Hukuk dersi gibi şerh: Berkin'in ailesi rencide edildi
Anayasa Mahkemesi, Gezi eylemlerinin yaşandığı dönemde polisin attığı gaz bombası başına isabet eden Berkin Elvan’ın ölümünde dönemin Vali ve Emniyet Müdürü’nün de sorumluğu olduğu yönündeki başvuruyu reddetti. Yüksek mahkeme, dönemin Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Berkin Elvan’a “terörist” diyerek annesini miting meydanında yuhalatmasıyla kötü muamele yasağının ihlal edildiğine yönelik şikâyeti de kabul edilemez buldu. Bu karara muhalefet eden AYM Başkan Vekili Engin Yıldırım, “Gerek koma sürecinde, gerekse de vefatından sonra merhum çocuk üzerinden kamuoyunda birtakım siyasi tartışmalar yaşanmış ve durumuyla ilgili çeşitli spekülatif değerlendirmelerde bulunulmuştur. Bu tartışma sırasında başvurucular çocuklarıyla ilgili ortaya atılan bazı itham ve iddialara da katlanmak zorunda kalmış, haysiyetleri de zedelenmiştir” dedi.
Alican Uludağ
AYM, Berkin Elvan’a “terörist” denilmesi nedeniyle ailenin eziyet ve onur kırıcı muameleye maruz kaldıkları yönündeki başvuruyu de reddetti.
Üzüntüleri farklı boyut kazandı
Ancak AYM Başkan Vekili Engin Yıldırım kararın bu yönüne muhalefet etti. Başvurunun bu yönünden “kötü muamele yasağının ihlal edildiği”ni belirten üye Engin Yıldırım, karşı oy yazısında dönemin siyasilerinin söylemlerini eleştirdi: “Çoğunluk görüşünün aksine başvurucular çocuklarının hangi koşullarda yaşamını yitirdiğine acı ve çaresizlik içinde tanık olmuşlardır. Berkin Elvan başvurucuların gözü önünde adeta erimiş ve trajik bir şekilde vefat etmiştir. Gerek koma sürecinde, gerekse de vefatından sonra merhum çocuk üzerinden kamuoyunda birtakım siyasi tartışmalar yaşanmış ve durumuyla ilgili çeşitli spekülatif değerlendirmelerde bulunulmuştur. Çocuklarının 269 gün boyunca komada ölümle pençeleşmesine ve 15 kg’ye düşmesine şahit olan başvurucular bunun getirdiği üzüntüyle elem ve ıstırap çekerken bir de çocukları üzerinden kendilerini kamusal bir tartışma içinde bulmuşlardır. Bu tartışma sırasında başvurucular çocuklarıyla ilgili ortaya atılan bazı itham ve iddialara da katlanmak zorunda kalmış, haysiyetleri de zedelenmiştir. Bütün bunların başvurucuların yaşadıkları üzüntüye farklı bir boyut ve şekil kazandırmayarak kötü muamele yasağı bakımından mağduriyetlerine neden olmadığı söylenemez. Komada can çekişen çocuklarının durumuna doğal olarak üzülen başvurucuların durumu merhum çocuk etrafında yapılan tartışmalardan dolayı salt üzüntünün de ötesine geçerek farklı bir şekil almıştır.”