Her üç erişkinden biri hipertansiyon hastası
Hipertansiyon hastalığına dair açıklamalarda bulanan Türk Kardiyoloji Derneği Başkanı Prof. Erol, "Pandemi dışında, dünyada ve ülkemizdeki birincil ölüm nedeni, hâlâ kalp-damar ve dolaşım sistemi hastalıkları" dedi.
Sibel BahçetepeTürkiye’de erişkin her üç kişiden birinin yüksek tansiyon (hipertansiyon) hastası. “Görülme sıklığı son derece yüksek olan çok yaygın bir hastalık” diyen Türk Kardiyoloji Derneği (TKD) Başkanı Prof. Dr. Mustafa Kemal Erol “Hipertansiyondan mustarip birçok insan, semptomları olmadığından, hipertansiyona sahip olduğunun farkında bile değil. Maalesef çoğu zaman insanlar kalp krizi veya felç geçirdikten sonra bu acı gerçeği öğreniyor” dedi.
Erol, hipertansiyonla ilgili merak edilenleri yanıtladı.
ENSE KÖKÜNDEN AĞRI
- Hipertansiyon belirtileri nedir?
Kronik hipertansiyon, belirtileri silik bir hastalık. Ense kökünden gelen baş ağrısı, kulak çınlaması, göz kararması gibi genel belirtiler veriyor. Kronik dönemde beyin, yüksek kan basıncına göre kan alımını düzenliyor, buna bağlı hastanın belirtileri de tamamen kaybolabiliyor. Dolayısıyla hiç belirtisi olmadan insanlar yüksek kan basıncı ile yaşayabiliyor. Bu nedenle tanı alamıyor, tedavi olamıyorlar. Hipertansiyonun tanısı kan basıncını ölçmek ile anlaşılır. Hiç belirtiniz olmasa da kan basıncınızı yani tansiyonunuzu ölçtürün, değerini bilin diyoruz. Eğer büyük tansiyon 120, küçük tansiyon 80 mmHg’nin altında ise yılda bir, büyük 120-129 küçük 80-85 mmHg aralığında ise 6 ayda bir, büyük 130-139 küçük 85-89 mmHg aralığında ise 3 ayda bir kan basıncınızı ölçtürün.
- Tedavide geç kalınması nelere yol açar?
Maalesef hipertansiyonun kendisi silik semptomlu ancak vücutta yaptığı hasar kalıcı ve geri dönüşümsüz oluyor, hastayı ölüme kadar götürebiliyor.
SESSİZ KATİL
O nedenle sessiz katil de diyoruz. Uygun şekilde tedavi edilmediğinde, kalp kasında kalınlaşma ve sonrasında kalp yetersizliği, kalp damar hastalığı gelişmesi, böbrek fonksiyonlarında bozulma ve böbrek yetersizliği yapıyor, beyin damar hastalığı, beyin kanaması ve felçlere neden olabiliyor, göz damarlarını hasarlandırıp görme kayıplarına neden olabiliyor. Kalp krizi için ana risk faktörlerinden biri de hipertansiyon, yine aorta dediğimiz büyük atardamarımızda genişleme, hatta yırtılma ile ani ölümlere neden olabiliyor.
- Hipertansiyon hastaları salgın sürecinde ne gibi sıkıntılar yaşadı?
Tabii ki hipertansif hastalar da salgından olumsuz etkilendiler, maalesef olumsuz etkilere neden oldu. Hareketsizlik, obezite, stres ve üzüntü, hipertansiyonda artırıcı yönde etki eden faktörler. Hipertansiyona özel bir çalışmamız yok ama biz pandemi döneminde yapmış olduğumuz TURKMI-2 çalışmasında kalp krizi geçiren hastaların pandemi öncesi döneme göre yüzde 47 azaldığını saptadık. İnsanlar hastaneden ‘Covid kaparım’ korkusu ile hastaneye gitmiyorlar, gidenler de geç gidiyor. Hastaların tuzsuz diyeti bırakmamalarını, hareket etmelerini, sağlıklı beslenmelerini, ilaçlarını da düzenli almalarını öneriyoruz. Basit bir hipertansiyon kontrolü için doktora gitmelerine gerek yok. Kan basınçlarını evde düzenli ölçüp kontrol etsinler, anormal değerler söz konusu ise doktorları ile iletişime geçsinler.
‘DEĞERİNİ BİL’
TKD olarak iki yıl önce ‘Değerini bil’ adlı kampanya başlattıklarını anımsatan Prof. Erol, şunları söyledi:
“Kan basıncını ölç/ değerini diyoruz. Bu şekilde toplumda hipertansiyonu olup farkında olmayan kişileri ortaya çıkarıp uygun tedavilerini yaparak toplum düzeyinde hipertansiyona bağlı hastalıkları azaltmayı hedefledik. Her erişkinimizin mutlaka bir kan basıncını ölçtürmelerini, değerlerini bilmelerini, 120/80 mmHg altında iseler yılda bir, 120-129/80-84 aralığında iseler 6 ayda bir, 130-139/85-89 aralığında iseler 3 ayda bir kan basınçlarını ölçtürmelerini değerini bilmeleri, hipentansiyon ortaya çıktığında (>140/90) da erken tanı almalarını sağlamak istiyoruz.”