"Hükümet teröristlerle masaya oturmaz"

Başbakan Tayyip Erdoğan, Özel Harekat Daire Başkanlığı'nda emniyet mensuplarına iftar yemeği verdi. Erdoğan, yemeğin ardından yaptığı konuşmada demokratik açılım süreciyle ilgili değerlendirmelerde bulundu. Erdoğan, milletin tek temsilcisinin TBMM olduğunu vurgulayarak "Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti, teröristlerle masaya oturması ve onları muhatap olması söz konusu olamaz" dedi.

Erdoğan, tek muhataplarının 72.5 milyonun olduğunu ifade ederek, "Ben ülkemdeki 72.5 vatan evladını aynı seviyorum. Yaratanı yaratandan ötürü sevmek zorundayım, benim insana bakışım budur. Bu ülkede TC vatandaşlığında bütünleşmemiz, bir olmamız lazım. Ben bunu istiyorum. Bunu başardığımız anda çözümsüzlük diye bir şey kalır mı? Herkes etnik kimliği ile övünsün ona kimse bir şey diyemez dememelidir. Ama tüm etnik unsurlarda TC vatandaşlığı ile övünsün. Biz burada güven ortama yaratamasak, başka ülkelerde yaşayan soydaşlarımız için de aynı güvenceyi bekleme hakkına sahip olamayız."

"Meydan okumakla bu işler düzelmez"

"Kürt Açılımı" sürecini baltalamaya çalışanlar olduğunu dile getiren Erdoğan, "Yürüttüğümüz çalışmalar şiddetle karşı çıkanlar, bir yandan da akan kanı durdurun mesajı veriyorlar. Bizim yapmaya çalıştığımız budur. Anneler gözyaşı dökmesin istiyoruz. Bu çalışmalar ondan. Diyoruz ki sizin de söyleyeceğiniz bir şeyler varsa buyurun söyleyin. Sözü olan söylesin diyoruz. Bakıyorsunuz bu sorunu gündeme taşıyamayanlar, çözüm üretemeyenler istismar politikası üretiyorlar. Meydan okumakla bu işler düzelmez. Bugün her kesime düşen metanetle, aklı selim hareket etmektir. Süreç içinde bizim sabrımızı sınmaya çalışana olur. Tahriklerle süreci baltalamaya çalışanlar olabilir. Biz bunlar karşısında soğuk kanlı olacağız" dedi.

"Bizden öncekiler sorunu daha karmaşık hale getirdiler"

Erdoğan, AKP Hükümeti'nden önceki hükümetlerin Kürt sorununu ötelediğini iddia ederek şöyle konuştu:
"Açık söylüyorum bizlerde, bizden öncekilerin yaptığı gibi durumu idare edebilir, öteleyebilir günümüzü bu şekilde geçirebilirdik. Nitekim bizden öncekiler bunu yaptılar. Ama sonuç sorunun daha da büyümesi karmaşık bir hal alması, çözüm umutlarının daha da azalması oldu. Biz ise elimizi taşın altına koyduk. Ve dedik ki herkes elini taşın altına koysun. Risk aldık biz. Siyaset risktir. Yaşam risktir. Biz bunu böyle gördük ve bu yolda da böyle devam edeceğiz. Bedeli ne olursa biz attığımız bu adımdan geri dönmeyeceğiz. Yeter ki burada arzuladığımız neticeye ulaşırız. Eğer 25 yıl önce bu mesele iyi analiz edilseydi. Çözüm bulunsaydı 10 bilerce vatandaşımızı kaybetmemiş olacaktır. Bundan 25 yıl sonra bizden sonra gelecek nesilleri bu konuda eleştiride bulunmasına gönlümüz razı olmaz. Bu sorunu hep birlikte çözeceğiz. Samimiyetle çözeceğiz. Bu süreçten kardeşliğimizi pekiştirmiş olarak çıkacağız. Bu süreçten güçlü bir Türkiye olarak çıkacağız. Atılıma geçmiş bir Türkiye olarak çıkacağız. Engellere rağmen, tahriklere rağmen bu süreci hayırla tamamlayacağız. Bir kez daha ifade ediyorum, sabrımızı zorlayan, sınırlarımızı test eden girişimler açılımlar olacaktır. Bu hilelere karşı uyanık olmalıyız. Sağ duyumuzu muhafaza edeceğiz. Soğuk kanlılığımızı yitirdiğimiz anda bu sorundan beslenen kesimlerin oyununa geliriz. Ben askerimizle, polisimizle, Özel Harekatçılarımız ile bu mücadeleyi hukuk kuralları içerisinde sürdürelim ve sürdürmeliyiz."