Hukuk Devleti (05.08.2012)
cumhuriyet.com.trTürkiye Cumhuriyeti, anayasanın 2’nci maddesine göre bir hukuk devletidir. Bu tanımlama, yine anayasanın 125/1’inci maddesinde yer alan “İdarenin her türlü eylem ve işlemlerine karşı yargı yolu açıktır” ve 138/son maddesinde yer alan “Yasama ve yürütme organları ile idare, mahkeme kararlarına uymak zorundadır; bu organlar ve idare, mahkeme kararlarını hiçbir suretle değiştiremez ve bunların yerine getirilmesini geciktiremez” hükümleriyle güvence altına alınmıştır. Buna rağmen usul ve gelenek haline getirildiği biçimde, üzerinde tartışma, irdeleme ve değerlendirme yapılmadan 26.04.12 tarihinde 6300 sayılı torba yasanın 10. maddesiyle 4046 sayılı Özelleştirme Uygulamaları Hakkında Yasa’ya ek 5’inci madde eklendi. Bu maddeye göre, yargının verdiği özelleştirme uygulamalarının yürütülmesinin durdurulması ya da iptal kararlarını uygulamama yetkisi Bakanlar Kurulu’na verildi. Bu yetki, “Ortaya çıkan fiili imkânsızlık” gerekçesine bağlandı.
Hedefe uygun, amaca bağlı yetki, zaman geciktirmeden kullanıldı ve Bakanlar Kurulu’nun 11.06.2012 gün ve 2012/3240 sayılı kararnamesiyle a) Eti Alüminyum AŞ’nin yüzde 100 oranındaki hissesinin satış yöntemiyle, b) Türkiye Denizcilik İşletmeleri AŞ’ye ait Kuşadası Limanı’nın, işletme hakkı verilmesi yöntemiyle, c) Türkiye Denizcilik İşletmeleri AŞ’ye ait Çeşme Limanı’nın işletme hakkı verilmesi yöntemiyle, d) SEKA – Türkiye Selüloz ve Kâğıt Fabrikaları AŞ’ye ait Balıkesir işletmesinin varlık satışı yöntemiyle, e) Türkiye Petrol Rafineleri AŞ’nin yüzde 14.76 oranındaki hissesinin İstanbul Menkul Kıymetler Borsası Toptan Satışlar Pazarı’nda satılması ve özelleştirilmeleri işlemlerini, iptal eden yargı kararlarıyla ilgili olarak geriye ve ileriye yönelik herhangi bir işlem tesis edilmemesi ve Özelleştirme İdaresi Başkanlığı’nca bu yönde yapılmış olan iş ve işlemlerin devam ettirilerek sonuçlandırılmasına karar verildi. Bu karar ve dayanağı olan kanun, Türkiye’nin bir hukuk devleti olduğunu saptayan ve açıklayan anayasaya saygısızlığın, anayasanın 2, 6, 9, 10, 125 ve 138’nci maddelerine aykırılığın son örneklerinden biridir. Erkler ayrılığını yok sayan, yargı kararlarını yürütmenin takdirine bırakan sistemin adı, hukuk devleti ve kuşkusuz demokrasi olamaz.
3. yargı paketi adı altında, içeriği siyasi iktidar milletvekillerinin çoğunluğu tarafından bilinmeyen, gizlilik içinde, tartışılmayan bir önerge ile torba yasaya eklenen ve hızla yasalaşıp 2 gün içinde cumhurbaşkanı tarafından imzalanarak yayımlanması sağlanan, yasa yapma tekniğine ve demokratik ilkelere ve anayasanın 2’nci maddesinde yer alan hukuk devleti tanımlamasına aykırı 6352 sayılı yasa ve uygulamaları bir başka ibret alınacak son örnektir.
Yasanın, geçici madde 2-4 hükmü uyarınca özel yetkili ağır ceza mahkemelerinde açılmış olan davalara, kesin hükümle sonuçlandırılıncaya kadar bakılmaya devam edilecektir. Siyasi iktidarın en yetkili ve sorumlularının yeni yasanın getirdiği uygulamanın daha insani, daha vicdani ve daha hukuki olacağını ifade ve ikrar ettiği bir ortamda, devam edilen davalarda istenen tahliye taleplerinin reddine ilişkin kararlar ne derece adil yargılamaya uygun, güvenilir ve inandırıcı olacaktır.
Hukuk devleti olmak, demokrasinin onsuz olmaz koşuludur. Hukuk devleti ve demokrasi adım adım ortadan kaldırılırken, Türkiye’nin adam gibi aydınları, kendisine ve bilime saygılı bilim adamları, üniversiteler ve hukuk fakültelerinin özellikle anayasa hukuku öğretim üyeleri, sivil toplum örgütleri, medya, muhalefet partileri, kamuoyu önderleri neden suskundur. Bu sorunun yanıtı, demokrasinin geleceğini belirleyecektir.
Sabih KANADOĞLU Türk Hukuk Kurumu Başkanı