'Hesap sormak için yeniden adayım'

Fenerbahçe'nin Başkanı Aziz Yıldırım Cumhuriyet'e çarpıcı açıklamalarda bulundu. Yıldırım, ‘Metal yorgunluğu yok, FETÖ’nün açtığı zararı sadece ben tahsil ederim’ dedi.

Hilmi Türkay
 F.Bahçe’nin tarihi kongresine sayılı saatler kala son 20 yılın kulüp başkanı Aziz Yıldırım Cumhuriyet’i ziyaret etti.
 
Seçim süreci ve geride kalan 20 yıla yönelik iddialı açıklamalarda bulunan Yıldırım, gazetemiz imtiyaz sahibi Orhan Erinç, İcra Kurulu Başkanı Akın Atalay, Genel Yayın Yönetmenimiz Murat Sabuncu, Yazı İşleri Müdürlerimiz Bülent Özdoğan, cumhuriyet.com.tr Yayın Yönetmeni Bülent Mumay, Spor Servisi Müdürümüz Arif Kızılyalın ve yazarlarımızla sohbet etti. Aziz Yıldırım, “Niçin yeniden aday olduğunuz, metal yorgunluğu var mı” sorusuna, “Dim dik ayaktayım. F.Bahçe için ayaktayım, F.Bahçe 3 Temmuz sürecinde taraftarından üyesine, sporcusundan başkanına maddi ve manevi zarara uğradı, bunun hesabını sormak için adayım. Bu hesabı başkası soramaz çünkü. 3 Temmuz sürecini en derin yaşayan kişi benim, bu işin baş aktörüyüm. Metal yorgunluğu söz konusu değil. Bizler Fenerbahçe için bir bedel ödedik. Bunun mahkemelerde ödetilmesi gerekiyor. Bu defteri kapatırsanız 50 sene sonra yine karşısınıza çıkacak. Bu hesaplaşmayı da ancak ben yaparım. O günlerde hepimizin çocukları okullarda, arkadaşlarımız iş yerlerinde damgalanmak istendi. F.Bahçeli’yi ağlattılar. Göz yaşlarının hesabını sormazsam bir şeyler eksik kalır. İnsanlar bunu anlamıyor. İyi günde herkes F.Bahçe başkanlığı yapar. Manevi olarak zararımızın belki geri ödenmesi imkansız ama maddi olarak, söz veriyorum ki, o günkü adalet mekanizmasından, futbol dünyasında bu kararları alanlardan, UEFA’cılara bizi ispiyonlayanlara (O dönemin TFF yönetimindeki iki kişi) bizi UEFA'dan, Avrupa'dan men edenlerden maddi olarak hesap soracağız ve faizleriyle F.Bahçe’nin 400 milyon Avro’luk borcunu buradan gelecek tazminatlarla kapatıp kâra geçeceğiz. Devletle, Adalet ve İçişleri Bakanlıklarıyla masaya oturup konuşacağız, ya uzlaşacağız ya da mahkemeleşeceğiz” ifadesini kullandı.
 
8 bin değil, 8  kişiyi disipline sevk ettik
F.Bahçe’nin kayda açık 28 bin üyesi var. Sadece 8 kişiyi şahsıma ve yöneticilere ağır hakaret ettikleri için disipline sevk ettik. Rakip adam mağduru oynamasın. Toplu olarak insanların kulüpten atılması söz konusu değil. İhraç ettiğimiz iddiası yalan. Sadece 8 kişi disipline verildi.
 
1 metre kare yerimiz yoktu 
 Kulüp başkanlığına geldiğimde F.Bahçe’nin 1 metre kare tapulu malı yoktu. Kulüp binası milli emlağındı. Şimdi kulübün kasasındaki tapuların sayısını ben bilmiyorum. (Tapuları gösteriyor, ne kadar çokmuş diyerek) Gebze F.Bahçe’nin geleceği. O tesisten Milan, Porto, Ajax gibi kulüpler örnek alınarak bir model oluşturulacak.
 
 Halka açılma projesi 
 Koskoca bir camiayı aldım bugünlere getirdim. F.Bahçe’yi halkın takımı yaptım. Fenerbahçe halkın takımı diyorlardı, halktan kimse üye olamıyordu. 1998’de geldiğimde 16 milyon Dolar bütçe, 25 milyon Dolar borcu vardı kulübün. 30 milyon Dolar kendi kaynaklarımdan kulübe hibe ettim. 80 milyon Dolarlık stadı yaptık. Ben mühendislik yaptım. Sabah akşam orada dikildim. Biz böyle çalıştık. Bizim F.Bahçe olarak bütün aşkımız F.Bahçe’nin halk takımı olması. Ve bu halkın iradesi ile Cumhuriyet’in devam etmesidir. Cumhuriyet halktır. Biz de 1 milyon üye projesiyle kulübün halka katılarak, kulübü de içine sokarak, demokrasiyi yaşatarak, kulübün büyümesini sağlamak istiyoruz.
 
Neden 3 yıl daha diyorum
Üç yıl daha kalmak istiyorum. Şu an ‘seçimin neticesi bu olur’ demek doğru değil. Ali Bey ve ekibinin de, benim ve arkadaşlarım kadar şansı var elbette. Ümit ediyorum ki, kongre üyeleri bize teveccüh gösterir. Çünkü Fenerbahçe’de bir ‘hikaye’ yaşandı. 3 Temmuz, asla unutulmaması gereken bir ‘hikaye’dir. Büyük bir acıyla başlayan ve en nihayetinde hepimizin mutlu olduğu bir sonla noktalanan bir ‘hikaye. Bütün Fenerbahçeliler bu haksızlıkları yaşadı. 2011 ve 2012 yıllarını böyle yaşadık. Ta ki, yeniden yargılama başlayıncaya kadar. Sonra bambaşka bir sürece girdik. Bunları yaşayanlar; bu ‘hikaye’nin baş aktörleri ben ve benimle birlikte suçsuz yere hapis yatan 63 kişidir. Ve bu insanların çoğu Fenerbahçe Kongre Üyesi’dir, Fenerbahçe Yönetimi’ndedir, Fenerbahçeliler’dir. Yargıtay’ın beraat kararıyla beraber yepyeni bir mücadeleye başlanması gerekiyor çünkü. Fenerbahçe’nin haklarını istemek için yapılacak bu mücadele. Biz, bu nedenle 3 yıl daha burada olmak istiyoruz. 
 
F.Bahçe için hapis yattım
Bir insanın hayatında düşebileceği en kötü yer olan hapishaneye girdim. Fenerbahçe için yattım. Müteahhitlik yaptığım için beni hapse atmadılar. Fenerbahçe gibi güçlü bir camianın başkanı olduğum için hapse girdim. Çünkü FETÖ’nün hedefi, bütün güçlü kurumları ele geçirmekti. Bunlardan biri de Fenerbahçe’ydi. 
 
Ali Koç’la bozuştum çünkü...
Fransa’dan Türkiye’ye tutuklanmaya geldim. Havalimanında bana ‘Tutuklama yok’ rahat ol dediler. Oradan kulübe gittik, alırlarsa bizi evden almasınlar diye. Sonra yeniden yeniden yargılama kararı çıktı. O zaman kadar aslında ben kaçaktım. Beni istedikleri anda alabilirlerdi. Savcı mütala verecek, mahkeme de karar verecek ama ne verecekler belli değil. Savcı izne gidecekmiş. Mahhkeme de diyor ki ‘Savcı mütaalasını versin, biz de karar verelim’. Biz de savcı kararını versin diye uğraşıyoruz. Ne verecekse versin de belli olsun akibetimiz. Biz bunlarla uğraşırken Ali Koç ve Burhan Karaçam toplantıya geldiler. 2 Eylül’de randevu istiyorlar, 4 Eylül’de mail gönderiyoruz, 9 Eylül’de de kulübe geliyorlar. F.Bahçe ile ilgili konuşmaya geliyorlar. Gelsinler dedim. Yöneticilerden Mahmut, Şekip, Ozan, İlhan’ı çağırdım. Burhan Karaçam geldi başladı konuşmaya. Ben de yorgunum, kafam savcıda. Durmadan sorular soruyor: Yandex nasıl gidiyor, ne kadar para gelecek? Feneriumlar’da satışlar nasıl? Ne kadar kombine satıldı? Ne kadar UEFA’dan ceza yeriz? Öyle olunca ben de sigorta gevşedi. “Sen ne diyorsun bizim mahkememiz var? Siz başka bir şeye gelmişsiniz. Biz yönetimdeyiz, mahkeme devam ediyor. Mahkemeden daha bir şey yok. Niye geldiniz?” dedim. “Sen demedin mi senden sonra ben devam edeceğim” falan filan hikayeleri... Daha mahkeme burada, Yargıtay’a gitmedi ki. Kızdım, bağırmaya çağırmaya başladım. Dedim ki “Ben daha ölmedim. Ben ölünce mirası gelir paylaşırsınız. Ayıp bilmiyor musunuz mahkemenin devam ettiğini.” “Aaa mahkeme mi var” falan dediler. Mahkemeden haberleri yokmuş ve gittiler. Kırılma noktası orasıydı.
 
Taraftarla barışırız
Takıma biraz takviye yaparız. Taraftarın bir bölümüyle aramızda olan buzlar erir, bu taraftar 3 Temmuz’da işini gücünü bırakıp F.Bahçe’nin aklanması için sokaklara çıkan taraftar. Seyirci ile bir sorunum yok. Elbette transfer yapacağız. Aykut Hoca saygı duyduğum bir isim, karşılıklı oturup konuşmadık. Bizim taraftarımız Mustafa Kemal’in askerleriyiz diye bağıran, Kuva-i Milli ruhuna sahip çıkan, şike yapmadığımızı her ortamda haykıran insanlardır.