İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, bir ilki gerçekleştirerek törenle projeyi iptal etti

Haliç kıyısına yapılması planlanan arıtma tesisinin gereksiz olacağının bilimsel çalışmalar sonucu tespit edilmesiyle proje durduruldu. İBB’nin kasasına 1.5 milyar lira kaldı.

Miyase İlknur

Yıllar var ki, kamu kurumları adına düzenlenen törenlere katılmamıştık. Ne bir temel atma ne de açılış törenlerine. Önceki gün, meslektaşımız ve 1980’li yılların son diliminde Günaydın gazetesinde birlikte çalıştığımız Şükrü Küçükşahin’den bir davet alınca İBB’nin bir törenine katılmaya ikna olup yollara düştük. Şükrü Küçükşahin malumunuz 24 Haziran sonrasında İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun basın danışmanı. Davet ettiği tören de ne bir temel atma ne de açılış töreniydi. Ne bir çukura harç atılacak, ne de beş bilemediniz on bıyıklı adam bir kurdelenin ucundan tutup ellerinde makaslarıyla keseceklerdi. O zaman bu tören de neyin nesi diyeceksiniz haklı olarak. Efendim bu temel atmama töreniydi. O yüzden ilginç geldi.

Bu ülkede sahte temel atma törenlerini de gördük, açılışı yapılmış bir tesise birkaç kez açılış töreni düzenlendiğini de. Hatta temeli atılmış, açılışı yapılmış ama sonradan iptal edilmiş çerden çöpten projelerin iptal törenlerini bile gördük. İlginç olan açılışı yapılmış ve sonradan iptal edilen bu proje de yine Haliç kıyısındaydı. İptal eden de yine sosyal demokrat bir belediye başkanıydı. Haliç’i temizleme iddasıyla yola çıkan ANAP’lı Belediye Başkanı Bedrettin Dalan, Haliç’in kokan kirli sularını Marmara Denizi’ne akıtan bir kollektörün açılışını yapmıştı. O yıl ve bir sonraki yıl Marmara kıyılarında denize girilememiş, koli basili adıyla da bu kollektör sayesinde tanışmıştık. Haliç’i temizlemek adına derken Marmara’yı batıran bu tesisin iptali için SHP’li Sözen bir tören düzenlemişti. Ama İmamoğlu’nun töreni buna da benzemiyordu. Peki neydi öyleyse? Anlatalım daha fazla uzatmadan. Hem de biz değil İmamoğlu anlatsın:

“Seçimden sonra bana brifing veren İSKİ yöneticileri, bu projeye, özel bir alan ayırarak, ‘çok önemli bir proje’ olarak tanıtmıştı. Biz de temel prensip olarak, büyük çaplı projelerin, ihale süreçlerini bir süreliğine dondurma kararı almıştık. Bu proje Haliç’in kıyısı sayılabilecek alanda, yaklaşık 136 bin metrekarelik bir alanın 75 bin metrekaresi, bildiğiniz yetişmiş 25-30-35 yıllık ağaçların olduğu kıymetli bir yeşil alan aynı zamanda. Arkadaşlarımın bu projeye şüpheyle yaklaşımı ve de daha sonrasında İSKİ’de yeni atadığımız arkadaşlarımızın bunu araştırmaya ihtiyaç duymaları neticesinde çok önemli ve değerli tespitler yaptık. Kararlı bir duruşla, bu projenin ihtiyaç olup olmadığına, nasıl bir tekniğin tercih edildiğine varıncaya kadar analiz yaptılar. Bu konuda İTÜ’den de bilimsel bir ekip projeyi incelemeye aldı. Sonuçta yapılan analizlerle Eyüpsultan sınırları içinde, Kâğıthane’nin yakınında bulunan, önemli iki ilçenin ve çevresinin atık suyunun buraya yönlendirilmesiyle, yapılması planlanan arıtma tesisine, ihtiyaç olmadığı sonucuna varıldı.”

İmamoğlu, adına “Temel Atmama Töreni” verilen bu törende yaptığı konuşmada iptal edilen bu proje ile ilgili başka ilginç bilgiler de verdi. İstanbul’un “master” planında Haliç’in korunması prensibi ile “Haliç’e veya Haliç’e ulaşan dere ve kanallara yapılacak atık su deşarjı arıtılmış dahi olsa Haliç’e verilmemelidir, engellenmelidir” diye net olarak bir tarifin olduğunu belirtti. Yapılması planlanan tesiste arıtılması hedeflenen atık suların Yenikapı ve Baltalimanı Atık Su Tesisleri’ne iletileceğini söyleyen İmamoğlu, halihazırda Yenikapı ve Baltalimanı biyolojik arıtma tesislerinin kapasitesinin, 2,5 milyonluk artış dahi olsa bu bölgede, yeterli olacağına işaret etti. 

Bölgede de böyle bir artış zaten ön görülmediğine ve tesisin yapılması halinde koca bir alanın tümüyle heba olup gideceğine dikkat çekti ve “Aynı zamanda bütün arıtma tesislerinde olduğu gibi çok üst teknoloji ile ancak minumuma indirilebilecek koku ve 1.5 katrilyonluk kamusal zarar da cabası” dedi. İmamoğlu bu projenin iptaliyle hem 1.5 katrilyonluk paranın İBB kasasında kalacağını, o paranın bir kısmının bu parkın daha bakımlı ve spor yapılabilecek bir sosyal tesise dönüştürüleceğinin müjdesini verdi. Ardından da ikinci müjde geldi. Uzun zamandır ödenek verilmediği için inşaatı duran Mecidiyeköy-Kâğıthane-Alibeyköy metrosu ile aynı tarihte yani bir yıl içinde Haliç kıyısındaki bu parkın yeni bir çevre düzenlemesiyle hizmete açılacağı müjdesini.