‘Hiçbir şey eskisi gibi olmayacak’

Gezi Direnişi’nin 2. yılı aynı zamanda doğum günü...

Hazal Ocak / Cumhuriyet

Gezi direnişinde de kent mücadelesinde de aktif yer alanlar, direnişin 2. yılını bir doğum günü olarak görüyor. İstanbul’a, tarihine sahip çıkan temsilciler rant ve yok etme projelerine karşı yıllardır mücadele ediyor. Gezi direnişinin 2. yılını gazetemize değerlendiren temsilciler, direnişin bir kırılma noktası olduğunu belirterek “artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacak” diyor.

Gezi direnişinin 2. yıldönümünde kent mücadelesinde aktif yer alan temsilciler şunları söyledi:

Eyüp Muhcu (Mimarlar Odası Genel Başkanı)

İktidar ilk kez ciddi bir direnişle karşılaştı. Direnişin üzerinden geçen 2 yıllık sürede; Gezi’nin taşıdığı ve yarattığı bütün değerlere saldırmak, bu değerleri karalamak, yalan, iftira, nefret söylemi ve şiddet iktidar politikası olarak sürdürüldü. Taksim’e yönelik projelerin gerçekleştirilmesi için fırsatlar kollanmış ve bunun için uygun ortam yaratılmaya çalışılmıştır. Bu amaçla meydan işlevini bozmak için sık sık müdahaleler ve girişimler gündeme geldi.

‘Gezi’ sürecinde “otobüs duraklarını yaparken dahi halka soracağız..” vaadinde bulunan İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş ne yazık ki; daha sonra vaatlerini unutmuş, toplumu dışlayan bir anlayışın ve hukuksuzluğun temsilcisi olmuştur.

Bütün zorluklar karşısında toplum ‘Gezi’nin büyüttüğü toplumsal duyarlılıkla bir adım önde yürüyüşüne devam edecek. ‘Yağma Diktatörlüğü’ne karşı yaşamı ve insanlığın yarattığı ortak değerleri savunmaya devam edecektir...

CAN ATALAY (TMMOB AVUKATI)

Gezi’nin 2. yıldönümünde bir doğum gününden de bahsedebiliriz. Gezi bu topraklarda sıradan yurttaşların yurttaşlıktan kaynaklanan tüm haklarını ellerinden almaya çalışan bir diktatör özentisinin karşısına çıkmalarının 2. yılı.

Kendisinin önce gelen tüm toplumsal mücadele birikimini, onu ileri taşıma iradesi. Gezi hiçbir şey değilse sıradan yurttaşların ve onların oluşturduğu kitlelerin bir güven kazandıkları tarihsel bir an. İnsanlar bir araya geldiklerinde ve hakları için mücadele ettiklerinde bir karşılığı olabileceğini karşısında memleket katındaki siyesette etki edebileceklerini gördüler. 1908 devriminden bu yana ilk defa bu kadar yaygın bir kitle hareketiyle karşı karşıyayız...

DENİZ ÖZGÜR (KENT SAVUNMASI)

Geziyle beraber, kent ve ekoloji mücadelelerine muazzam bir özgüven geldiğini söyleyebiliriz. Artık daha fazla cüret eden, sokağı daha fazla kullanan ve gittikçe de militanlaşan bir sokak hareketine doğru evrildiğinden bahsedebiliriz. Tam da bu nedenle, geçtiğimiz günlerde kavga- dövüş içinde meclisten geçirilen iç güvenlik paketi, gittikçe yükselen içinde kent-ekoloji gruplarının, savunmalarının da önemli yer kapladığı sokak hareketlerinin bastırılması, direncinin kırılması için hayata geçirilmek istenmektedir. Ama hep söylediğimiz gibi, cin şişeden çıktı bir kere. Bu direncin önüne hiçbir yasa, hiçbir otorite, baskı geçemeyecektir.

ARİF BELGİN (VAlİDEBAĞ GÖNÜLLÜLERİ)

2012 başından itibaren, sayımız bazen azalıp bazen çoğalsa da, Taksim meydanı üzerine yapılan rant projelerine karşı çıkan muhalif bir grup hep vardı. Fakat hukuku ayak bağı olarak gören egemenler, ısrarla Taksim Yayalaştırma Projesi adlı inşaat projesini başlattılar. Gezi Parkı direnişi, işte inşaat başladıktan sonra, “hiç olmazsa Gezi Parkı’nı kurtaralım” mantığıyla, tam da malum kişinin dediği gibi 3-5 ağaç meselesi olarak başladı. Kim ne derse desin, Gezi direnişi, Türkiye için bir dönüm noktasıdır. İleride serinkanlı değerlendirmeler yapıldığında bu daha iyi anlaşılacaktır.

‘Güzel günler göreceğiz çocuklar!’

Gezi Direnişi’nin ikinci yılında Gezi’yi anmak üzere sanatçıları bugünkü sembolik Gezi Parkı haberimize davet ettik. Sanatçıların ‘Park’taki varlığı kuşkusuz Gezi’yi daha da güçlendirdi. Sanatçılar, özetle “Güzel günler göreceğiz çocuklar” dedi.

Mehmet Aksoy  (Heykeltıraş)

Bence Gezi Direnişi 68 gençlik hareketlerinden sonra dünyada ilk kez Gandi’vari pasif direnişin en güzel örneği olmuştur. Despotik baskıya, dayatmaya karşı doğadan ve insandan yana özgür düşünce, kişilik haklarına saygılı, coşkulu, esprili, insanlardaki direniş güdüsünü açığa çıkaran harika bir pasif direniş.

küçük İskender (şair)

Ömrüm oldukça anlatacağım bir devrim esintisi yaşandı. Hep yaşanabileceğini de hissettirdi.

Genco Erkal (Oyuncu, yönetmeni)

Güzel günler göreceğiz çocuklaaaar!

Hayko Cepkin (müzisyenı)

Gezi ilk başta çevreye duyarlı insanların konusu gibi dillenirken, uygulanan haksız ve gereksiz orantısız güç gösterileri sebebiyle zulme karşı olan herkesin konusu haline gelmiştir. Bir işe yaramaz gözü ile bakılan, sindirildiği düşünülen genç nesilin umut dolu, özgürlük dolu olduğunu görme imkânı yaratmıştır. Türkiye tarihinde, gelecek nesillere gurur ile anlatılacak yegâne organizasyon dışı, partisiz, amblemsiz, desteksiz, sadece kalbi ve vicdanı ile sokağa çıkıp hakkını, protesto etme hakkını kullanarak arayan, mizahı en güçlü silahı olarak kullanan, haksızlıktan, baskıdan bıkmış, sindirilemeyeceğini dile getirme arzusu ile dolup taşan sivil toplum hareketi olarak yer bulacak ve anılacak.

Sunay Akın (Şair, yazar)

II. Abdülhamit’in baskılarına isyan edip Manastır’da adamlarıyla “Hürriyet” aşkına dağa çıkan Resneli Niyazi Bey, 2. Meşrutiyet’in ilanında önemli bir pay sahibidir. Dağda arkadaş olduğu “Hürriyet geyiği” ile çektirdiği fotoğraflar ellerden, şarkıları da dillerden düşmezdi. Gezi Parkı’nda kesilmek istenen ağaçların tam karşısında bir geyik heykeli vardır. Ben o geyiğin yanındaydım Gezi boyunca. Çünkü, 2013 “Hürriyet kahramanı” Resneli Niyazi’nin öldürülüşünün 100. yılıydı.. Ve ne acıdır ki, kimsenin anımsamadığı ülkemizin demokrasi tarihindeki bu önemli yıldönümde, gençlerimiz göz göre göre katledilecek ve katiller Resneli Niyazi Bey olayında olduğu gibi ellerini kollarını sallaya sallaya aramızda dolaşmaya devam edecektir!.

BaBa ZuLa (topluluk)

 Hipokrat var yanımızda Demokrasi özgürlükler Mizahımız duvarlarda Yasaklanmış düşünceler Paraleller penguenler Duran adam kızıl kadın Meydan bizim sokak bizim Bu tencere tava bizim...