Her yıl 2 milyon çocuk doğum yapıyor

BM Nüfus Fonu'nun "Çocuk Anneler" raporu yayımlandı. UNFPA İcra Direktörü Osotimehin: "Her yıl 14 veya daha küçük yaşlardaki 2 milyon kız çocuğu doğum yapmakta" dedi.

AA

Birleşmiş Milletler Nüfus Fonu (UNFPA) İcra Direktörü Babatunde Osotimehin, "Her gün gelişmekte olan ülkelerde 18 yaşın altındaki 20 bin kız çocuğu doğum yapmakta ve bu kız çocuklarının sayısı yılda 7,3 milyonu bulmaktadır" dedi.

Birleşmiş Milletler Nüfus Fonu'nun "Çocuk Anneler: Ergenlerde Gebelik Sorunuyla Yüzleşmek" başlıklı 2013 Dünya Nüfusunun Durumu Raporu bugün yayımlandı.

UNFPA İcra Direktörü Babatunde Osotimehin, raporun amacının, ergen gebeliğinin nasıl önlenebileceği konusunda yeni bir düşünce tarzı geliştirmek ve kız çocuklarını hedef alan müdahaleler yerine kız çocuklarının insan sermayesini arttıran, onların haklarını koruyan ve onlara karar verme yetkisi veren geniş tabanlı yaklaşımlara doğru bir yönelimi teşvik etmek olduğunu ifade etti.

"Her gün gelişmekte olan ülkelerde 18 yaşın altındaki 20 bin kız çocuğu doğum yapmakta ve bu kız çocuklarının sayısı yılda 7,3 milyonu bulmaktadır" diyen Osotimehin, "Sadece doğumları değil tüm gebelikleri kattığınızda, bu rakam çok daha yukarılara çıkmaktadır" ifadesini kullandı.

Osotimehin, gebe kalan kız çocuklarının karşı karşıya olduğu riskleri, "Öncelikle sağlıklarını tehlikeye atmaktadır. Psikolojik bir bedel ödetmektedir. Çoğu zaman gebe kalan kız çocuğu okulu bırakmak zorunda kalmaktadır. Eğitim almamış bir kız çocuğu, iş bulmak ve hem kendisi hem de ailesi için bir gelecek kurmak ve ülkesinin kalkınmasına katkıda bulunmak için gerekli olan becerilerden yoksun bir kız demektir" şeklinde sıraladı.

Açıklamada, ergen gebeliğinin ekonomik etkisinin çok büyük olabileceğini kaydeden Osotimehin, "Çin gibi büyük bir ekonomide, ergenlik dönemindeki gebeliklerle ilişkili yaşam boyu fırsat maliyeti tahminen yıllık GSYİH'nin yüzde 1'ine, 124 milyar dolara eşittir. Uganda gibi daha küçük bir ekonomide bile, maliyetler GSYİH'nin yüzde 30'una, yaklaşık 15 milyar dolara çıkabilmektedir" dedi.

Gebeliğin her ergen üzerinde büyük etki yarattığına ancak 14 yaşında veya daha küçük kız çocuklarında bu etkinin özellikle ağırlaştığına dikkati çeken Osotimehin, her yıl 14 veya daha küçük yaşlardaki 2 milyon kız çocuğu doğum yapmakta olduğunu ifade etti.

Osotimehin, şu ifadelere yer verdi:

"Çok küçük yaştaki kız çocukları sömürüye, çocuk yaşta evliliğe ve cinsel zorlama ve şiddete karşı özellikle korunmasızdır. Gebelik, bu çocukları hem fiziksel hem de gelişim açısından tehlikeye atmaktadır. Bu denli küçük yaşlarda gebe kalan kız çocuklarının ölüm ve sakatlık riski, daha büyük yaştaki kız çocukları ve kadınlara oranla 2 kat daha yüksektir. 14 veya daha küçük yaşlarda gebe kalan bir kız, hakları ihlal edilmiş, geleceği sonsuza dek rehin altına alınmış bir kızdır.

Gebelik, kız çocuğuna birçok farklı şekilde zarar verir. Ama aynı zamanda kızın ailesine, içinde yaşadığı topluma, ülkesine ve hatta ülkesinin ekonomisine de zarar verir. Dünyanın birçok yerinde yaygın eğilim, gebe kaldığı için kız çocuğunu suçlamaktır. Bir kızın davranışı yanlış bir şekilde sorunun kaynağı olarak görüldüğünde, kızın davranışlarının değiştirilmesinin tek çözüm olduğu gibi bir yanılgı doğabilmektedir. Oysa gerçekte, gebelik çoğu zaman kız çocuğunun kişisel davranışlarından ziyade ailesinin, içinde yaşadığı toplumun ve iktidardaki hükümetlerin davranışıyla ilgilidir."

 "Her gün, 39 bin kız çocuğu evlendiriliyor"


Osotimehin, UNFPA Dünya Nüfusunun Durumu raporunun ergen gebeliğinin sadece dikkatsiz ya da kasıtlı seçimlerin bir sonucu olarak görülmemesi gerektiğini, onun yerine bir seçeneksizliğin ve kız çocuğunun kontrolünde olmayan koşulların bir sonucu olarak algılanması gerektiğini savunduğunu belirterek, dünya genelinde ergen gebeliklerin yoksul, eğitimsiz ve kırsal kesimde daha yaygın görüldüğüne dikkati çekti.

UNFPA Dünya Nüfusunun Durumu çalışmasının, 18 yaşın altındaki kız çocuklarında görülen 10 gebelikten 9'unun evlilik bağı içinde meydana geldiğini göstermekte olduğunu hatırlatan Osotimehin, "Her gün temel insan hakları hiçe sayılarak, 39 bin kız çocuğu evlendirilmektedir. Bunlardan dokuzda biri ise 15 yaşından önce evlendirilmektedir" ifadesini kullandı.

"Kız çocuklarına okula gitme olanağı verme, yaşamsal öneme sahip"

Osotimehin, ergen gebelik sorununun üstesinden gelmek için ise şu tavsiyelerde bulundu:

"Birinci öncelik, eğitimdir. Kız çocuklarına okula gitme ve okula devam etme olanağını verme yaşamsal öneme sahip. UNFPA tarafından hazırlanan rapor, daha uzun süre okula giden kız çocuklarının gebe kalma olasılığının çok daha düşük olduğunu göstermektedir.

Çocuk evliliklerine karşı yasalar çıkarmak ve zaten var olan yasaların gerçek hayatta uygulanmasını sağlamak da yaşamsal derecede önemlidir.

Ergenlerin kapsamlı cinsellik eğitimi alma haklarını korumalı, gebelikten sakınmalarına yardımcı olacak bilgi ve hizmetlerin önündeki engelleri ortadan kaldırmalıyız.

Erkek çocuklarının kızları herkesle aynı hak ve fırsatları hak eden insanlar olarak görmelerini sağlamalıyız. Erkek çocuklarının ve erkeklerin çözümün bir parçası olmasına yardımcı olmalıyız.

Ayrıca gebe olan kız çocuklarının ihtiyaç duyduğu şey bizim tarafımızdan damgalanmak değil, bizim desteğimizdir. Bu kızların gebeyken okulda kalabilmek ve doğum yaptıktan sonra eğitimlerine devam edebilmek için bizim yardımımıza ihtiyaçları var."

"Tek bacak üstünde koşamazsın"

Osotimehin, 10 ila 14 yaşları arasındaki kız çocuklarının en güçsüz konumdaki grup olduğunu ve desteğe ihtiyaç duyduğunu kaydederek, "Bu çok küçük yaştaki kız çocuklarının haklarını korumak ve onlara hareket kazandırmak için özel eylem adımlarının erkenden, gelişimlerinin bu kritik evresi sırasında atılması gerekir. Hangi yaşta olurlarla olsunlar her çocuk için çocuk evliliklerinin, bilgisizliğin, yoksulluğun ve ergen gebeliğin önünü açan diğer nedenlerin üzerine gitmeliyiz" tavsiyesinde bulundu.

"Benim ülkemde, tek bacak üstünde koşamazsın derler" diyen Osotimehin, "Bu, her ülkenin öğrenmesi gereken bir derstir: kız çocuklarını yetkilendirerek, onların haklarını koruyarak ve gebeliğin önlenmesinde onlara yardımcı olarak, kız çocuklarının potansiyellerine ulaşmalarına, kalkınmada eşit ortaklar haline gelmelerine olanak verebiliriz. Kız ve erkekler eşit olduğunda, tüm ülkeler her iki bacakları üzerinde de koşabilir hale gelecektir" değerlendirmesinde bulundu.

 "Erken yaşta gebeliklerin temel nedeni ve sonucu eğitimsizlik"

Birleşmiş Milletler Nüfus Fonu (UNFPA) Türkiye Temsilcisi Dr. Zahidul Huque, ergen gebeliğinin kız çocuklarının üzerindeki ölümcül etkilerine odaklanan rapora ilişkin yaptığı açıklamada, dünyada her gün 200 kız çocuğunun ergenlik döneminde yaşadığı erken gebelik nedeniyle hayatını kaybettiğini belirterek, "Erken yaşta gebeliklerin temel nedeni ve sonucu eğitimsizliktir" dedi.

Dünyanın her bölgesinde yoksul, eğitim düzeyi düşük ve kırsal alanlarda yaşayan kız çocuklarının gebe kalma olasılığının, refah düzeyi yüksek, eğitimli ve kentlerde yaşayan kız çocuklarına oranla çok daha yüksek olduğunun altını çizen Huque, şöyle devam etti:

"Raporumuz, daha uzun süre okula giden kız çocuklarının gebe kalma olasılığının çok daha düşük olduğunu göstermektedir. Eğitim, kız çocuklarını gelecekteki iş ve geçim fırsatları için hazırlarken, onların öz güvenlerini ve statülerini arttırmakta ve onlara yaşamlarını etkileyen kararlarda daha fazla söz hakkı vermektedir. Eğitim aynı zamanda çocuk yaşta evlilik olasılığını azaltıp çocuk doğurma yaşını geciktirmekte, bunların sonucunda daha sağlıklı doğumlara yol açmaktadır."

"Erken yaşta evlilik ve gebeliklerin önlenmesinde, mevcut yasal düzenlemelerin uygulamalara yansıtılması önemli"

Erken yaşta gebelik ve doğumun, anne ve çocuk sağlığını olumsuz etkilediğine işaret eden Huque, erken evlilik ve gebeliklerin, kadının statüsünün düşük olduğu, kadına karşı ayırımcılığın uygulandığı az gelişmiş ülkelerde yaygın bir sorun olduğunu vurguladı.

Çok sayıda kız çocuğunun, erken yaşlarda evlendirilerek öğrenim ve sağlıklı yaşama hakkının elinden alındığını ifade eden Huque, şunları kaydetti:

"Kız çocukları bir meslek sahibi olma ve çalışma haklarından yoksun bırakılmakta, ekonomik özgürlükleri engellenmekte, yoksulluk ve sağlık riskleri ile baş başa bırakılmaktadır. Türkiye'de 25-49 yaşlarındaki kadınların yüzde 25'inin 18 yaşına kadar, yüzde 5'nin de 16 yaşından önce evlendikleri belirlenmiştir. Erken yaşta evlilik ve gebeliklerin önlenmesinde, mevcut yasal düzenlemelerin uygulamalara yansıtılması önemli olmakla birlikte, özellikle yoksullukla mücadele, cinsiyet eşitliğinin her alanda sağlanması, toplumdaki geleneksel feodal yapının değiştirilmesi ile ilgili çalışmalar da son derece önemlidir."