Hepsinin rotasını Sadun Boro çizdi

Türkiye 5 Haziran’da en büyük denizcisini kaybetti. Sadun Boro 1968’de Kısmet adlı teknesiyle dünya turu yapan ilk Türk unvanını almıştı. Binlerce insan hikayesiyle heyecanlanmış, bir gün yelken basma hayalleri kurmuştu. Bir kısmı hayalini gerçekleştirecek kadar şanslı ve azimliydi. Hepsi de dünya turunun ardından “Sadun Boro bana ilham verdi.” dedi.

İlke Gürsoy

Sadun Boro

 

YOSUN

Eralp Akkoyunlu

 

Büyükada’da geçirdiği gençliğinden sonra ABD’ye giden Eralp Akkoyunlu, burada bilgisayar mühendisliği eğitimi gördü ve daha sonra akademisyen oldu. Ama bastıramadığı deniz tutkusu onu önce 12 metrelik Yosun adlı tekneyi yapmaya, 1987’de de onunla dünya turuna çıkmaya itti. Üniversitedeki görevini bırakamadığı için turu aralıklarla 6.5 yılda tamamlayabildi. Yosun’u yine dünya turu yapmaları için genç bir çifte hediye eden Akkoyunlu, 2013’te Japonya’da bir kalp krizi sonucu hayatını kaybetti. 

 

GÖKOVA

Maisa-Cumhur Gökova

 

İlk dünya turunu 1970-1976 arasında gerçekleştiren Cumhur Gökova, bu başarıya ulaşan ikinci Türk unvanını almıştı. Yetiştirdiği yelkenci sayısı nedeniyle Hocaların Hocası lakabıyla tanınan Gökova, bu dev maceraya 10 Ekim 2010’da yeniden atıldı. 1 Şubat 2012’de Marmaris’te tamamlanan yolculukta bu defa yanında eşi Maisa da vardı. 

 

UZAKLAR

Osman Atasoy

Son dönemin en yakından izlenen dünya turunu Zuhal-Osman Atasoy yaptı. Uzaklar adlı 8.5 metrelik tekneleriyle 1992’de yola çıkan çift, yaklaşık 40 bin deniz mili yol kat ederek 1997’de Türkiye’ye döndü. Seyahatin tam ortasında, Yeni Zelanda’da doğan çocuklarına Deniz adını verdiler. Uzaklar daha sonra hem kitap hem televizyon programı olarak karşımıza çıktı. 2004’te ayrılık kararı alan çiftten Osman Atasoy, halen bir kuşağın denizcilik konusunda en büyük ilham kaynağı olmayı sürdürüyor. Atasoy daha sonra Sibel Karasu ile bir kez daha dünya turunu tamamladı. Uzaklar ise önce Deniz Müzesi’ne bağışlandı ama daha sonra oradan çıkarıldı. Yeni evi Rahmi Koç Müzesi. 

 

TURGUOISE, DERİSKA

Karamanoğlu Ailesi

 

İstanbul’un meşhur Bebek Oteli’ni kuran Muammer Karamanoğlu’nun iki oğlu da Boğaz’da ufacık bir sandalla başladıkları denizcilik maceraları sonucunda dünya turunu tamamlamayı başardı. Küçük kardeş Selçuk Karamanoğlu 2000 yılında Turquoise teknesiyle açılıp 2003’te dönmüştü. İsmi daha çok bilinen Haluk Karamanoğlu ise çocukları Deniz ve Derin ile eşi Chris’in adlarının birleşmesinden oluşan Deriska ile 1998’de demir almış, ailece yapılan dünya turunun ardından 2003’te dönmüştü. 

 

BARIŞ

Erkan Gürsoy

 

1970’lerde Türkiye’den ayrılıp Kanada’ya yerleşen Erkan Gürsoy, yıllarca planladığı dünya turu için 1991’de Nanaimo şehrinden yola çıktı. Barış adını verdiği 16 metrelik teknesini de kendi inşa etmişti. 1993’te turu tamamladı ama macerası burada bitmemişti. 2014’te yine kendi inşa ettiği ve Çetin Altan’dan ilhamla Altan Girl adını verdiği tekneyle dünyanın en zor rotalarından birine, Kuzeybatı Geçişi’ne başladı. Buzulların arasına sıkıştığı, kutup ayılarının saldırısından kurtulduğu yolculuğun ardından Gürsoy, bu geçişi tamamlayan ilk Türk denizcisi unvanını aldı.

 

NAZENİN IV

Rahmi Koç

 

Duayen işadamı Rahmi Koç ilk teknesi Nazenin’i 1977’de denize indirmişti. Dünya turu hayalini gerçekleştirmek için de 2004 eylül ayında Nazenin IV ile İstanbul Kalamış Marina’dan yola çıktı. Tur Temmuz 2006’da yine aynı noktada tamamlandı. ABD’de inşa edilen, 37.5 metre boyunda ve 8 kişilik mürettebatla denize açılabilen tekne ile gerçekleştirdiği macerasını Koç daha sonra Nazenin IV ile Devr-i Alem adlı kitabında anlattı.  

 

ANOUK

Ekrem İnözü

 

Kurduğu Aytaç Et fabrikasını iş stresinden bunalıp satan Ekrem İnözü, 2004’te 18 metrelik yelkenli teknesi Anouk’la, yanında eşi Ann ile dünya turuna çıktı. 2007’de tamamladığı bu tur ona yetmedi. Serüvenini anlattığı Dünya Varmış kitabını da yayımladığı 3.5 yılın ardından, 2010’da ikincisine çıktı. Bu turunu, sevdiği yerlerde vakit geçirebilmek için uzun tuttu. Denize olan bağlılığını, kişisel internet sitesine yazdığı şu satırlar net biçimde ortaya koyuyor: “Moskova’daki iş gezisinden gelir gelmez, üzerimi bile değiştirmeden, ayağımda botlar ve üstümde paltoyla Antalya’ya gittim. Sahile koştum, denize yaklaştım, biraz daha, biraz daha... Botlarımla denize girdiğimi fark etmem biraz geç oldu. Deniz beni bir mıknatıs gibi çekiyordu.”

 

YOL

Ayça-Levent Kirişçioğlu

 

“Tekne bağlamayı, demir atmayı bile bilmeden dünya seyahatine çıkılır mı? Çıkılıyor işte. Biz çıktık ve ben gerekli her şeyi öğrendim de sevdim de.” Büyük şirketlerin satış-pazarlama departmanlarında çalıştıktan sonra istifa ederek eşi Levent ile dünya turuna çıkan Ayça Kirişçioğlu, kitabında böyle anlatıyordu maceralarını. Yol adını verdikleri 12 metrelik tekneleriyle 9 Ekim 2004’te Marmaris’ten demir alan çift 2 yıl 7 ay boyunca denizdeydi. Döndüklerinde dünya turu tamamlamış en genç çift unvanı onların olmuştu. 

 

MARDEK

Sophie-Hakan Öge

 

Hakan Öge 2004 yılının mayıs ayında 9.5 metrelik Mardek adlı teknesiyle İstanbul Kalamış Marina’dan demir aldı. Çalıştığı Atlas dergisinin bir projesi olarak dünya turuna çıkıyordu. Ama tek başına koyulduğu yolun bir noktasında, Atlas Okyanusu’ndaki Yeşil Burun Adaları’nda tamamen tesadüf eseri Sophie ile tanıştı. Ailesi “Boş ver bu dünyayı gezen serseriyi” dese de kaderin önünde duramadı. Seyahat sırasında evlenen çift, zorluğu nedeniyle dünyada az tercih edilen Macellan Boğazı-Horn Burnu rotasını takip ederek turu 15 Temmuz 2007’de İstanbul’da noktaladı. Öge anılarını Duygularla Akmak adlı kitapta topladı.

 

KAYITSIZ III

Özkan Gülkaynak

 

“7.5 metrelik bir ahşap tekneyle dünyayı dolaşacağım, 16 yaşındayken lise kitaplarımın üzerinde bir yemin gibi yazılıydı” demiş Özkan Gülkaynak bir röportajında. O yeminini tutmak üzere 41 yaşındayken, 1 Temmuz 2006’da İzmir’den yelken bastı. Teknesinin adını Kayıtsız III koymuştu çünkü insanın kendi doğrularını koyup, bildiğini yapıp küçüklükten beri gelen baskı ve şartlandırmalara kayıtsız kalması gerektiğine inanıyordu. Elektronik aygıt kullanmadan, klasik navigasyonla çıktığı dünya turunu tam üç yıl sonra yine İzmir’de tamamladı. Özgürlük Hattının Batısına adlı bir kitabı var.

 

MY CHANCE

Hattaya-Alim Sür

 

Teknelerine korsanlar çıksa da, dev bir balina çarpsa da Hattaya ve Alim Sür çifti neredeyse beş yıl süren dünya turlarını 2008’in haziran ayında tamamlamışlardı. Alim Sür 17 yaşında karar verdiği bu macera için, Çinli eşi Hattaya’ya evlilikten önce şart bile koşmuştu. Sekiz metre boyundaki My Chance de, aslında bu tür yolculuklar için pek tercih edilmeyen bir katamarandı. 

 

 

ZARAFET

Elaine-Mehmet Selis

 

Onların dünya turu tam 14 yıl sürdü. 18 Ağustos 1995’te Mehmet Selis’in memleketi Balıkesir Ayvalık’tan yola çıktılar ve kendi deyimleriyle sindire sindire gezerek 2009’da döndüler. Bir söyleşide Mehmet Selis’in “Ben kaptandım Elaine ise amiral” diye tanımladığı yolculuklarında para kavramını tanımayan, ekonomiyi takasla yürüten topluluklarla dahi karşılaştılar. Birlikte 84 ülke gezdikleri katamaranları Zarafet’in adı, Elaine Selis’in göbek adı olan Grace’in Türkçesi.

 

AMANİN

Haldun Karagöz

 

Türkiye’nin önde gelen kalp cerrahlarından Karagöz, 6 Kasım 2012’de sadece çok yakın çevresine haber vererek Datça’dan yola çıktı. Hiçbir durakta fazla uzun kalmamayı tercih eden Karagöz, Amanin adlı teknesiyle son derece hızlı bir tur yaptı ve 2014 yılının mayıs ayında Türkiye’ye döndü. Karagöz bu seyahate tek başına çıktı çünkü bunun yalnız yapılması gerektiğine inanmıştı.

 

KELEBEK

Anette-Tanıl Tuncel

 

Deniz Harp Okulu’ndan mezun olduktan kısa süre sonra subaylıktan istifa ederek ABD’ye yerleşen Tanıl Tuncel, dünya turuna yalnız çıkmamak için gazetelere ilan verir. 1987’de Kelebek adlı tekneyle yola koyulduklarında yanında Cindy vardır ama zamanla yollar ayrılır ve iki yıl sonra onun yerini Anette alır. Yol arkadaşlığı evliliğe kadar uzanırken, dünya turu 1991’de tamamlanır ama neredeyse 30 yıl boyunca denizde kalırlar. Bu uzun serüven 2011’de Dünya Gerçekten Yuvarlakmış adıyla kitap haline de gelir.