Hükümetin 'KHK'ler için AYM’ye gidilemez' iddiasına 91 yılı hatırlatması

CHP’nin AYM’ye taşıdığı KHK’lerle ilgili olarak iktidarın “AYM’ye gidilemez” itirazlarına cevap, 1991’deki OHAL kararnamelerinin iptali için oy kullanan AYM üyesinden geldi: “KHK’lerin OHAL’le sınırlı olması gerek. Sınırların aşılıp aşılmadığını denetleyecek AYM’dir. AYM’nin elinde 1991 içtihadı var. İsterse girer.”

Erdem Gül

15 Temmuz darbe girişiminin ardından ilan edilen Olağanüstü Hal (OHAL) kapsamında çıkarılan ve “yaşın yanında kuru”, “cadı avı” şikâyetlerine yol açan Kanun Hükmünde Kararnamelerin (KHK) iptali için CHP’nin yaptığı başvuru üzerine gözler Anayasa Mahkemesi’ne çevrildi. İktidarın “OHAL dönemi KHK’leri için AYM’ye başvuru yapılamaz” tavrına karşın 1991’de Güneydoğu’da ilan edilen OHAL’de çıkarılan KHK’lerin AYM’ce esastan görüşülerek bazı maddelerinin iptal edilmesi CHP’de iptal beklentilerinin en güçlü dayanağını oluşturuyor.

1991’de Güneydoğu’da 8 ilde ilan edilen OHAL kapsamındaki 3 KHK’nin bazı maddelerinin iptalinde oy kullanan AYM üyesi, CHP’nin başvurusu üzerine AYM’nin KHK’lerle ilgili alabileceği olası kararları Cumhuriyet’e değerlendirdi.

İsterse görüşür:

CHP’nin başvurusuna karşı çıkanların en önemli gerekçesini anayasadaki ‘savaş, sıkıyönetim ve OHAL dönemlerindeki KHK’lerle ilgili AYM’ye başvuru yapılamaz’ hükmü oluşturuyor. Ancak bu hükme rağmen 1991’de AYM, 3 KHK’yi esastan görüştü ve bazı maddelerini de iptal etti. Çünkü KHK’lerin OHAL ilanının gerekçeleriyle sınırlı olması gerekiyor. Bunun sınarlarının aşılıp aşılmadığını denetleyecek organ AYM’dir. Ayrıca AYM, KHK’lerle bazı yasaların değiştirilip değiştirilmediğini incelemek isteyecektir. Örneğin KHK ile Borçlar Kanunu, Medeni Kanun ya da başka kanunlar değiştirilmiş mi değiştirilmemiş mi? Bunlara bakacaktır. AYM’nin elinde 1991 içtihatı var. İsterse girer. Kimse niye girdin diyemez. Girer, esastan inceler ve gerekirse tam ya da kısmen iptal edebilir.

Ya rejimi değiştirirse:

Anayasada sadece OHAL kararnamelerinin değil, Meclis’ten geçen anayasa değişikliklerinin de AYM tarafından görüşülemeyeceği hükmü var. Diyelim ki anayasanın birinci maddesi ‘Türkiye’nin idari şekli cumhuriyettir’ hükmü değiştirildi, Meclis’ten geçti. AYM, ‘Ben bu konuda yetkisizim, buna bakamam’ diyebilir mi? Zaten demiyor. Hatırlayalım, daha önceki anayasa değişikliklerinin tamamında AYM, esastan inleceme yapıp, kısmi ve tamamen iptal kararları verdi.

30 gün gözaltı:

AYM, yalnızca anayasadaki maddelere değil, ilkelere göre de kararlar verir. Ölçülülük bu ilkelerin başında gelir. Şimdi bu KHK’lerle gözaltı süresini 30 güne çıkardılar. Bu ölçülülük açısından kabul edilemez. Peki 300 güne de çıkarabilirlerdi, 1 yıla çıkarabilirdi. O zaman da mı kimse bunu denetleyemeyecek. Demek ki bir ölçülülük kuralı olacak ve bunu bir organ belirleyecek. 30 gün gözaltı ölçülülük ilkesine uymaz. Hukuk devletiyle bağdaşmaz. İptal nedenidir.

Kamudan ihraçlar:

Bizim hukuk sistemimize göre kanunla idari işlem yapamazsınız. Oysa bu KHK’lerle on binlerce kamu personeli ihraç edildi. Bu ihraçlar doğrudan kanunla idari işlem yapmaktır. Daha önce bu durum AYM’nin önüne bakanlık birleştirmelerinde geldi. Bakanlıkları birleştirmişler, çok sayıda personeli işten çıkarmışlar. AYM, bakanlık birleştirme gibi zorunlu hallerde bile kanunla personelin ihracını hukuka aykırı görüyor. İhracı idari kararla yapabilirsiniz, kanunla yapamazsınız diyor. Ben KHK ile ihraçların da iptal nedeni olabileceğini düşünüyorum.

TSK’deki değişiklikler:

TSK’nin yapısında da KHK ile büyük değişiklikler yapıldı. Kuvvet komutanları, Genelkurmay ayrıldı. KHK’lerin süresi bittikten sonra da devam edecek uygulamalar olmaması lazım. Ancak 15 Temmuz gibi bir büyük olaydan sonra AYM’nin bu konuda vereceği karar, yeni bir yorum olacaktır.

AİHM süreci başlar:

AYM, tüm bunlara karşın CHP’nin başvurusunu reddederse iç hukuk yolları tükenmiş olur. AYM’nin başvuruyu reddetmesi halinde, hak ihlali için bireysel başvuru yolu da bir sonuç vermeyecektir. Bu durumda AİHM süreci başlar.