teslim edeceğiz. Şöyle mi teslim ederiz, böyle mi, bunu bilmeyiz. Ama bu kadar basit bir meseleyi seçimin hemen arkasından gündeme alanlarını da milletin vicdanına havale ediyorum. Şaşırdım. Korumaların gitmesine değil, hükümetin aklına, bu kararı alanların aklına şaşırdım. Bu kadar basit bir yaklaşım tarzı..Böyle başlarlarsa, hep söyledik, suya tersten giriyorlar. Bizim için ne olacak ki? Koruma varmış yokmuş..”

 24 Haziran seçimleri sonrasında Balgat'taki parti genel merkezinde konuşan Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu, seçim sonuçlarını değerlendirdi.

Karamollaoğlu'nun konuşmasından satır başları şu şekilde:

 Seçimlerden sonra ilk basın toplantımızı yapıyoruz. Çok önemli bir seçimi geride bıraktık. Seçim sonuçlarının ülkemiz ve milletimiz için hayırlara vesile olmasını niyaz ediyorum. 1. tur oylamada Cumhurbaşkanı seçilen Recep Tayyip Erdoğan’ı tebrik ediyorum. Başarılar diliyorum. Milletimiz kararını vermiştir. Milletin kararından sonra seçimle ilgili yorum yapmaya gerek yoktur. Milletvekilleri de seçildi onlara da başarılar diliyorum.

 TBMM’nin her ne kadar yetkileri kısıtlanmış olsa da başarılı işler yapacağına inanıyorum. Seçim heyecanlı geçti, her yer bayraklarla donatıldı. Televizyon ve gazeteler bir yerlere odaklandı, istesek de istemesek de kutuplaşma kamplaşma biraz da olsa oluştu.

 81 MİLYON KUCAKLAŞMAK ZORUNDAYIZ

Seçimler esnasında ısrarla söylediğimiz konu kucaklaşmanın olması gerektiği idi. Bunu benimseyen de oldu benimsemeyen de oldu. 81 milyonla kucaklaşmak zorunda olduğumuza inanıyoruz.

 Saadet Partisi olarak beklediğimiz neticeyi görmedik. Ama milletimizin kararına saygılıyız. Partimizin ilgili kurumlarında bu neticeyi değerlendirdik. Ne anlama geldiğini düşüneceğiz.

İl başkanlarımızı, GİK üyelerimizi, adaylarımızı, kadın ve gençlik kollarımızı bir araya getirerek kanaatlerini alacağız. Bütün bölgelerde daha detaylı olarak konuları irdeleyeceğiz. Arkadaşlarımız bütün illeri gezerek hazırlık yapacaklar. Biz böylece en doğru değerlendirmeyi yapmaya, neler yapılması gerektiği ile ilgili belirlemeler yapamaya çalışacağız.

 Saadet Partimiz ve Milli Görüş mensupları manen ve maddeten büyük bir çabanın içerisine girdiler. Başkalarının büyük imkânlarla yaptığı işleri kısıtlı imkânlarla yaptılar. Beklediğimiz neticeyi alamasak da Saadet Partisi’nin söylemlerine dikkat çekti. Kısır çekişmelere girmedik. Meseleleri tartışma imkânı bulduk.

 SEÇİME OHAL’DE GİTTİK

Hiçbir mazeret başarının yerini tutmaz. Hiçbir seçimin OHAL’de yapılmaması icap ederdi. Ama biz seçimi OHAL’de yaptık. Bütün çabalarımıza rağmen, kamplaşma ve kutuplaşma yapıldı. İktidar bütün gücünü ortaya koydu. Astığımız bayrakların bile resmi kurumlarla indirildiğine şahit olduk, taraftarlarımıza saldırılar yapıldığına şahit olduk. Stantlarımızın yıkıldığına şahit olduk. Bayrakların asılması kanuni bir hak ama ne hikmetse kanuni bir şekilde indirme hakkı görüldü. Hükümete teşekkür ederiz demek ki sükûneti sağlamayı böyle yapmaya çalıştılar. Medyaya teşekkür ediyorum. Ekranları bize açtılar. Bir kısım medya söylediklerimizi tepe takla göstermeye çalıştı. Taraflı veya tarafsız medya önemli. Sizin aracılığınızla sesimizi duyuruyoruz.

 Ben özellikle sosyal medya çalışmasına katılan genç kardeşlerimize teşekkür ediyorum. Onların büyük çabasıyla önemli kitlelere ulaştık.

Bütün çabalara rağmen Saadet Partimiz var olduğunu, söylemlerinin de dinlenmesi gerektiğini ispat etmiş görünüyor. Bizim çabalarımız olmasaydı kutuplaşma daha derin olabilirdi. Biz aynı kararlılıkla doğru bildiklerimizi söyleme gayretinde olacağız. Hayra motor şerre fren olma çabamızı kararlılıkla sürdüreceğiz.

 GERÇEKLERİ SÖYLEMEKTEN GERİ DURMAYACAĞIZ

Gerçekleri söylemekten geri durmayacağız. Bizim derdimiz makam mevki derdi değil ülke derdidir.

 Seçimlerden hemen sonra bizimle ilgili sert eleştiriler, çarpıtmalar geldi. Beni en çok üzen çarpıtmalar. Bugün için Saadet Partisi'nin aldığı oylar CHP'ye yaramış. Tamamen çekememezlikten kaynaklanan bir söylem. Maalesef söylemlerimiz genelde çarpıtıldı. Kendilerinin Milli Görüşçü olduklarını söyleyen arkadaşlar tarafından dile getirilmesi bizi üzmüştür. Ne iktidar partisinden ne başka yerden kimseye zarar verecek durumumuz yok ama hedefte Saadet Partisi var. Saadet Partisi’nin fikirleri değil ismine bir saldırı var. Biz Saadet Partisi olarak insanımıza dokunduk, dertlerine, kalbine, aklına dokunduk... Düne kadar bizi dinlemeyenlerin ‘Vay canına yav bunlar ne söylüyor’ demelerine tanık olduk. 

SEZAİ KARAKOÇ’UN DİZELERİYLE SESLENDİ

Şairin dediği gibi;

 Onlar sanıyorlar ki biz sussak mesele kalmayacak!

Halbuki Bizden kurtulsalar vicdan azabından kurtulamayacaklar,

Vicdan azabından kurtulsalar, tarihin gazabından kurtulamayacaklar,

Tarihin gazabından kurtulsalar, Allah'ın azabından kurtulamayacaklar.