Her 5 kanserden 1'inin ölüm nedeni sigara

Radyoterapi Uzmanı Dr. Emre Tahberer 4 Şubat Dünya Kanser Günü nedeniyle yaptığı açıklamada, her 5 kanserden 1’inin ölüm nedeninin sigara olduğu bilgisini paylaştı.

İHA

Dr. Emre Tahberer, 4 Şubat Dünya Kanser Günü dolayı ile yaptığı açıklamada, tütün ve alkol kullanımı, düşük fiziksel aktivite, obezite, zararlı güneş ışınları gibi çevresel etkilerden kaçınarak kanser ihtimalinin üçte bir oranda azaltılabileceğini belirtti.

"Dünya çapında her 5 kanserden 1’inin nedeni tütün kullanımı”
Kanserin önlenmesinde çevresel faktörlerin önemine değinen Dr. Emre Tahberer, sigara ve alkol tüketimi, hareketsizlik ve fazla kilo, zararlı güneş ışınları gibi etkenlerin kanseri tetikleyebileceğinin altını çizdi. Dünya çapında her 5 kanserden 1’inin nedeni tütün kullanımı olduğuna değinen Dr. Tahberer, kansere yol açan nedenler arasında sigaranın en üst sıralarda yer aldığını aktardı. Günümüzün en önemli hastalığıyla ilgili bilinmesi gerekenleri anlatan Dr. Tahberer, "Her kanser belirgin şikâyetlere yol açmasa da, vücudun yolladığı bazı sinyallerin önemsenmesi gerekiyor. Ses kısıklığı, ısrarlı öksürük, yutma güçlüğü, sindirim bozukluğu, açıklanamayan kilo kaybı, ateş, halsizlik ve ağrı, bağırsak veya mesane alışkanlıklarında değişiklik, iyileşmeyen yaralar, alışılmadık kanama veya akıntı, vücudun bazı bölgelerinde ele gelen kitle, ben veya siğillerde değişiklik kanser belirtisi olabileceğinden vakit geçirmeden uzman doktora başvurmak bu yüzden önem taşıyor" ifadelerini kullandı.

"Erken tanı tüm kanser türleri için önemli"
Kanser hastalığında erken tanı yöntemlerinden bahseden Dr. Tahberer, "Erken tanı tüm kanser türleri için önemli olmakla birlikte, her bir kanser türü için farklı tanı yöntemlerinden yararlanılıyor. Meme kanseri için 40 yaşından sonra her yıl mamografi çektirilmeli. Yılda bir kez bir uzman tarafından meme muayenesi yapılmalı. Eğer, birinci derece akrabalarda meme kanseri öyküsü varsa, bu muayenelerin sıklığı veya tipi değiştirilmeli. Bağırsak kanseri için; 50 yaşından itibaren erkek veya kadınlarda aşağıdaki 5 test şemasından biri tercih edilebiliyor. Yılda bir dışkıda ‘gizli kan testi’, 5 yılda bir fleksiblsigmoidoskopi (makattan girilen ince ve özel bir kıvrılabilir hortumla,bağırsakların son kısmının gözlenmesi), yılda bir dışkıda gizli kan testi 5 yılda bir fleksiblsigmoidoskopi, 5 yılda bir bağırsağın içine baryum verilerek bağırsak filmi çekilmesi, 10 yılda bir kolonoskopi (tüm kalın bağırsağın iç yüzeyinin gözlenmesi). Rahim kanseri için; 30 yaşına dek her yıl düzenli olarak Papsmeartesti (rahim ağzı sürüntüsü ile yapılan test) yaptırılmalı. Sonuçları normal çıkıyorsa, sıklık 2 yılda bire çıkarılabilir. Herhangi bir anormal kanama olursa, hemen bir uzmana başvurulmalı. Prostat kanseri için; 50 yaşından itibaren, 10 yıldan fazla yaşam beklentisi olan her erkek, yılda bir PSA testi (kanda bulunan prostata özgün bir molekül), ve rektal tuşe (uzman tarafından, makattan parmakla prostat muayenesi) yaptırmalı. Eğer kuvvetli aile öyküsü varsa (birden fazla 1'inci derece akrabada prostat kanseri) test 45 yaşından itibaren de başlatılabilir" bilgilerini verdi.

"Tedavi yöntemleri belirlenirken bazı etkenler göz önüne alınmalı"
Kanserli hücrelerin yok edilmesinde çeşitli tedavi yöntemlerinin olduğunu aktaran Uzman Dr. Emre Tahberer açıklamalarına şu şekilde devam etti,
"Kanserli hücrelerin yok edilmesine yönelik çeşitli tedavi yöntemleri bulunuyor. Cerrahi yöntemlerle kanserli hücreler vücuttan uzaklaştırılırken, kemoterapide kanser hücreleri ilaçlarla öldürülüyor. Radyoterapide ise, kanserli hücrelere yönelik yüksek enerjili ışınlar kullanılıyor. Tedavi yöntemleri belirlenirken hastalığın evresi, histopatolojik (hastalıklı dokunun incelenmesi) bulgusu, hastanın genel durumu ve yaşı gibi etkenler göz önüne alınmalı. Histopatolojik bulgulara göre kanser tedavisinde öncelikli yaklaşımın cerrahi olup, kemoterapinin cerrahi öncesi ya da sonrası kullanılabilir. Metastatik sürece geçmiş olgularda ise, tek başına kemoterapi ya da radyoterapi tercih edilebiliyor. Bu tedavilere ek olarak hormonoterapi ve immünoterapi yöntemleri var. Hormonoterapinin özellikle prostat ve meme kanserlerinde hastalığın yeniden ortaya çıkmasını önlemek amacıyla ana tedavilere ek olarak ya da tek başına kullanılabilecek bir tedavi olduğundan bahsediyor. Kanserle mücadelede radyoterapi ve kemoterapi dışında kişinin kendi bağışıklık sisteminin de tedavi amacıyla kullanılabilir. İmmünoterapi yöntemini,vücut direncini destekleyerekkanser hücrelerini yok etmeye yardımcı bir tedavi olarak tanımlıyor. Günümüzde tıpta kanser tedavilerine destek tedavi olarak kullanılan immünoterapi, akciğer zarı kanseri, melanom ve lenfoma türü kanserlerin tedavilerinde de başvurulan bir yöntem."