Hüseyin Avni Dede’ye sürgün
On yıllar boyunca Beyazıt’la özdeşleşen şair, 8 aydır Çınaraltı’nda değil...
Ayça Hanİstanbul’un simge isimlerinden Hüseyin Avni Dede, evi gibi olan Beyazıt’taki tarihi Çınaraltı’ndan 25 Haziran 2018 tarihinde sürgün edildi. Uzun süredir tezgâh açamayan Avni Dede için, sosyal medyada tepkiler büyüyor.
Herkesin, Beyazıt’taki tarihi Çınaraltı’na doğru baktığında yokluğunu hemen fark edeceği tek insan Hüseyin Avni Dede. Hızla çirkinleşen; meydanların meydan, sokakların sokak olmaktan çıktığı, ağaçların betonlara kurban edildiği bu garip çağda, bir o Çınar ağacı bir de Dede yıllardır tutunuyorlar birbirlerine. Dede şimdi sürgün o ağacın altından, 12 Haziran 2018’de Beyazıt’taki seyyar satıcılarla zabıtalar arasında yaşanan arbede sonrası onu da cezalandırdıklarını söylüyor. 8 aydır tezgâh açamıyor, sadece kendi yazdığı şiir kitaplarını yanına alıp Sahaflar Çarşısı’nda bir demirin üzerinde satmaya çalışıyor. Ama onu Çınaraltı’nda görmeye alışkın insanlar, uzaktan bakıp göremediklerinde orada olmadığını düşünüp gidiyorlarmış o yüzden bazen öylece bekliyormuş ağacın altında: “Beni göremeyip gittikleri zaman üzülüyorum, onlar da üzülüyorlardır diye orada bekliyorum bazen” diyor.
Hüseyin Avni Dede ilk defa sürgün edilmiyor Çınaraltı’ndan, neredeyse her iki yılda bir tekrarlayan bu durum en son 2015 yılında büyük tepkilere sebep olmuş, başlatılan imza kampanyası sonucunda da Dede 5 gün içinde tekrar ağacının altına dönebilmişti. O kadar kısa bir sürede, Antalya’dan, Ankara’dan, Muğla’dan, İsviçre’den, Norveç’ten, Kanada’dan 30 bin imza toplanmış; tepkiler bu kadar büyük olunca da Dede bir süre rahat bırakılabilmişti. Aradan geçen 8 aya rağmen hâlâ tezgâh açamadığını, Avrupa Yakası Zabıta Müdürü İbrahim Köse’nin “Sahafların içerisinde idare etsin şimdi” dediğini ama hiçbir şey yapılmadığını söylüyor Dede.
‘Hiçbir şeyim yok’
Artık tezgâh açamadığı için doğru düzgün satış da yapamadığı söyleyen Dede, bir zabıtayla aralarında geçen konuşmayı şöyle anlatıyor: “Bir gün bir tanesine dedim ki ‘Senin maaşın var, benim hiçbir şeyim yok. Sen görevini yapıyorsun maaşını alıyorsun ben 5 kuruş almadan amme hizmeti veriyorum... Birini koysan buraya o kadar zaman, 2 saat ayakta dursa 6 saat oturmaya bakar. Ben bir görev gibi duruyorum burada’ dedim. Öyle deyince artık sesini çıkarmadı tabii ama o gidiyor başkası geliyor, herkese dert anlatamıyorsun.”
Bakırköy Sahaf Festivali Dede'yi ağırlayacak
1. Bakırköy Sahaf Festivali, 11 Şubat saat 10.00’da Bakırköy Sanatçılar Parkı ve Spor Kompleksi’nde kapılarını açacak. Bakırköy Belediyesi ve Beyoğlu Sahaflar Derneği işbirliği ile gerçekleşen Bakırköy Sahaf Günleri 22 Şubat’a kadar Bakırköy Rio de Janeiro Caddesi’ndeki Sanatçılar Parkı içinde bulunan Spor Kompleksi’nde ziyaret edilebilecek.
İstanbul’un farklı semtlerinden 30 sahafın katılacağı Bakırköy Sahaf Günleri 12 gün boyunca 10.00 - 20.00 saatleri arasında açık olacak. Etkinlikte nadir bulunan kitap, dergi ve plaklar; eski belge, evrak ve haritalar; Osmanlıca kitap ve mecmualar; imzalı, birinci baskı kitaplar ve her bütçeye uygun ikinci el kitaplar kitapseverlerle buluşacak.
Festivalin özel bir konuğu da var. Beyazıt Sahaflar Çarşısı’nda kitaplarını satan ve bu ara yaşadığı sorunlar sebebiyle Çınaraltı’nda olamayan şair Hüseyin Avni Dede, festival boyunca sahaflarla beraber olacak, kitaplarını satacak ve imzalayacak.
‘Beni cezalandırıyorlar’
Bu durumun her iki yılda bir tekrar etmesi, Hüseyin Avni Dede’nin heyecanını, Çınaraltı’na geldiği zamanki hevesini götürmüş. Önceden her gün sabah erken saatlerde geldiği Beyazıt’a, artık zabıtalarla sorun yaşamaktan bıktığı için öğleden sonra geliyor. Doğru düzgün bir şey kazanamadığı için, zarar etmek istemediğinden gelmediği zamanlar da oluyor. Süreçle ilgili şunları söylüyor: “Sürekli tekrar ediyor bu durum, 2 yılda bir aynı şey. 2006’da bir konuşmam oldu burada Beyazıt Kütüphanesi’nde, onun arkasından yine gönderdiler beni yerimden, aradan iki sene geçti 2008’de yine aynı. 2010’da İstanbul Avrupa Kültür Başkenti seçildi beni çağırdılar o zaman, yabancı şairler geldi şiirler okuduk birlikte, sonra bir baktım beni yine gönderiyorlar. Bir sene iki sene düzeliyor sonra tekrar bozuluyor, izin belgesi gibi bir şey verseler de artık tamamen çözülse istiyorum. Orada ufak tefek bir şeyler satabiliyorum, ama buradayken sergimi açamadığım içim doğru düzgün bir şey satamıyorum da. 8 aydır çok kötü etkiliyor bu durum beni, zabıtayla seyyar satıcılar kavga etmiş meydanda ama gelip beni cezalandırıyorlar.”
Şimdi Hüseyin Avni Dede’nin en büyük korkusu, evi sayılan Çınaraltı’na geri dönemeyecek olmak. Neyse ki onu yalnız bırakmayacak kadar seven, her gün yanına gidip kitaplarını alan ve onunla sohbet eden insanlar hâlâ var.