Hukukçular, Yargıtay’ın adli yıl açılışında yaşanan anları değerlendirdi

Yargıtay'ın Ankara Ahlatlıbel'de inşa edilen yeni hizmet binasının açılışında, Yargıtay Başkanı Mehmet Akarca'nın cübbesi ile dua etmesi büyük tepki çekti. Hukukçulara göre yaşananlar, şeriat devleti görüntüsü verdi.

Sefa Uyar

Yeni adli yılın açılışının, Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş’ın duasıyla açılması ve Yargıtay Başkanı Mehmet Akarca’nın duaya cüppesiyle katılması tepki çekti. Hukukçu Turgut Kazan, “duayla adaletin sağlanamayacağını” belirtirken hukukçu Ümit Kocasakal, “Adli yıl açılışında, bir yanda yasamayı, diğer yanda yargıyı yutmuş obez bir yürütmenin başı olan Cumhurbaşkanı’nın, etkin ve baskın olarak yer almasını doğru bulmuyorum” dedi. Eski Adalet Bakanı Hikmet Sami Türk ise “Diyanet İşleri Başkanı’na yaptırılan, Cumhurbaşkanı ve Yargıtay Başkanı’nın da katıldıkları dua ile laik Cumhuriyet’e fatiha okutulmak istenmiştir” ifadelerini kullandı.

‘EVREN BİLE DÜŞÜNEMEZDİ’

Cumhuriyet’e konuşan Turgut Kazan, adaletin bağımsız, tarafsız ve kaliteli yargıçlar eliyle sağlanabileceğini belirterek, “Müslüman dünyasında da adalet için dualar ediliyordur ama hemen hemen hiçbirinde adaletin zerresi yok. Taliban, en çok dua eden olsa Afganistan’da adalet olur mu” ifadelerini kullandı. “Duayla adalet sağlanmaz” diyen Kazan, “Laik bir cumhuriyette, adalete ulaşmak için dualarla yargı yılı açılamaz. Yargı yılı açılışında Cumhurbaşkanı konuşamaz. Kenan Evren’in kendisi bile böyle bir şey düşünemezdi” ifadelerini kullandı. Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun’un, görüntüyü, Cumhuriyetimizin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’ün dua ettiği görüntüyle kıyasladığına dikkat çeken Kazan, “Kurtuluş Savaşı sürecinde Mustafa Kemal’in düşmana karşı Allah’a dua etmesi başka bir şey. Karşısında düşman vardı. Hâkimleri kendinize bağlayıp cüppeyle dua etmeleri olabilecek iş değil, kandırmacadır. Kandırmacayla adalet olmaz” diye konuştu. Kazan, Erdoğan’ın, “adaletin olmadığı bir ülkede zulüm olduğuna” yönelik sözlerini anımsatarak “Türkiye’de zulüm olduğuna inanıyorum” dedi.

‘CÜRETLİ BİR ADIM’

Eski Adalet Bakanı Hikmet Sami Türk de Erdoğan’ın “Devletin dini adalettir” sözü ile Erbaş’ın duasına işaret ederek “Bu sözler, Türkiye Cumhuriyeti’nin değişmez niteliklerinden olan ‘laik hukuk devleti’ ilkesi ile bağdaşmamakta. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın söylediği ‘Devletin dini adalettir’ sözü, 93 yıl öncesine dönüşü ifade eden bir yanlışı içermektedir. Doğrusu, devletin temeli adalettir” dedi. Mahkeme ile caminin karıştırılmaması gerektiğini, duanın yerinin mahkeme değil cami olduğunu vurgulayan Türk, şunları kaydetti:

“Hâkimler ve Yargıtay üyeleri, ilahi adalet için dini kurallara göre değil, anayasaya, kanuna ve hukuka uygun olarak vicdani kanaatlerine göre hüküm verirler. Böyle bir adli yıl açılışı şimdiye kadar hiç olmadı. Diyanet İşleri Başkanı’na yaptırılan, Cumhurbaşkanı ve Yargıtay Başkanı’nın da katıldıkları dua ile laik Cumhuriyet’e fatiha okutulmak istenmiştir. Bu, Atatürk’ün kurduğu Cumhuriyetin anayasada yazılı niteliklerini, özellikle demokratik, lâik hukuk devleti ilkelerini törpülemek isteyenlerin bu yolda attıkları yeni bir cüretli adımdır.”

‘SİYASİ POZİSYON ALMA’

Hukukçu Ümit Kocasakal ise Yargıtay’ın güzel bir binaya kavuştuğunu ancak “adalet ve adil bir yargı düzeninin binayla olmadığını” belirterek “Adli yıl açılışında, bir yanda yasamayı, diğer yanda yargıyı yutmuş obez bir yürütmenin başı olan Cumhurbaşkanı’nın, etkin ve baskın olarak yer almasını doğru bulmuyorum” dedi. 2010 referandumu ile FETÖ’nün, Hâkimler ve Savcılar Kurulu’nu (HSK) ele geçirdiğini ve kurulan yapının halen yerinde olduğunu vurgulayan Kocasakal, “HSK’nin oluşumu tamamıyla iktidarın etkisinde. Böyle bir yargının tarafsız ve bağımsız olma ihtimali yok. Yerel mahkemeler de Yargıtay da bağımsız olamaz” ifadelerini kullandı. Akarca’nın, “yeni anayasa çalışmalarını destekledikleri” yönündeki açıklamasına da işaret eden Kocasakal, “Bu bir siyasi tavır almaktır. Bu kadar siyasi pozisyon alabilen, Diyanet İşleri Başkanı ile birlikte duaya katılan bir hukukçunun başkan olduğu Yargıtay’ın, ne kadar tarafsız ve bağımsız olabileceğini kestiremiyorum. Böyle bir görüntüden, yapıdan; bağımsız ve tarafsız bir yargı ve güçlü bir toplumsal inanç ve algı çıkmaz” ifadelerini kullandı.