Hersh: Amaç patronu korumak
Suriye’deki kimyasal saldırıda kullanılan sarin gazının, saldırıyı düzenleyenlere Türkiye tarafından temin edildiği iddiasını ortaya atan Pulitzer ödüllü gazeteci Seymour Hersh, iddialarını Türk yetkililere de sorduğunu açıkladı. Hersh, hükümetten gelen yalanlamalara da “Amaç patronu korumak” yanıtını verdi.
Duygu Güvenç/Cumhuriyet21 Ağustos’taki saldırıdan bu yana kimyasalla ilgili iddialar üzerinde çalıştığını söyleyen Hersh, Türkiye’deki kurumlardan da bilgi istediğini söyledi. Hersh, sorularımızı şöyle yanıtladı:
Amaç patronu korumak: Tüm devlet kurumlarından yapılan yalanlamalar hakkında konuşmam imkânsız ama 50 yıllık gazetecilik hayatımı tamamladım. Olumsuz her olay veya hikâyenin ardından, devlet yetkililerinden doğrudan yanıt alma olasılığı çok azdır. Bazen istisnalar olabilir ama genelde amaç patronu korumaktır. Benim sahip olduğum belgeye rağmen Beyaz Saray’ın böyle bir belge olmadığı açıklamasına sadece gülüyorum, insan başka ne yapabilir ki? Onlar, sahip olduğumu bildikleri şeyi yalanlamaya çalışıyorlar ama biliyorlar. Arınç’ın söyledikleri de söylenmesi istenenler. Ben, serbest bir gazeteci olarak Vietnam’daki My Lai katliamını yazdığımda da, CIA’in Amerikan vatandaşları ile ilgili 2004’te yasadışı casusluk yaptığını yazdığımda da ve 2004’te New Yorker için Irak’taki Abu Gharib hapishanesindeki işkenceleri yazdığımda da yalanlandım. Abu Gharib’deki olayda, üst düzey bir savunma yetkilisi beni, “Ne olacağını görmek için duvara pislik atmakla” suçladı.
Hükümete sordum: Kaynakların isimlerinin verilmemesinin nedeni, onların büyük bir sorunla karşılaşacak olması. Türk hükümetinin, isimsiz kaynak açıklaması, yapılabilecek en zayıf argüman. Çünkü benim isimsiz kaynaklardan doğru bilgileri aldığıma dair iyi bir geçmişim var. İsimsiz kaynaklarım hakkında konuşamam ama benim geçmişim kaynakların çokluğu değil, nerede oturduklarının ve ne kadar güvenilir olduklarının önemli olduğunu ortaya koyuyor. Elbette iddiaları, London Review Of Times’ın iki harika ve deneyimli kontrolcüsü aracılığıyla hikâyedeki tüm ülkelerdeki (Türkiye dahil) ilgili kurumlara gönderdik.
21 Ağustos’tan bu yana çalışıyorum: 21 Ağustos saldırısından itibaren ABD istihbaratındaki arkadaşlarımdan bazı şeyler gelmeye başladı. Ben de o günden beri bu haber üzerinde çalışıyorum. Elbette elimdeki belgeyi basmayacağım. Çünkü belge ABD’nin bilgi toplama yeterliliğine dair veriler taşıyor ki ben bunları asla tartışmam. Ben istihbarat toplanmasına karşı değilim, yasadışı olmadığı ve sağduyuyu çiğnemediği müddetçe. ABD Kongresi bugün, kişisel ve parti çıkarlarıyla yok olmuş durumda. Kongre’nin bir şey yapmasını beklemiyorum.
Korkmuyorum: Hayatımla ilgili korkum yok. 77 yaşındayım ve bugüne kadar beni almadılarsa, uğraşmıyorlar demektir. Dışlanmak da benim korkum değil. Başkanı veya Dışişleri Bakanlığı’nı takip edenlerin korkusu olabilir. Kaçınılmaz bir sansür var birçok dürüst ve iyi gazetecinin üstünde.