İBB istese önlerdi

Üniversite öğrencisi Şule İdil, 12 Mayıs 2016’da hayattan koparıldı. Ailesi o gün bugündür mahkeme koridorlarında suçluların cezalandırılması için mücadele ediyor. Davanın 5. oturumu 3 Ekim’de yapılacak.

cumhuriyet

<video:551163>

 

İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin (İBB), Kurbağalıdere ıslah çalışması sırasında, Yoğurtçu Parkı’ndaki yaya-bisiklet yolunda hafriyat kamyonunun çarpması sonucu yaşamını yitiren Şule İdil Dere’nin dosyasına, beklenen bilirkişi raporu ulaştı. Raporda, İBB’nin kusurlu olduğu, iş güvenliği yükümlülüklerinin yerine getirilmediği belirtildi. Kurbağalıdere ıslah çalışmasının “çok tehlikeli sınıf”ta olmasına rağmen İBB’nin zorunlu olan risk değerlendirmesini yapmadığı saptandı.

Risk değerlendirilmedi

İstanbul Anadolu 57. Asliye Ceza Mahkemesi’nin isteği üzerine hazırlanan dördüncü bilirkişi raporu, inşaat, iş güvenliği ve trafik kazaları alanında yetkin üç uzman tarafından yazıldı. Raporda, birinci derecede sorumlunun İBB olduğu kaydedilerek, “Çok tehlikeli sınıfta olan işlerde risk değerlendirmesi yapılması zorunlu olup aksi taktirde 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu Madde 25 hükmü gereği işin durdurulması söz konusudur. Bu denli önemli bir yükümlülüğü yerine getirmeyen işveren yetkililerinin kusuru bulunmaktadır” denildi.

Kaza değil cinayet

Raporda, bakım ve onarımdan sorumlu kurum ve kuruluş olan İBB’nin gerekli güvenlik önlemlerini almadığı, bölgeyi yaya trafiğine kapatmadığı kaydedilen raporda, hafriyat kamyonlarını bu yaya yolu üzerinde hareket ettirdiğinin anlaşıldığı belirtildi. Raporda, şu tespit dikkat çekti: “İşyerinde risk değerlendirmesi yapılmak sureti ile çalışmalar sırasında ortaya çıkabilecek riskler değerlendirilse gerekli önlemler olay meydana gelmeden alınabilirdi. Dosya içeriğinde olay tarihinden önce risk değerlendirmesi yapıldığına dair bir belge görülmemiştir. Eğer yukarıdaki hükümlerinin gereği yerine getirilse bu olay meydana gelmeyebilirdi.” Asıl işveren İBB’nin ve alt işveren olarak geçen İSTAÇ A.Ş.’nin zorunlu olduğu halde yaya can güvenliği önlemi almadığı vurgulanan raporda, ‘gerekli önlemler alınsaydı kazanın önüne geçilebilirdi’ denildi. Asıl işveren İBB ile ile işi ihale ettiği ‘alt işveren’ İSTAÇ A.Ş.’nin sahada beraber, iç içe çalıştığını da ortaya koyan raporda, “Somut olayda gerekli önlemler alınmayarak iş güvenliği çalışanların inisiyatifine bırakılmıştır. Başka bir deyişle, işveren, işyerinde geniş anlamda, doğmuş veya doğabilecek tüm tehlikeleri önlemek zorundadır” ifadeleri yer aldı.

Aileden yapılan açıklamada ise Şule İdil Dere’nin yaşamını yitirdiği olayın “kaza değil, cinayet” olduğu vurgulandı. Açıklamada, “Bugüne kadar hazırlanan 4 bilirkişi raporu, akıl almaz kamu sorumsuzluğunu ortaya koymasına rağmen şoför dahil yargılanan 7 sanık hakkında paraya çevrilebilecek 2-6 yıl arası hapis cezası istenmektedir. Yargı dışı bırakılan asli kusurluların da dahil edileceği adil bir yargılama istiyoruz. Adalet arıyoruz, vicdan arıyoruz” denildi.

 

İDDİANAMEDEN

İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan iddianamede, 13 Mayıs 2016 tarihinde gece vakti Kadıköy Yoğurtçu Parkı ile Kurbağalıdere arasında kalan yaya ve bisiklet yolunda yürüyen Şule idil Dere'nin, Kurbağalıdere ıslah çalışması nedeniyle orada bulunan hafriyat kamyonunun altında kaldığı belirtiliyor.
Dere'nin, Mümin Kılıç yönetimindeki hafriyat kamyonunun manevra yapması ile altında kalarak hayatını kaybettiği belirtilen iddianamede, İSTAÇ (İstanbul Çevre Yönetimi Ticaret A.Ş.) yetkilileri Ruhi Kelleci ve Tayfur Bingöl, Zafer Karasaçlı, İBB Çevre Koruma Kontrol Daire Başkanlığı Deniz Hizmetleri Müdürlüğü Kıyı Temizleme Şefi Saffet Altındağ, kontrol elemanı Ergun Ata, Kamil Cemal Yıldırım ve şoför Mümin Kılıç'ın, "Taksirle adam öldürme" suçundan 2'şer yıldan 6'şar yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılmaları isteniyor.