Hukukçulardan orantısızlık tepkisi: Davalar yanlış eksene oturtuluyor

Ergenekon kumpası sürecinde FETÖ’nün talimatıyla kalp rahatsızlığına karşın Prof. Dr. Mehmet Haberal’a “cezaevinde kalabilir” rapor hazırlayan isimler arasında yer alan ve MİT tarafından Kosova’da düzenlenen operasyonda yakalan dönemin 6. Adli Tıp İhtisas Kurulu Raportörü Doç. Dr. Osman Karakaya’ya örgüt üyeliği suçundan 7.5 yıl hapis cezası verilmesi tepki çekti.

Seyhan Avşar

Ergenekon kumpası sürecinde FETÖ’nün talimatıyla kalp rahatsızlığına karşın Prof. Dr. Mehmet Haberal’a “cezaevinde kalabilir” rapor hazırlayan isimler arasında yer alan ve MİT tarafından Kosova’da düzenlenen operasyonda yakalan dönemin 6. Adli Tıp İhtisas Kurulu Raportörü Doç. Dr. Osman Karakaya’ya örgüt üyeliği suçundan 7.5 yıl hapis cezası verilmesi tepki çekti.

Hazırlanan iddianamede Karakaya’nın, örgütte sorumlu düzeyde faaliyet yürüttüğü ve Ergenekon davası sürecinde, örgütün talimatıyla usulsüz sağlık raporu hazırladığı aktarıldı. İstanbul 30. Ağır Ceza Mahkemesi’nde yargılanan Karakaya, 7.5 yıl hapis cezasına çarptırıldı, casusluk suçundan beraat etti. 

Karakaya’ya verilen cezayı Cumhuriyet’e değerlendiren Ergenekon kumpası davası avukatı Hüseyin Ersöz, “FETÖ üyeliği suç isnadının söz konusu olduğu dosyalarda faillerin işledikleri suçun yoğunluğuna bakılmaksızın alt sınırdan cezalar verildiği, hatta bazı kişiler hakkında cezasızlık durumunun dahi söz konusu olduğu görülmektedir. Bu durum kamu vicdanını ve adalete olan güven duygusunu zedeleyen bir yaklaşımdır. Osman Karakaya örneğinde olduğu gibi. Mahkemelerin ceza tayini noktasında takdir hakkını kulanırken daha dikkatli olmaları gerekmektedir” diye konuştu. 

‘MUHALİFLERLE AYNI KAZANDA’

Avukat Celal Ülgen ise örgüt hiyerarşisi içinde bulunanlara  verilen cezaların haklı tepkilere neden oldunu belirtti. Ülgen, şunları söyledi:  “Son günlerde başta Ilıcak ve Altanlar davasında örgüte yardımdan 7 yıl 6 ay, sonra da MİT’in Balkanlar’dan getirdiği Osman Karakaya hakkında üyelik suçundan aynı yaptırımın verilmesi, bu işin yanlış eksene oturtulduğunu göstermektedir. Bir taraftan eski Cumhuriyet çalışanlarına ve Sözcü gazetesi sahibi ve yazarlarına yönelik örgüte yardım ve yataklık suçlaması yapılmasının abesliği, diğer yandan da bu örgüt hiyerarşisi içinde yer alan ve örgüte yeni suç işleme kabiliyeti kazandıran eylem  savları için sonuçta aynı yaptırımın uygulanması haklı tepkilere yol açmakta. FETÖ’cü olmadığı halde muhalif oldukları için kazana atılanlara yönelik suçlamaların anlamsızlığı bir kez daha vurgulanmalı. Osman Karakaya hakkında 7 yıl 5 ay  verilmesi, ülkenin muhaliflerine de FETÖ’cü örgüt üyelerine de aynı yaptırımla karşılık verildiğini göstermektedir.”