'Hiçbir baskı odağının baskısına boyun eğmedik'
Adalet Bakanı Sadullah Ergin, ''Biz artık darbe anayasasıyla yönetilmeye mahkum olmamalıyız. Onun için 2011 seçimleri sonrasında ilk işimiz sizlerin talimatı doğrultusunda özgürlükçü, insanı odağa koyan, insanı merkeze alan ve milletimizin mutluluğunu temin edecek ve yüksek standartlı, bir demokrasiyi sizlere getirecek bir anayasa yapımı için çalışmalarımızı başlattık'' dedi.
cumhuriyet.com.trAdalet Bakanı Sadullah Ergin, AKP'nin 10. kuruluş yıldönümü etkinlikleri kapsamında partisinin Şanlıurfa il başkanlığınca Şehitlik Çamlık Parkı'nda düzenlediği iftara katıldı. Burada bir konuşma yapan Ergin, 14 Ağustos 2001 tarihinde kurulan AKP'nin 10 yıllık süreçte yürüttüğü hizmetler hakkında davetlilere bilgi verdi. 12 Haziran seçimlerinde, milletin yaşanan hadiseleri terazisine koyup tarttığını ve bu ülkede kimlerin özgürlüklerden ve milletin egemenliğinden, kimlerin de statükodan yana çırpındığını gördüğünü ve statükonun değişmesi için gayret sarf ettiğini dile getiren Ergin, ''Allah'a hamdolsun, milletimizin karşısında 10 yıl sonra alnımız açık, başımız dik, milletimizle kol kola yolculuğumuz devam ediyor'' diye konuştu.
Siyasetin yıpratıcı bir süreç olduğunu, geçmiş siyasi tarihe bakıldığında hiçbir siyasi partiye nasip olmayan bir mazhariyetin AKP'ye lütfedildiğini ifade eden Ergin, şöyle devam etti: ''AK Parti hiçbir baskı odağının baskısına boyun eğmedi. 27 Nisan e-muhtırasından bahsedilmişti. O tarihe kadar bu ülkede çok sayıda muhtıralar verilmişti. Muhtıralar verildiğinde ne olur? Mevcut hükümet şapkasını alır, gider. Ya da muhtıranın içerisindeki talimatları yerine getirirdi. Geçmişte de hep böyle oldu. Ama siyaset tarihimizde ilk kez milletten aldığı emanete sahip çıktığını ifade eden ve bu metni yayınlayanları muhatap almadığını söyleyip, 'Ben milletimin emaneti ve milletimin verdiği istikamet doğrultusunda yürüyeceğim' diyen yürekli bir lider ve yürekli bir kadro ve parti vardı o da AK Parti idi. Onun için milletimiz 10 yıl sonra bile AK Parti'nin oyunu yükselterek, onun iktidarda kalıcı olmasını, hizmetlerini sürdürmesini arzu etti.''
Yeni anayasa çalışmaları
Sadullah Ergin, bu sürecin henüz bitmediğini, Türkiye'nin demokratikleşmesi, özgürleşmesi, olağan hale dönmesi, parlamenter demokrasinin sürdürülebilir bir şekilde geleceğe doğru sağlam adımlarla yoluna devam edebilmesi için, önlerindeki süreçte yapılması gereken reformların ve atılması gereken adımların olduğunu söyledi.
Son seçimler öncesinde halka bir söz verdiklerini anımsatan Ergin, artık Türkiye'nin darbe anayasalarıyla yönetilmek istemediğini dile getirdi.
Ergin, mevcut anayasada birçok maddenin değişmiş olmasına rağmen, ''Baş tarafında halen 12 Eylül Anayasa'sı'' yazdığını kaydetti. ''Biz artık darbe anayasasıyla yönetilmeye mahkum olmamalıyız. Onun için 2011 seçimleri sonrasında ilk işimiz sizlerin talimatı doğrultusunda özgürlükçü, insanı odağa koyan, insanı merkeze alan ve milletimizin mutluluğunu temin edecek ve yüksek standardı bir demokrasiyi sizlere getirecek bir anayasa yapımı için çalışmalarımızı başlattık'' diyen Ergin, parlamento açılır açılmaz tüm siyasi partileri, sivil toplum örgütlerini bu sürece dahil etmeye, katkı vermeye davet edeceklerini ifade etti.
Çok partili hayat
Adalet Bakanı Ergin, konuşmasının bir bölümünde Türkiye'nin çok partili siyasi hayatına da değindi. Türkiye'nin, 1950 yılında çok partili siyasi hayata geçtiği düşünüldüğünde ortalama her 10 yılda askeri darbeler ve muhtıralarla millet iradesinin askıya alındığını ve siyasete ara vermek zorunda kalındığını anlatan Ergin, bürokratların ve askerlerin yönetime gelip oturduğunu ifade etti. Tarihçilerin bu dönemlerden, ''Türk siyasi tarihi'' yerine ''müdahaleler arası bir siyaset tarihi'' olarak söz ettiğine değinen Ergin, ''Türkiye'de darbeler arası demokrasiden söz edebilirsiniz. Kesintisiz bir demokrasiden söz etmek mümkün değildi çünkü. 2002'de AK Parti iş başına geldi. AK Parti'den önce iş başına gelmiş olan siyaset kurumuna dönem dönem müdahaleler yapılıyordu, AK Parti döneminde de bu müdahale girişimleri oldu. Ama AK Parti milletimizden aldığı emanete halel getirmedi. Sizin verdiğiniz emaneti yere düşürmedi ve sizin emanetinizi iradeniz doğrultusunda kullandı, kullanmaya devam ediyor'' diye konuştu.
Cumhurbaşkanlığı seçimi
Ergin, 2007 yılında yapılan cumhurbaşkanlığı seçimlerine de değinde. Söz konusu dönemde birçok istişareler sonucunda dönemin Dışişleri Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Abdullah Gül'ün, Cumhurbaşkanlığı'na aday olduğunu hatırlatan Ergin, konuşmasını şöyle tamamladı: ''O günün akşamında, Genelkurmay'ın internet sitesinde bir e-muhtıra diye kamuoyumuzca bilinen bir bildiri yayımlandı. 'Sakın aday olma, aday olursan karışmayız ha...' anlamına gelen bir bildiriydi bu. Ülkenin seçilmiş yönetimi vardı, parlamentosu vardı. Anayasamıza göre bir Cumhurbaşkanlığı seçimi yapılacaktı. Bu seçimin yapılması öncesinde 'falanca aday olsun, filanca olmasın' diye siyaset kurumuna müdahaleler yapılmaya başlandı. Alışkanlık var ya geçmişten gelen, hükümetleri belirleyenler, cumhurbaşkanı adaylarını belirleyenler, istediği kişi cumhurbaşkanı adayı gösterilmediğinde meclisin localarına askerleri doldurarak kendi istediklerini cumhurbaşkanı seçtirdikleri dönem akıllarına geldi. AK Parti'ye karşı e-muhtıra yayımlandı. Siyaset tarihimizin kırılma anlarından bir tanesidir 27 Nisan. AK Parti hükümeti derhal toplanarak bir değerlendirme yaptı ve 28 Nisan günü kamuoyuna bir açıklama yaptı. 'Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir' milletimiz hükümet yapma görevini, iktidar yapma görevini AK Parti'ye tevdi etmiştir ve TBMM Cumhurbaşkanını seçmeye yetkili makamdır. İnternete konulmuş olan bu muhtıra ya da belge bizim muhatabımız değildir. Hükümetin talimatı altında çalışan güvenlik bürokrasisisin bu şekilde açıklama yapma yetkisi yoktur dedik. Bu müdahaleyi reddediyoruz dedik ve milletimizden aldığımız yetkiyi milletimizin arzusu doğrultusunda sonuna kadar kullanacağız dedik. Bu açıklamayla Türk siyasi tarihinde ilk kez bir muhtıra, muhatapsız kalmış, siyaset kurumundan cevabını almış ve Türkiye'de demokratik teammüller yerleşmeye başlamıştı.'' AKP'nin kuruluşuyla ilgili sinevizyon gösteriminin yapıldığı iftara, Şanlıurfa milletvekilleri, partililer ve şehit aileleri katıldı.