Hesap vakti geldi
‘Balyoz kumpası’ suçlamasıyla eski 50 hâkim ve savcı için iddianame hazırlandı. Bakırköy 2. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından kabul edilen iddianamenin girişinde FETÖ ve çalışma taktikleri detaylı olarak anlatıldı. İddianamede soruşturma ve kovuşturma aşamasındaki usulsüzlükler tek tek sıralanırken FETÖ’nün kumpas soruşturmalarıyla sivil toplum kuruluşu yöneticileri, bürokrat, subay ve astsubayları sistem dışına çıkararak bu pozisyonlara FETÖ üyelerini getirdiği aktarıldı.
Seyhan AvşarBakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı FETÖ’nün kumpas davalarından biri olan “Balyoz Hareket Planı” davasına bakan ve tamamına yakını FETÖ iddiasıyla meslekten ihraç edilen 50 hakim ve savcı hakkında iddianame hazırladı. Bakırköy 2. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından kabul edilen iddianamede kumpas davasına bakan 37 hâkim ve savcının, “Anayasayı ihlal”, “Terör örgütü kurma ve yönetme”, “Kişiyi hürriyetinden yoksun kılma”, “Görevi kötüye kullanmak” suçlarından, 12 kişinin ise bu suçlarla beraber, “Devletin güvenliğine ve siyasal yararlarına ilişkin bilgileri açıklama” suçundan cezalandırılması istendi.
113 isim müşteki
Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan iddianamede 113 isim müşteki sıfatıyla yer alırken, Balyoz davasına bakan heyette de yer alan eski Yargıtay üyesi Ali Alçık, “Amirallere Suikast” ve “Balyoz” kumpaslarının soruşturma savcısı Süleyman Pehlivan’ın da yer aldığı eski 50 hâkim ve savcı şüpheli sıfatıyla yer aldı. İddianamenin giriş kısmında Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ) ve çalışma taktikleri detaylı olarak anlatıldı.
İddianamede kadro ve müstemir yetki cetvelleri, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığına ait iş bölümü cetvelleri, HSK Müfettişleri tarafından düzenlenen inceleme ve soruşturma raporu, tanık beyanları, şüpheli savunmaları, FETÖ ile ilgili verilen mahkeme kararları delil olarak yer aldı.
‘Boşalan yerlere FETÖ üyeleri getirildi’
İddianamede FETÖ’nün kumpas soruşturmalarıyla sivil toplum kuruluşu yöneticileri, bürokrat, subay ve astsubayları sistem dışına çıkararak bu pozisyonlara FETÖ üyelerinin getirdiğine dikkat çekildi.
‘Hukuki ve fiili olgu ortaya koyulmadı’
İddianamede ayrıca Balyoz Kumpas davasının soruşturma ve kovuşturma aşamasında; kararların gerekçeli olması gerektiği hâlde, AİHM kriterlerine aykırı olarak yasa maddesini gerekçe yazarak, sanıklar hakkında hukuki ve fiili hiçbir olgu ortaya koymadan, soyut, basmakalıp cümlelerle, toptancı bir anlayışla, tutuklama ve tutukluluk hâllerinin devamına karar verdikleri aktarıldı.
‘FETÖ amacın doğrultusunda’
Balyoz Kumpas davasında Cumhuriyet Savcılarının kıdemlerinden beklenmeyecek şekilde bu evrensel hukuk kurallarına riayet etmeyerek objektiflikten uzak, etkin olmayan, peşin hükümlü olarak şüphelilerin baştan itibaren suçlu ilan edildiği bir soruşturma yürüttükleri de iddianamede yer aldı. Savcıların binlerce isim arasında 300 civarında kişi hakkında dava açtıklarının aktarıldığı iddianamede şüpheli isimlerinin belirlenirken hangi kritere göre hareket edildiğinin belli olmadığı, savcıların hukukilikten uzak keyfi davranışlarıyla FETÖ’nün amaçları doğrultusunda hareket ettikleri kaydedildi.
‘Tutanaklar sorgulanmadı’
Balyoz davasında görev alan kolluk personeli grubunun, bir dönem Türkiye'nin gündemini işgal eden bir çok davanın temelini teşkil eden operasyonlarda görev yaptıklarının aktarıldığı iddianamede, bu kolluk görevlilerinin tüm doküman ve delilleri tutanağa bağladıkları, savcıların ise bu tutanakları hiç sorgulamadan itibar ettikleri, göz yumdukları, bu tutanakları iddianame ve mütalaaya delil ettikleri ifade edildi.
İddianamede özetle şu ifadeler yer aldı: “Şüpheli Hakim ve Cumhuriyet Savcılarının; Türk Silâhlı Kuvvetleri mensuplarına karşı hazırlanan kumpasın hayata geçirilmesi için FETÖ/PDY terör örgütüne mensup kolluk görevlileri ve kişiler ile fikir ve eylem birliği içerisinde, planlı ve sistematik şekilde yürütülen bir organizasyonun parçası olarak mesleğin şeref ve onurunu, memuriyet nüfuz ye itibarını bozacak nitelikte eylemlerde bulunup pek çok hukuk ihlalleri yaparak, çoğunluğu muvazzaf general, amiral ve subayın hürriyetlerinin kısıtlanmasına, terfilerinin engellenmesine ve çalıştıkları kurumdan ayrılmalarına, bunun sonucunda Türk Silahlı Kuvvetlerinin üst düzey subaylarının tasfiye edilerek yerlerine FETÖ/PDY Terör Örgütü üyesi subayların yerleştirilmesine, bu subayların da 15 Temmuz 2016 günü Anayasal düzen ve meşru hükümete karşı darbe girişiminde bulunmalarına ve Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin caydırıcılığının zaafiyete uğramasına neden oldukları anlaşılmakla 2802 sayılı Hakimler ve Savcılar Kanununun 89 ve 90 maddeleri uyarınca şüphelilerin üzerilerine atılı suçlara ilişkin olarak Yargıtay İlgili Ceza Dairesinde yargılanmak üzere haklarında son soruşturmanın açılmasına karar verilmesi kamu adına talep ve iddia olunur.”
İddianamede 37 hâkim ve savcının, “Anayasayı ihlal”, “örgüt üyeliği”, “Kamu görevini kullanarak kişiyi hürriyetinden yoksun kılma”, “Görevi kötüye kullanma” suçlarından, 12 kişinin ise bu suçlarla beraber, “Devletin güvenliğine ve siyasal yararlarına ilişkin bilgileri açıklama” suçundan cezalandırılması istendi. Balyoz Kumpası Soruşturma Savcısı Mehmet Ergül ‘ün ise, “Kamu görevini kullanarak kişiyi hürriyetinden yoksun kılma”, “Görevi kötüye kullanma” ve “Terör örgütü kurma ve yönetme” suçlarından cezalandırılması istendi.