'Hükümet go öğrenmeli'
Gezi Parkı Direnişi'nin 'go' oyununa benzetilmesinin ardından Mehmet Emin Barsbey go'yu anlattı.
cumhuriyet.com.trGezi Parkı Direnişi’ni bir oyuna benzetecek olsak bu hangi oyun olurdu? Tavla, satranç, dama mı, yoksa go mu? Sosyolog Orhan Tekelioğlu geçen gün bir yazısında direnişi go oyununa benzetti. Tekelioğlu, “Goda ustalık, beklenmeyen hamlelerle gösterilir” dedi. Gezi Parkı Direnişi’ni beklenmedik hamleler üzerine kurulu bir direniş olarak yorumladı. Biz de go oyununu merak ettik ve ilk hamleyi İstanbul Go Okulu’nun kurucusu Mehmet Emin Barsbey’le buluşarak yaptık.
Efsaneye göre, Çin İmparatoru Yao, oğlu Tan Chu’nun zekâsını geliştirmek için bu oyunu icat ettirmiş. Tarihçiler, 4 bin yıllık olduğu tahmin edilen go oyununun eski Çin takviminden türemiş olabileceğini de söylüyor.
Pek çok kişiyi Trevanian’ın “Şibumi” romanı go oyununa çekse de “Pi”, “The International” gibi pek çok yeni film, dizi ve romanda da artık go oyunu karşımıza çıkabiliyor. “Akıl Oyunları” filminde John Nash’in kaybettiği bir go oyunu sahnesi de içinden go geçen en bilindik sahneler arasında yer alıyor.
- Go oyunu için dünyada en çok oynanan oyunlardan biri deniliyor, peki Türkiye’de neden pek bilinmiyor?
Dünyanın üçte biri Çin çubuklarıyla yemek yiyor ama etrafımızda Çin çubuğuyla yemek yiyen kimse yok muhtemelen! Go da bunun gibi. Uzakdoğu ve Asya’da çok oynanan bir oyun. Batı’da da son 50 yılda bilinirliliği arttı. Türkiye’de şans öğesi içeren daha dinamik ve renkli oyunlara eğilim var. Go ise oldukça soyut bir oyun.
- Go nasıl oynanıyor?
Bomboş bir tahtayla başlayan oyunun amacı tahtadaki en geniş alanı kontrol etmek. Orijinal tahtada 361 kesişim noktası var. Oyunun seyrine göre kaç taş kullanılacağı değişiyor ancak teorik olarak en fazla 181 siyah ve 180 beyaz taş kullanılabilir. Taşlararası hiyerarşi yok, tek taş tipi var. Siyah ve beyaz taş sırayla hamle yapar. Hamle yapıldıktan sonra taşları tahta üzerinde oynatmak mümkün değil ancak esir edilen taşlar tahta üzerinden kaldırılır. Bir taşın etrafı tamamen kuşatıldığında esir edilmiş olur.
Oyunda iki şekilde puan kazanıyorsunuz. Bir taşı esir ettiğinizde 1 puan kazanıyorsunuz ve boş bir kesişim noktasını kuşattığınızda da 1 puan kazanıyorsunuz. İkisinin arasında dengeyi kurmak çok önemli. Özellikle yeni başlayanlar taş esir etmeyi çok önemsiyorlar. Tavla olsun, satranç olsun diğer oyunlarda en çok taşların olduğu noktalara odaklanırız ama goda taşların olduğu noktalar kadar taşların olmadığı boş alanlar da çok önemlidir.
- Bu oyunun ritüelleri neler?
Goda rakibe saygı önemlidir, bu oyun ukalalığı kaldırmaz. Çok güçlü bir go oyuncusunda bile tevazu vardır, bu tevazuyu oyun size öğretir aslında. Oyunda, küstah ve kibirli bir tavır takınmamak önemlidir.
- Gezi Parkı direnişçilerinin ‘go’ hamlesinden söz edelim. Go oyunu ile Gezi Direnişi arasında nasıl bir paralellik kurabilirsiniz?
Orhan Tekelioğlu’nun, Gezi olayları ile kurduğu “beklenmedik hamle” benzetmesi çok doğru, goda ezbere hamleler yapmak pek mümkün değildir. Çünkü goda o kadar çok olasılık vardır ki, sınırlı sayıda hazır reçeteyi uygulayamazsınız. Her pozisyonda o anki oyunun gereklerine göre analizler yapmalı ve çözümler geliştirmelisiniz. Modern siyaset ve yaşam da artık böyle.
Hayatımız hızla değişiyor ve bu değişim içerisinde dünün çözümleri geçerli olmayabiliyor. Gezi olayları da böyle patlak verdi. Sosyal medya en son harekete geçer denilen konformist gençliği tetikledi, eylemlerin dili ve pratiği alışılmışın dışındaydı. Siyasiler bu hamleyi beklemiyorlardı açıkçası. Tam eylemlerin dili çözülüyor derken başka bir beklenmedik hamle yani “Duran Adam” geldi.
Postmodern dünyada orijinal olaylara karşı orijinal tepkiler verebilmek için belki de reflekslerimizi Go ile geliştirebiliriz. Belki de tüm diğer siyasi aktörler gibi hükümet de kendi ezberini bozması için goyu öğrenmeli.
Gonun siyasal bakış açısına bir başka katkısı bir hamleyi tek başına değerlendirmemeniz, o hamleyi takip eden diğer hamlelerle birlikte süreci değerlendirmeniz ve genel bir strateji geliştirmeniz gerekmesi.