Hükümetten Gezi ölümlerine sansür

Sadece 9 dosya Türkiye, Gezi Direnişi’nde yaşanan polis şiddetini Avrupa Konseyi İşkenceyi Önleme Komitesi’nden gizledi. Eylemlerde polisin aşırı güç kullanımıyla ilgili araştırmaların sonuçlarını isteyen komiteye, 11 kişinin öldüğü, binlerce kişinin yaralandığı olaylardan sadece 9’u hakkında bilgi verildi

Duygu Güvenç / Cumhuriyet

Avrupa Konseyi İşkenceyi Önleme Komitesi (CPT), Türkiye’de 9-21 Haziran 2013 arası yaptığı incelemelerin ardından yayımladığı rapora Türkiye’nin resmi yanıtı şaşırttı. CPT, Gezi protestoları sırasında polisin aşırı güç kullanımıyla ilgili araştırmaların sonuçlarını ayrıntılı olarak isterken, Türkiye’den 200 olayla ilgili “soruşturma sürüyor” yanıtı gitti. İstenen ayrıntılı bilgiye ise sadece 9 olayla yanıt verildi. Bakanlık, Gezi’de hayatını kaybedenlerden yalnızca Ethem Sarısülük’ü öldürmekle suçlanan polis Ahmet Şahbaz için de “kendini savunma sınırlarını aşarak cinayet” dedi.

Gezi Parkı protestoları sırasında 11 kişi hayatını 11 kişi gözünü kaybedip, 146’sı ağır 8 bin kişi yaralanırken, Türkiye bu kayıtları ve soruşturmaları Avrupa Konseyi İşkenceyi Önleme Komitesi’nden gizledi. Komite, normal inceleme için başlattıkları Türkiye ziyaretinin Gezi olayları ile çakışması üzerine programları değiştirdi ve göstericilerle, cezaevlerinden hastanelere kadar yüz yüze birçok görüşme yaptı. 9-21 Haziran 2013 tarihlerindeki bu ziyaretin ardından da Türkiye’den açıklama
istedi. Komite, Ankara ve İstanbul başta olmak üzere polis operasyonları sırasındaki kötü muamele veya aşırı güç kullanımı ile ilgili bugüne kadar başlatılmış “bütün cezai ve idari soruşturmalar hakkında” bilgi istedi. Dışişleri Bakanlığı aracılığıyla gönderilen yanıtta ise Gezi’deki polis şiddeti sonucu hayatını kaybedenlerden bir tek Ethem Sarısülük’e işaret edilirken, hayatını kaybeden diğerlerinden ve soruşturmalarından söz dahi edilmedi. CPT, tüm dosyalarla ilgili bilgi istemesine karşın, Dışişleri sadece Ankara ve İstanbul’a yönelik kısıtlı bir veri paylaştı.

Dışişleri’nin Gezi raporu

İstanbul’da Gezi olayları sonrasında 2 resmi yetkili disiplin cezası aldı, bu ceza 16 ay boyunca terfilerinin önlenmesi oldu. 4 yetkili ise kınama cezası aldı. Merkezi Disiplin Komitesi ise 16 aylık terfi erteleme kararlarından birinde “cezaya gerek olmadığına” hükmetti. Kötü muamele ve yaralamayla ilgili yetkililer hakkında yargılama süreci devam edenlerin sayısı ise 38 olarak paylaşıldı. Ancak detay
verilmedi. Dışişleri’nin paylaştığı kısıtlı detaylar ise şu konularda oldu:

- Gezi olayları sırasında ciddi şekilde yaralan H.Y. için İstanbul Anadolu Başsavcılığı tarafından devam ettiği, 4 yetkili hakkında ceza uygulanmasına gerek olmadığına karar verildiği belirtildi.

- Gazetecilerin Gezi protestoları sırasında önlendiği ve dövüldüğü iddialarının ise araştırıldığını, “kanıt bulunması halinde yaptırım uygulanacağını” belirtti.

- CHP milletvekili Ramis Topal’ın burnunun kırıldığı olayların da araştırıldığı belirtildi.

 

Dışişleri Şahbaz’ı savundu

Raporun Ankara bölümünde ise 162 araştırmanın devam ettiği belirtilirken, isim verilmeden Sarısülük’ü öldürdüğü iddia edilen Ahmet Şahbaz hakkında yargılamanın devam ettiği belirtildi. Ethem Sarısülük ile ilgili resmi yetkiliye 24 ay terfi cezası verildiği ve bunun da disiplin komitesine sunulduğu ifade edilirken, yargı sürecinin de “kendini savunma sınırlarını aşarak cinayet” suçlamasıyla sürdüğü belirtildi. Raporda Ankara’daki olaylara dair verilen yanıtlar ise şöyle:

- Kızılay’da 1 Haziran 2013’te polis şiddetin uğrayan M.I. ile ilgili araştırmanın yapıldığı ve değerlendirme için Ankara Başsavcılığı’nın kararının beklendiği belirtildi.

- F.Y. ile ilgili hukuksuz bir şekilde gözaltına alındığı, sözlü hakarete uğradığı ve dövüldüğü iddialarına yönelik rapor hazırlandığı belirtildi. Bu çerçevede disiplin cezası olarak da 3 yetkiliye, “görevde dikkatsizlik ve ihmal” nedeniyle “maaşında 3 günlük kesinti cezası” verildiği belirtildi.

- Gözüne biber gazı sıkılan İ.Ö’nün ise şikâyetini geri çektiği için, İçişleri Bakanlığı’nın araştırmaya devam etmediği belirtildi.

- Bir kafede biber gazına maruz kalan, ısırılan ve kafeden atılan B.U’nun iddialarıyla ilgili polis araştırması sonucunda şahsın verdiği adresin “doğru olmadığı”, kendisinin gözaltına alınmadığı ve kendisiyle ilgili kayıt bulunmadığı belirtilerek, araştırılacak bir durum olmadığı için İçişleri Bakanlığı’nın araştırmaya son verdiği belirtildi.

-E.K’nin tutuklanırken taciz edildiği iddialarıyla yapıldığı ve “cezai araştırma” yapılmasına
hükmettiği ancak konu yargıya intikal ettiği için “idari tavır alınmadığı”, yargılama sonucunda kararın yetkililer tarafından tekrar ele alınacağı belirtildi.

 

Yönetmelikler tamam

CPT raporunda, tüm kolluk kuvvetlerine, sözlü taciz de dahil tüm kötü muamelenin kabul edilemeyeceği ve cezalandırılacağına dair açık bir uyarı yayımlanmasını da isterken, Dışişleri 25 Ağustos 2011’de söz konusu yönetmeliğin yayımlandığını belirtti. Ardından da her yıl 10 bin 997 resmi görevlinin eğitim gördüğünü dile getirdi. Polislerin kimlikleri belirleyen numaraların toplu gösteriler sırasında gizlenmemesi gerektiği de anımsatılan rapora, 62 numaralı yönetmeliğin yayımlandığı  görüştüğü kişilerden “aşırı güç kullanımına dair birçok şikâyet alındığını”, bu şikâyetler arasında, “gözaltına alındıktan sonra da devam eden ve yüz ve baş kısmı da dahil tekme, yumruk ve sopalarla darp ile çok sıkı kelepçe uygulaması” olduğunu belirtti. Bir göstericinin “elleri kelepçeliyken yüzüne biber gazı sıkıldığını” anlattığını ve birçok kişinin de gözaltı sırasında polis aracında dövüldüklerini ifade ettiği belirtildi.