"Her aktör bir yalancıdır"

Tüm zamanların en yakışıklı erkeklerinden biri olan, ünlü Hollywood starı Johnny Depp, Türkiye'ye ilk röportajını verdi...

cumhuriyet.com.tr

Uzun yıllardır dünyanın en seksi erkekleri listesinin ilk sırasını işgal eden Johnny Depp, kendini “Bir buçuk yaşında, ağırkanlı bir çocuk gibiyim” diye tanımlıyor. Belki de bütün
kadınların Johnny Depp’le aşk yaşamak istemesinin nedeni bu çocuk ruhudur. Ve belki de onunla ilgili mümkün olan her küçük detayı bilmek istememizin nedeni dâhi yönetmen Tim Burton’la yaptığı Hayalet Süvari ya da Alice Harikalar Diyarında gibi kült filmlerdir.

Medyaya karşı çok da sevecen olmadığı bir sır değil. Basını, özel hayatına müdahale etmekle suçluyor. John Malkowich ve bütün ortak arkadaşlarımız gibi, Güney Fransa’da küçük bir kasabada, komşularının koruması altında yaşamayı tercih ediyor. Orada hayat arkadaşı Vanessa Paradis’le bir şişe şarabı paylaşıp iki çocuğuna sarılırken içtenlikle “Burası rahatlayabildiğim tek yer” diye anlatıyor, Depp. Depp’le ilk kez 11 yıl önce Londra’daki Ritz Hotel’de karşılaşmıştım.

Birlikte iyi vakit geçirmiş, film endüstrisi ile ilgili fikir alışverişinde bulunmuş, Depp’in oynamak isteyeceği roller hakkında konuşmuştuk. Çocukları ne kadar çok sevdiğini, onları çok iyi anladığını söylemişti ve kendini de çocuk gibi hissettiğini kabul etmişti. O sıralar sevgilisi Vanessa, ilk çocuklarına hamileydi. Çok mutlu olmakla birlikte “baba olmanın anlamı”nı merak ediyor, o anlamlardan korkuyordu. O zamandan beri Depp, Vanessa ile evlenmedi ama iyi bir aile babası oldu. Karayip Korsanları, Alis Harikalar Diyarında gibi filmleri gişe rekorları kırdı.

Bugün, Johnny Depp, hiç hata yapmazmış gibi görünüyor. Güzel bir eş, iki tatlı çocuk, muhteşem bir kariyer ve büyük gişe kazançları...

Depp, Türk basınında ilk röportajını HT Pazar’a verdi... Bu röportajda, onun aktör kimliğinin, müzisyen yönünün, nasıl bir baba ve oğul olduğunun izlerini bulacaksınız. Bunlar, Johnny’nin onun hakkında bilmeniz gerektiğini düşündüğü yegâne unsurlar.


Sette bir günün nasıl geçiyor?

Sıkıcı.

Sıkıcı mı?

Evet, fazlasıyla sıkıcı. Kupalar dolusu kahve içiyorum. İnanılmaz çok kahve. İnsanı ayık tutuyor. Tek bir sahneyi çekmek bazen saatler hatta günler sürüyor. Genellikle benim topu
topu iki-üç dakika oynamam gerekiyor ama günün geri kalanında çekim için hazırlık yapılıyor. O yüzden de vaktim beklemekle geçiyor.

Kuşkusuz ki tam bir film yıldızısın. Birçok kişi seni iyi bir aktör olarak kabul ediyor. Film yıldızı olmakla aktör olmak arasındaki fark nedir sence?

Ben mi? Bir film yıldızı mı? Bilmiyorum... Benim için Cary Grant gerçek bir film yıldızıdır mesela. Aynı zamanda iyi de bir aktördür. Humphrey Bogart başka bir film yıldızı... Diğer taraftan çok iyi aktör olup yıldız olmayanlar var. Marlon Brando harika bir aktördü mesela. Film yıldızı olarak anılmaktan hiç hoşlanmazdı bence.

Sen kendini nasıl görüyorsun?

Hayatımı kazanıyorum. Bu benim işim, kendimi bir film yıldızı olarak görmüyorum. Aktörüm ben. İşin parıltılı kısmında değil, sahadayım. Yıldızlıkta iyi olmadığımı düşünüyorum.

Çoğu insan bu söylediklerine itiraz edecektir... Peki senin bir müzik kariyerin vardı. Müzikten sinemaya geçtiğin anı hatırlıyor musun?

Çok iyi hatırlıyorum hem de! Bir müzisyendim ve hayatımın sonuna kadar öyle kalacağımı düşünüyordum. Günümü gün ediyordum. Bir gün oyuncu bir arkadaşımla yürürken, bir iş başvuru formu doldurdum. Müzikten pek para kazanmıyordum çünkü. Kiramı ödemek, sigara almak falan için para lazımdı. Yürürken arkadaşım birden durup bana baktı ve “Ne
düşünüyorum biliyor musun, bence sen bir aktörsün ve bunun farkında değilsin. Benim menajerimle tanışmalısın”
dedi.

Arkadaşın sende ne görmüştü?

Bilmiyorum, inan bilmiyorum. Tek bildiğim o dakikadan itibaren her şey akmaya başladı. Menajeriyle tanıştım. O beni bir cast yönetmenine gönderdi, bir film okuması yaptım ve iş
verdiler.

Hangi filmdi o ilk iş?

Elm Sokağında Kâbus. Ama onu yaparken de hâlâ müzisyendim. Sadece kiramı ödeyecek para kazanıyordum filmden. Yani oyunculuk benim gözümde sadece hobiydi.

Ne zaman hobi olmaktan çıkıp mesleğe dönüştü?

İki film yaptıktan sonra oyuncu olmaya karar verdim. Grubum da dağıldı. “Budur” dedim. Oyunculuk için yaratıldığımı fark ettim. Bu yüzden de işi ciddiye alıp öğrenmeye çalıştım. Kurslara gittim. Oyunculuk hakkında kitaplar okudum.

Oyunculuğu ciddiye aldın sonunda...

Bu mesleği ne kadar ciddiye alabilirsen, o kadar...

Nasıl yani?

Yani... Çok da ciddiye almadım aslında. Demek istediğim bu da altı üstü bir meslek.

Ben mesleğimi ciddiye alıyorum mesela, siz almıyor musunuz yani. Bir aktörün kendini ciddi bir aktör olarak görmesinden daha kötü bir durum düşünemiyorum. Aktör nedir?

Her aktör bir yalancıdır. Mesleğin, olabildiğin kadar iyi bir yalancı olmaktır. O yüzden çok da ciddi bir meslek değil.

Boş zamanlarında hâlâ müzik yapıyor musun?

Evet, hâlâ müziğin içindeyim ama hobi olarak. Müzik benim ilk aşkım. Fırsat buldukça bir şeyler çalıyorum. Seyahate çıkarken gitarım hep yanımdadır. Sürekli çalarım. Sadece bunu artık profesyonelce yapmıyorum.

Los Angeles’ta grupların canlı konser verdiği bir kulübün var değil mi?

The Wiper Room isimli bir kulübüm var, evet. Çok güzel, küçük bir bar. Canlı müzik oluyor. İyi müzisyenlerin performansları da oldu orada. Dünyanın başka bir yerinde ünlü müzisyenlerin çalmak isteyeceği bu kadar küçük başka bir bar olduğunu sanmıyorum. Allen Ginsberg’den Oasis’e, Johnny Cash’e, Carol Channing’e kadar tuhaf bir liste oluşturan isimler çaldı orada. Bu işi ticarete çeviremem, sadece takılıyorum. Orayı kendim ve diğer müzisyenler için açtım. O sıralar gidecek başka yer yoktu, her yerde kötü müzik çalıyordu .

Bu sert bir açıklama!

Evet ama Hollywood’da bazı şeylerin eksik olduğunu düşünüyorum. Nostaljik 1920’ler, 30’lar gibi. O yüzden de Wiper Room’u o duygu ve tarzla dekore ettim.

Uyku tüm zamanların en iyi buluşu


Film çekerken çok seyahat etmen gerekiyor bu durumdan hoşnut musun?
Evet, seyahat etmeyi seviyorum. Eğer bir yerde çok uzun süre kalırsam huysuzlaşıyorum. Mesela bir şehirde 3-4 ay zaman geçirmek çok fazla. Hareket etmek istiyor insan. Şu anda da hareket vakti gelmiş gibi hissediyorum.

Seyahati senin için çekici kılan ne? Benim için bavul hazırlama süreci bir kâbustur mesela...

Onu ben de sevmem. Ama varış anını severim. Bulunduğun yer ile ilgili bilgiler edinmeyi, uyumayı.

Bana daha önce de uykuyu sevdiğini söylemiştin.

Evet. Her yerde uyumayı seviyorum. Genel olarak uykuyu seviyorum. Uyku tüm zamanların en iyi buluşu bence.

En uzun süre uyuma rekorun kaç saat?

21 saat olmalı. Bir keresinde de 18 saat uyumuştum.
 

Bir çekim sırasında mı bu kadar uyumuştun?

Evet, bir film çekiyorduk ve kendimi hasta hissediyordum.

Uyandığında nasıl hissettin? Yenilenmiş mi?

Hayır, çok fenaydı. Ama çekime devam etmem gerekiyordu.
 

İdeal bir hafta sonun ya da boş günün nasıl geçer?

Kesinlikle Güney Fransa’da ailem ve arkadaşlarımla birlikte gezerek.
 

Ev neresi senin için?

Eskiden Los Angeles’tı ama artık Güney Fransa da var.
 

Ailen dışında senin için önemli olan şeyler ne?

Kitaplarım. Tablolarım... Resim yapmak, büyük bir kaçış benim için... Vakit buldukça yapıyorum.
 

Ne resmi yapıyorsun?

Portre. Fil çizmeyi seviyorum. Eğer sana tabolarımı gösterecek olursam, onların üç yaşındaki hiperaktif bir çocuk tarafından yapıldığını zannedersin.
 

Kendini öyle mi hissediyorsun?

Hayır, hayır. Çok daha ağırkanlı, bir buçuk yaşında gibi hissediyorum.

Pişmanlığım yok

Geçmişe bakınca, yaptığın herhangi bir işten pişmanlık duyuyor musun?

Pişmanlık duyduğum tek şey, yumruk atabileceğim birkaç kişiye fırsatım varken o yumruğu atmamış olmaktır. Başka da pişman olduğum bir şey yok.

İnsanlar senin “kötü çocuk” olduğunu düşünüyor. Gerçekten vahşi bir yanın var mı yoksa hepsi medyanın abartması mı?

Tamamen medyanın abartması. Bunu onlar yarattı. Niye bana vahşi diyorlar ki? Bilmiyorum. Tek aklıma gelen açıklama, her ürüne bir isim verme ihtiyacı... Mesleğimin ilk yılları için bile kendimi vahşi diye tanımlayamam. Tuhaf bir işi olan, normal bir adamım bence.

Tim Burton ve Depp

Johnny beni Tim Burton’la tanıştırdı. Tim’in eşi Helena Bonham Carter’la da röportaj yaptım. Depp, Burton’dan bahsederken çok duygusallaşıyor. “Tim ne zaman benimle çalışmak isterse, orada hazır bulunurum. Bana yapmak istediği her şeyi yapmasına müsade ederim. Ona o kadar güveniyorum. Kendimi sadece onun ellerine bırakıyorum. Bazen bana işkence ettiği bile oluyor! Ama her seferinde işe yarıyor” diye anlatıyor.

Politika hakkında...

Birçok ünlü Hollywood yıldızı yakın zamanda politika sahnesinde göründü. Sen politikanın neresinde duruyorsun?

Her modaya uyanlardan ya da seçimler için işbirliği yapılabilecek ünlülerden değilim. Bir şeye inanacaksam onu sorgularım. İnandığım zaman da sonuna kadar giderim. Belki
başkaları bunu iyi amaçlar için yapıyordur. Benim için “Bir Dilek Tut Vakfı” çok önemli mesela. Hasta çocuklara yardım ediyor. Yıllardır destekliyorum. Aktif olarak Amerikan Yerlileri Hareketi’ni de destekliyorum. Kızılderililer tarihte yeterince destek görmemiş bir halk.
 

İnsanlar seni neden bu kadar çok merak ediyorlar sence?

Bu makinenin bir parçası galiba. Televizyon, dergiler... Oyuncuların üstüne güzel bir şekerli süsleme yapıyorlar, bu da onları farklı gösteriyor, çekici, gizemli kılıyor. Bunu da insanların gözlerinin içine içine sokuyorlar. Bu yüzden de herkes, halkın gözünün önünde olan kişilerin hayatındaki kirleri görmek için dört gözle bekliyor. Bu dayatılan bir şey. Medya yapıyor bunu. Eğer kir varsa, dergiler daha çok satıyor. Daha çok satınca daha çok çamur atılıyor.
 

Bu seni sinirlendiriyor mu?

Ben de o makinenin bir parçasıyım. Alıştım artık. Ama zaman zaman sinir bozucu olabiliyor.

Hakkındaki en büyük yanlış düşünce nedir?

Komik, eğlenceli biri olduğumu düşünmeleri. Halbuki hiç değilim...
 

Kederli biri misin yani?

Aşırı derecede hem de. Kederli ve ciddi biriyim ben. Hakkımda yazılanların çoğunluğu açık açık yalan. O yüzden nereden başlasam bilmiyorum. Gerçekler satmıyor değil mi?

Yolda romanını film yapmak istiyorum

Gişe rekoru kıran filmler yaptın, birçok değişik rolde oynadın. Ama hayalindeki rol nedir?

Özel bir şey yok... Bir tek Jack Kerouac’ın Yolda kitabını beyazperdeye taşımak ve ana karakteri oynamak istiyorum. Bence çok kıymetli bir kitap o. Ama herkesin karakterler hakkında farklı düşünceleri var. O yüzden zaman zaman da bu kitabı film yapıp o düşünceleri bozmanın anlamsız olacağına inanıyorum.
 

Seks sembolü

Kadınlar senin seks sembolü olduğunu düşünüyor...

Ben kendimi öyle görmüyorum ama... Üstelik buna alışmış da değilim. Umarım alışmam da. Çünkü bu normal değil. Elbette insanların filmini beğendiğini söylemesi çok güzel ama seks sembolü olduğunu düşünmeleri başka bir şey.
 

Aile babası

Hollywood’un klasik tiplerinin aksine bir aile adamı tipin var...

Evet ben hep aile adamı oldum. İki kız kardeşim, bir erkek kardeşim var. Hepsi başka yerlerde ama hep yakınız. Fırsat buldukça bir araya geliriz.
 

Tanrı ile tanışmak isterim

Tanışmak için ölüp bittiğin biri var mı?

Tanrı. Onunla oturup bir sigara tüttürmek için ölüyorum.

 

JOHNNY DEPP FOTOĞRAFLARI İÇİN TIKLAYINIZ

HOLLYWOOD'UN EN YAKIŞIKLILARI

TİM BURTON'UN DÜNYASI VE JOHNNY DEPP