Hipster'lar öldü yaşasın Yuccie'ler

Her dönemin kendine ait bir terimi var. Bir zaman yuppie’ler, bir zamanlar hipsterlar. Şimdi ise devir yuccie’lerin devri. Yuccie’ler özgürlük ve yaratıcılıklarına zeval getirmeden ancak paranın önemini de gözden kaybetmeden yaşayan yeni neslin yeni ismi.

Sinem Dönmez

Son birkaç yılı her gördüğümüz bıyıklıya, birkaç aylık sakallıya, bol dövmeli çocuklara hipster demeyi kendimize borç bilerek geçirdik. Hipster'lar ana akım olan her şeyi reddederken ana akım olmuştu. İlk zamanlar “o ne garip tip öyle” diye yanınızdaki arkadaşınız sizi dürtüklediğinde, “Ha o mu? O bir Hipster” diyerek anlattınız önce. Sonra bir anda etrafta herkes sakallı, herkes dövmeli herkes kemik çerçeveli gözlüklü, mesajlı tişörtlü, bereli oldu. Starbucks’tan kahve almak yerine kahve dükkanlarında oturan, kolunun altında indie grupların plaklarıyla gezen Amerika’dan ithal hipster'lara Türkiye sokaklarında da gözümüz alıştı. Ve yıllar geçti. Hipster normalleşti. Çünkü herkes bir şeylere karşı olursa, kimse bir şeye karşı olmuş olmuyordu. 

 

NE HIPSTER NE YUPPIE

Yeni alışacağımız terim ve/veya kavram ise “Yuccie.” Kavramı hayatımıza kazandıran kişi, Mashable’da ilk gün 70 bin kez paylaşılan makalesiyle David Infante. Kendisi 26 yaşında, Brooklyn’de yaşayan serbest bir yazar. Kendisini yuccie addeden Infante, bize bunun ne olduğunu anlatıyor. Yuccie'ler hipsterlarla karıştırılmaktan ve karşılaştırılmaktan hiç hoşlanmıyor. Ancak o karşılaştırmayı yapmamak mümkün değil. Yuccie’ler, hipster’la yuppie arasında bir yerdeler. Para kazanıyor ya da kazanmaya çalışıyor ancak hipster'lar gibi yaratıcılıkla da uğraşıyorlar. Yuccie sözcüğü, yuppie gibi, Young Urban Professionals'dan (Genç şehirli profesyoneller) türüyor. Yuccies Young Urban Creatives (Genç şehirli yaratıcılar) demek. 

Y kuşağına mensuplar, iyi eğitimliler ve eğitimlerinin kendilerine kattığı değerin farkındalar. En önemlisi, hayallerinin peşinden koşmaktan vazgeçmeyip, hayallerinden para kazanmanın yolunu arıyorlar. Yuppie’lerin aksine jilet gibi giyinmiyor, lüks evlerde oturmuyor ya da ceplerinde bir tomar parayla gezmiyorlar. Para onlar için yine önemli ama öncelikli değil. İlk sırada olan, para kazanılan işlerin yaratıcılık gerektirmesi. “Çok para tabii ki iyidir ama yaratıcılıktan kazanılan çok para daha iyidir” diyor Infante.

 

PARA DEĞİL ÖZGÜRLÜK 

Yuccie yeni bir tabir ama aslında biz de onları tanıyoruz. Onlar, Instagram’dan para getiren kampanyalara imza atan ya da danışmanlık veren, butik dükkanında birden mandala satmaya başlayan, yeni bir web projesinden ya da uygulamasından (genelde çok) para kazanan, yazın yeni bir müzik festivali düzenleyen insanlar. Kendilerini zenginlikleriyle değil ama zenginlikle yaratıcılık arasındaki ilişki ile tanımlıyorlar. Fikirlerinden para kazanmayı birilerine müdürlük yapmaktan daha çok önemsiyorlar. Veya sabahtan akşama çalıştıkları işlerinin yanında istedikleri bir iş daha yapıyorlar. Bazıları da 9-6 işlerini daha az paralı ama özgür fikirlerini değerlendirdikleri bir iş için bırakıyorlar. Hem hızlı yoldan zengin olmak hem de bunu yaparken yaratıcı bağımsızlığını sürdürmek bir yuccie’nin tek hayali. Yuccieler, yaratıcılıklarıyla hipsterlardan, paraya olan düşkünlükleriyle yuppielerden rol çalıyor. Bu arada iyi giyiniyorlar, daha çok dışarıda yemek yiyorlar. Eh, Instagram’a yüklenecek şeylerin başında geliyor güzel tabaklar. 

 

SİNİZM ŞART 

Yuccie’lerin sloganları şu: Kendin olduğun bir hayatı yaşamayı hak ediyorsun. Fikirlerin değerli. Hayallerinin peşinden koş. Yuppie’lerin paraya olan düşkünlüğü ve hipster'ların hırsa karşı çıkışları, bireyselciliğiyle yoğruluyor ve ortaya yuccie’ler çıkıyor. Yuccie olmanın tek şartı var. Paraya değer atfetmeden yaşamak. Bu, ellerindeki devasa ayrıcalık. Yani Infante böyle diyor. Yuccie olmanın ilk şartının sinik olmak olduğunu söylüyor, “Para değil kendini kanıtlamak için yaşıyorum" diyor. "Tabii ki paraya ihtiyacım var. Ancak fikirlerim değerli, fikirlerim şahsına münhasır. Ve para ediyor.” 

 

            YUCCIE MİSİNİZ? 

  • Öncelikle bu kısma bakıyorsanız yuccie olma ihtimaliniz var.  
  • Jonathan Franzen’ın Freedom (Özgürlük) kitaplarından birine sahipseniz. 
  • Soylulaştırmaya teoride karşıysanız, ancak pratikte el yapımı pahalı donutları seviyorsanız. 
  • Arada bir sarhoşken resim dersleri alıyorsanız. 
  • Binlerce Instagram takipçiniz varsa. (Ama Twitter’da o kadar da yoksa.) 
  • Görünür yerinizde dövme olmasından kaçınıyorsanız. (Çünkü kariyer önemli.) 
  • Seinfeld'e yetişememiş biri olmanıza rağmen diziye toz kondurmuyorsanız. 
  • Bir sürü cool dergi alıp hiçbirini okumuyorsanız. 
  • Bunlardan bir tanesine bile evet diyorsanız, tebrikler! Yuccie’siniz!