‘Hiçbir kanal sağlığımızdan önemli değil’ - Karantina Sohbetleri: Bülent Ortaçgil

Usta müzisyen Bülent Ortaçgil bugünkü Karantina Sohbetleri’nde gündeme dair düşüncelerini paylaştı ve meslekte 50 yılı devirmenin hazzını anlattı.

cumhuriyet.com.tr

Acaba Bozburun’a gitmiş midir, yoksa karantinaya İstanbul’da mı yakalanmıştır diye düşünüyordum ki, Bülent Ortaçgil İstanbul’da çıktı. Eşiyle birlikte evinde oturan ve çöp atmak dışında sokağa hiç çıkmayan Ortaçgil’i yakalamışken onun bilgeliğinden faydalanmamak olmazdı. Meslekte 50 yılı geride bırakan Ortaçgil en çok neyi özlediğini de söyledi…

Merhaba Bülent bey, nasılsınız? Nasıl geçiyor karantina günleri?

Biraz şaşırtıcı biraz korkutucu…

Tam da aslında 'Hayat benden şaşkınlık hissini aldı' dediğiniz yaşlarda geldi galiba bu şaşırtıcı günler, ne dersiniz?

Evet ama böylesi bir salgını beklemiyordum doğrusu.

Neredesiniz şu sıralar, İstanbul mu, Bozburun mu?

İstanbul’dayız. Bozburun’a gitmeye yakındık ama…

BÜTÜN MERMİLERİMİ KULLANMADIM

Bir önceki yazışmamızda “Artık yarı mapus sayılırız. Zaman bol” demiştiniz. Nasıl geçiyor zaman bu yarı mapuslukta, neler yapıyorsunuz?

Bütün mermilerimi daha kullanmadım. Önce ne olduğunu iyice anlama çalıştım. Gazete, kitap, sudoku vs. Daha uzayacak gibi zaten.. Gitar çalmaya filan başlarım. Daha dışarı çıkmamak acıtmıyor açıkçası.

Özel olarak aldığınız önlemler var mı? Nelere dikkat ediyorsunuz sağlık açısından?

Paranoya dışında durmaya çalışıyoruz. Ben zaten dışarı çıkamıyorum. Eşim gazete ve küçük ihtiyaçları karşılıyor. Dezenfektan kullanıyoruz. Evde zaten iki kişiyiz. Bu gün ilk kez 50 metre yürüyüp çöpü attım.

Meslekte 50. yılınız şerefine yeni şarkılar hazırladığınızı biliyoruz. 4 yeni şarkı geliyor yanılmıyorsam. Evde bunlara da çalışma fırsatınız oluyor mu? Gitar çalmaya başlarım dediğinizde aklıma hemen bu doğrusu.

Daha çalmıyorum. Biraz demlenmeye bıraktım.

Bu karantina yüzünden sizin de iptal olan konserleriniz oldu mu?

Oldu tabii, bu ay 3 Nisan’da vereceğimiz konser iptal. 3 Mayıs’taki konser ise şimdilik belirsiz, duruma bakılacak.

Birçok sanatçı evden konserler veriyor şu sıralar. Sizin böyle bir niyetiniz var mı? Hayranlarınız çok mutlu olur eminim.

Sanmıyorum. Zaten sosyal medyayı kullanmıyorum. Pek de sevmiyorum.

İNSANLARIN BOŞ VERMİŞLİĞİNE KIZIYORUM

Haberleri takip ediyor musunuz peki? Türkiye bu salgınla ilgili yeterli önlem alabildi mi sizce? Eksik gördüğünüz şeyler oldu mu?

Haberleri takip ediyorum. Birkaç değişik yerden olmasına özen gösteriyorum. İnsanların boş vermişliğine kızıyorum. Dayanışma kültürsüzlüğümüze inanamıyorum. “Bi şi’cik olmaz” diye bir şarkı yazmıştım, 15-20 yıl oldu galiba, orada vardı: “Suyu sevmem, çöp üretirim, görülmeyenden hiç korkmam. Öyle AIDS, mikrop, virüs, bu ne telaştır hiç bilmem”.

Şarkı güncelliğini hiç yitirmemiş... 50 yıllık bir meslek yaşamını geride bırakmış olmak nasıl bir duygu peki? 50 yıl deyince ne geliyor aklınıza ilk?

Haz... Bu ülkede o şarkıları yapmış olmaktan dolayı mutluluk.

ZAMAN ZAMAN RÜYALARIMA GİRİYOR

O haz dinleyiciler olarak bize ait. Ben ucundan da olsa Çekirdek günlerini yakalamış şanslılardanım. Sizin o yıllarda özellikle Fikret Kızılok ile yaptığınız albümler ve verdiğiniz konserler muhtemelen müzik tarihimizin en nadide sayfaları arasında yer alacak gelecekte. Siz nasıl hatırlıyorsunuz o günleri ve tabii Fikret Kızılok’u?

O günleri unutmam olası değil. Birlikte yazılan şarkılar... ve çevremizde bizi destekleyen, bizlere benzeyen müzisyenler… Fikret çok yetenekli, zeki ve şarkı keyfiyle yaşayan biriydi. Zaman zaman rüyamda bile görüyorum onu…

Bugün artık dijital çağın içinde yaşıyoruz ve müzik paylaşımı da bambaşka bir yola girdi. Sizin albümleriniz de örneğin Spotify gibi dijital platformlarda bulunabiliyor. Bu tarz platformlar hakkında siz ne düşünüyorsunuz? Müziğinizin daha geniş bir kitleye ulaştığını düşünüyor musunuz örneğin? Kolaylaştı mı artık dinleyiciye ulaşmak bu anlamda?

Tabii kolaylaştı. Ancak ben yaştaki insanlara hâlâ garip geliyor galiba. Ben ürünün kendisine bakıyorum . Güzel şeyler yapılırsa hangi mecra olursa olsun... Yalnız digital haklarımızı yasal bir zemine oturtmamız gerek. Benim neslim müziği icra eden bir  nesildi, ama artık bu 0101011 lere dönüşüyor.

Son günlerde çok konuşulan konulardan biri de yapılan tüm uyarılara rağmen ve tüm ekonomik yüklere rağmen Kanal İstanbul için açılan ihaleydi. Ne düşünüyorsunuz bu konuda, Kanal İstanbul için neden bu kadar ısrar var?

Ben bizleri hayal aleminde sanıyordum. Bizden çok daha ileride olanlar var!!! Bu günler nasıl bir sosyal devlet gereksimimiz var, hepimize düşünme fırsatı... o parayla neler yapılabilir? Hiçbir kanal sağlığımızdan önemli olamaz.

Çok doğru... Peki bu karantina bittiğinde ilk ne yapacaksınız, neleri özlediniz en çok?

Deniz kıyısında yürüyüp ıslık çalacağım…

Harika.. Son soru: Şu zor zamanlarda evlerinde kapalı kalan insanlara ne tür müzikler dinlemelerini önerirsiniz? Aklınıza gelen bir kaç şarkıcı ya da şarkı var mı mesela?

Herkes kendi zevkine göre... Dünyanın, her türlü sistemin nasıl pamuk ipliğine bağlı olduğunu umarım anlarız…

Çok teşekkürler Bülent bey, sağlıklı günler dilerim.

Çok teşekkürler Emrah...