Hollanda'da taciz şoku

İşçi Partisi'nden (PvdA) Kuzey Hollanda Eyalet Meclisi üyesi Songül Akkaya, olayın duyulmasından sonra birçok ailenin kendisini arayarak bilgi talebinde bulunduğunu ve onlara yardımcı olmaya çalıştığını anlattı. "Artık öyle bir hale geldi ki çocuklarımızı kime teslim edeceğimizi bilemiyoruz" diyen Akkaya, yerel düzeyde görev yapan siyasetçilere, "Bu tür olaylara ağırlık vererek, kontrol sisteminin değişmesi için çaba gösterilmesi" çağrısında bulundu. Akkaya, "Anne veya babalar çocuklarını nereye, kimlere bıraktıklarını ve onlara nasıl bakıldığını öğrenmeliler. Çocuğu bırakıp gitmekle olmuyor. Yani ailelere de görevler düşüyor" diye konuştu.

Liberal Parti'den (VVD) yine Kuzey Hollanda Eyalet Meclisi üyesi olan Köksal Gör ise olayın bu boyutlara ulaşacağını hiç tahmin etmediğini belirterek, "Nereye kadar varır, açıkçası onu da kestiremiyorum. Bir baba olarak şaşkınlık içindeyim. Aşırı ağır bir durum bunu kaldırabilmek çok zor" diye konuştu. İki yıl önce çocuğu bu kreşlere giden bir annenin polise ve kreş yönetimine şikayette bulunduğunu, ama şikayetin ciddiye alınmadığını hatırlatan Gör, bu konuda yetkililerin hatalarının da olduğunu kaydetti. Gör, bu tür yerlerde kontrol mekanizmasının daha iyi işlemesi gereğine işaret etti.

Tacizin olduğu yerlerden biri olan "Knuffelparadijs" adlı kreşin hemen yanında fırın işleten Sebahattin İsmailov da olayı duyduğunda "büyük bir şok" yaşadığını söyledi.
Çocuklara cinsel tacizde bulunduğu iddiasıyla gözaltına alınan zanlıyı, işyerleri bitişik olduğu için zaman zaman gördüğünü ifade eden İsmailov, "Hiç şüphelenmedik ondan. Öyle hareketleri olmadı en azından. Olayı gazetelerden duydum ve büyük bir şok yaşadım. Aynı zamanda korkuyor da insan. Düşünmesi bile insanı korkutuyor" dedi.

Türklerin yoğun yaşadığı bir semtte bulunan bu kreşe çok sayıda çocuğun geldiğini belirten İsmailov, kreşin olayın duyulmasından hemen sonra kapatıldığını ve camlarına ise gazete kağıtlarının yapıştırıldığını kaydetti.