Heykeltraşın heykelsiz sergisi
Akbank Sanat’taki ‘Louise Bourgeois: Dünyadan Büyük’ sergisinde, Paris’ten Galerie Lelong işbirliği ve sanat eleştirmeni Hasan Bülent Kahraman küratörlüğünde Louise Bourgeois’nın 54 yapıtı gösteriliyor.
Hande EagleAmacım bu geçmiş sergi ile Akbank Sanat’taki sergiyi karşılaştırmak tabii ki değil, çünkü sergilenen yapıtların kapsamı birbirlerinden farklı. Akbank Sanat’ta sergilenen koleksiyon tamamiyle Galerie Lelong’dan edinildiği ve konsept olarak sadece kâğıt üzerine çalışmaları içerdiği için Bourgeois’nın sanatına uzanan o çetrefilli yol üzerinde sanatçının belirli dönüm noktalarını içeren tadımlık bir seçki olarak ele alınabilir. Aslında bu sergide sanat tarihine adını itiraflarıyla kazımış bir kadın heykeltıraşın tek bir heykelinin görülememesini de yadırgadım.
Gorovoy’un adı yok
Öte yandan, serginin girişinde ziyaretçileri sanatçının hayatı ile ilgili bilgilendirme amacıyla sunulmuş kronolojik biyografide Louise Bourgeois’nın hayatında göz ardı edilemeyecek bir yere sahip Jerry Gorovoy’un adının bir kez dahi geçmemesinin dikkatimi çekmemiş olduğunu söyleyemem. Akbank Sanat bu sergiye hazırlanırken bence hem Gorovoy’la hem de Galerie Lelong’la işbirliği içerisinde bulunarak sanatseverlere katma değer sağlayabilirdi. Nitekim, Galerie Lelong’un üç kurucusundan biri olan Jean Frémon, sergi kataloğundaki yazısında Gorovoy’dan kısaca bahsetmiş. Üstüne üstlük, serginin giriş katında gösterilen filmin çeşitli karelerinde (ör. New York, Şubat 1993) Jerry Gorovoy’u Louise Bourgeois’nın yanında da görüyoruz. Sanatçıyı sanatçı yapan hayatına dâhil olmalarına izin verdiği insanlardır. Nasıl ki bir Pablo Picasso retrospektifinde Jacqueline Roque’un adı ve rolü göz ardı edilemez, bir Louise Bourgeois sergisinde de Jerry Gorovoy’un adı ve önemi görmezden gelinemez.
Fiyat etiketi ‘yanlışlığı’
Hem 19 adet litografiden oluşan “Bu Problemin Şekli Nedir?” portfolyosu (1999) hem de 9 adet gravür içeren “Quarantania” portfolyosu (1947-1990) Louise Bourgeois’nın bir heykeltıraş olarak baskı ve kolaj tekniklerindeki yetkinliğini ortaya koymakla kalmıyor, aynı zamanda onu özgün espri anlayışına sahip bir varoluşçu olarak geçmişten günümüze taşıyor.
Serginin üst katında yer alan “Siyah ve Mavilerin Şarkısı” (1989-1996) başlıklı, üzerine elle eklemeler yapılmış litografi ve tahta baskı karşısında donakalıyorum. Nedense Ömer Uluç’un son dönem eserlerini anımsıyorum. Fakat asıl gözüme takılan 1992 tarihli “Sainte Sébastienne” gravürü oluyor. İnce bir halatla tavandan asılmış, havada duran, kadın vücudunu ağacımsı bir doku aracılığıyla bilgelikle yansıtan, okların kadın bedeninin en narin ve manevi noktalarına işaret ettiği bu dahiyâne yapıtın arkasına bakacak olursanız fiyatını göreceksiniz (18.500 Avro), tabii bu fiyatın hangi yıla ait olduğunu da bilemiyorum. Belki de Galerie Lelong bu fiyat etiketinin yapıtın arkasında bırakılmasını istemiştir.
Öte yandan, Türkiye’deki sanat pazarını yakından ve uzaktan takip eden bir sanatsever olarak bu etiketin kasıtlı olarak afişe edilmiş olup olmadığından emin olamıyorum. Acaba, “Bizim sanatseverimiz bu eserleri görürse maddi değerinin farkına varmaz, biz bir tüyo verelim” gibi bir düşünce içerisinde mi “yanlışlıkla” bırakılmış fiyat etiketi? Bilemiyorum. Eğer çok şüpheciysem, haddimi aştıysam, affınıza sığınıyorum.
Üzerinde durduğum bu konuların dışında, 14. İstanbul Bienali’ne paralel olarak düzenlenen “Louise Bourgeois: Dünyadan Büyük” sergisine dair tartışma konularının derinlemesine ele alınmasının Türkiye’de küratörlüğün ve güncel sanatın gelişimine büyük katkıda bulunacağına samimiyetle inanıyorum. Louise Bourgeois’nın da dediği gibi, “Kendi öykünüzü anlatırsanız merak uyandırırsınız”.
Küratör Hasan Bülent Kahraman: Desenlerinde kendini daha iyi ifade ediyor
“Bu sergi Louise Bourgeois’nın tamamen desenleri ve baskılarıyla ilgili. Onun heykelleri daha çok bilinen, görülen eserleri. Bizim sergilediklerimiz ise Bourgeois’nın kendisini daha iyi ifade ettiği yapıtları.
Sanatçının ölümünden sonra, dünyada bu eserlere ulaşmak çok da zorlaştı. Nadir bir koleksiyon. Bourgeois’nın sanatındaki bütün evreleri gösterebileceğim bir koleksiyon sergilemek istemiştim. Onun için baskılarını tercih ettim. Etiket mevzuuna gelince, farkında bile olmadığımız bir konu. Bu eserler bize bir galeriden geldi nihayetinde. Bir eserin etiketi üzerinde kalmış olabilir, sorun yok. Ayrıca bu eserleri satın almak isteyenler, Galerie Lelong’la iletişime geçip alabilirler de. Ben bu serginin düzenlenmesinden ötürü çok memnunum. Artık erişilmesi çok zor olan, çığırlar açmış bir sanatçı Bourgeois. Serginin bienal döneminde düzenlenmiş olması ve gördüğü ilgi beni ayrıca sevindiriyor.”