Hedefler soft oldu
Terör uzmanlarına göre daha önce “kafa kesen, ağır işkenceler” yapan örgüt artık daha yumuşak hedeflere saldırıyor.
cumhuriyet.com.trOrtadoğu’yla sınırlı kalmayıp Avrupa’nın kalbi Paris’in kana bulanmasının sorumluluğunu üstlenen IŞİD, bazı uzmanlara göre “terörizmde tam teşekküllü ustalığını” gösterdi. Kültür, sanat, eğlencenin başkenti Paris’te pek çok yere eş zamanlı olarak ağır silahlarla saldıran, üstüne üstlük patlayıcı yüklü yeleklerle intihar saldırıları düzenleyen militanlar, örgütün yeni taktik ve stratejisini ortaya koydu. Statta maç izleyenlerin, lokantalarda yemek yiyenlerin, konsere gidenlerin katledilmeye girişilmesi, IŞİD’in yumuşak hedeflere yönelmesi olarak yorumlandı.
Daha önce Irak ve Suriye’de toprak ele geçirmeye odaklanan, Libya’nın Sirte ve Mısır’ın Sina Yarımadası bölgesinde saldırıya geçen, türlü işkenceden kafa kesmeye dek vahşetini sergileyen örgüt, ilkin Tunus, Yemen, Kuveyt, Suudi Arabistan’da yumuşak hedefleri vurmaya başlamıştı. Bunun en çarpıcı örnekleri Tunus’ta martta Bardo Müzesi’nde, haziranda Susa kentinde plajda onlarca turistin katledilmesiydi. Cuma geceki Paris katliamı da IŞİD’in saldırı taktiklerini geliştirirken sınırları da tanımadığını gözlere soktu. Öyle ki ABD basını, Amerikan polisinin Paris saldırıları sonrası en kolay hedefler olan yumuşak hedeflerin nasıl korunacağına dair alarma geçtiğini duyurdu. Oysa Kaide’nin 11 Eylül 2001 saldırılarında ABD’nin İkiz Kuleler gibi ikonları hedef alınmıştı.
Terörizmde ustalık
IŞİD, 31 Ekim’den beri Sina üzerinde Rus yolcu uçağı düşürüp, Beyrut’ta iki intihar saldırısıyla bir sokağı havaya uçurmasının ardından 13 Kasım’da Paris’e el atarken, İsrail’in Kanal 2 televizyonu “İsrail istihbaratı Paris saldırıları, perşembe günkü Beyrut bombalamaları ve 31 Ekim’de Sina’da Rus yolcu uçağının düşürülmesi arasında net bir operasyonel bağlantı görüyor” dedi.
Bu da IŞİD’in 13 gün içinde üç ayrı ülkede üç karmaşık kitle katliamına imza atması demek. Mısır’da havaalanı güvenliğini atlatıp yolcu uçağına bomba koyması başlı başına hayrete şayan bulunuyor. Toplam can kaybı bilançosu ise Ruslar, Ukraynalılar, Lübnanlılar ve Fransızların başını çektiği en az 393 ölü. Daha çok uçakla saldırı ya da binaları bombalama yöntemini benimseyen Kaide hiçbir zaman 13 gün içinde üç ayrı ülkede saldırıya geçmemişti. Bu yüzden Britanya’nın Telegraph gazetesine konuşan uzmanlar, IŞİD’in daha önce Kaide dahil hiçbir grubun gösteremediği “terörizmde tam teşekküllü ustalık sergilediğinden” söz etti.
Saflarına çekiyorlar
Peki IŞİD bu aşamaya nasıl geldi? Yanıt, daha önce görülmemiş bir fırsat sunan Suriye iç savaşında yatıyor. 1990’ların Afganistan’ı gibi uzak bir bölgeden farklı olarak bu kez Suriye’de toprak ele geçirip kendi kanunsuzluklarını dayatan cihatçılar, Ortadoğu’nun göbeğinde ve Avrupa’nın burnunun dibindeler. Türkiye’nin Gaziantep gibi kentlerine araçla iki saat uzaklıktalar. Türkiye’den de ucuz uçuşlarla ver elini Avrupa. Bu yüzden de binlerce Avrupalı Müslümanı kolaylıkla saflarına çekiyorlar. Suriye ve Irak’a gidip hem ideolojik hem silahlı eğitimden geçen cihatçılar, kısa süre öncesine dek pasaportlarıyla Avrupa’ya geri döndüklerinde tam bir serbestlik içinde hareket edebiliyordu.
Baskı artacak ama kara harekâtı zor Paris saldırıları sonrası Amerikan gazeteleri New York Times ve Washington Post, ABD Başkanı Baarack Obama’nın IŞİD’le savaşta strateji değiştirmesi ve çok daha saldırgan politika benimsemesi yönünde yoğun baskı altında olduğuna dikkat çekti. IŞİD’le savaşın küresel çapta tırmanması beklenirken, Antalya’da G20 zirvesine katılan Obama da Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’la görüşmesi sonrası IŞİD’i yenme çabalarını iki katına çıkarma sözü verdi. Reuters’e konuşan ABD’li yetkililer, Avrupalı ve Arap müttefiklerden Irak ve Suriye’de operasyonlara katılımlarını artırmalarını talep edeceklerini belirtti. Çanlar kara harekatı için çalıyor. Senato İstihbarat Komitesi’nin Demokrat Partili başkanı Dianne Feinstein, Obama’nın sınırlı hava saldırılarıyla Irak ve Suriye’deki kara güçlerine destek verme politikasının ABD’yi ve müttefiklerini korumak için yeterli olmadığının ortaya çıktığını belirtti. Feinstein “Savaş hızla Irak ve Suriye dışına yayılıyor, o yüzden muharabeyi oraya götürmemiz lazım” dedi. Obama’ya danışmanlık eden eski CIA uzmanı Bruce Riedel, Paris saldırılarıyla IŞİD’in Suriye ve Irak’la sınırlı kalıp kalmayacağı tartışmalarının tümüyle çöpe gittiğini belirtti. Riedel “Oyun değiştirici bir etken oldu. IŞİD’in yerele mi odaklanacağı yoksa küreselleşeceği mi tartışmaları sona erdi” dedi. Cumhuriyetçi başkan adayları da daha sert yaklaşım istiyor. Mesela Jeb Bush IŞİD’in Batı medeniyetini yıkmak için organize çaba içinde olduğunu söyelyip “Bu çağımızın savaşı” dedi. Paris saldırıları öncesi alınan karar uyarınca Fransız uçak gemisi Charles de Gaulle de 18 Kasım’da Basra Körfezinde olacak. Britanya Başbakanı David Cameron Irak’ın ardından Suriye’de de hava saldırılarına katılmak istiyor. Rusya: Değişecekler Paris saldırılarının ardından Viyana görüşmelerinde Esad’ın kaderini Suriye halkının iradesine bırakan bir geçiş sürecinin yol haritası çıkarken, artık gözler Belek’teki G20’de. Toplantılara katılan Rus Dışişleri Bakan Yardımcısı Sergei Ryabkov Viyana anlaşmasının Paris saldırıları sonrası uluslararası toplumun terörle ortak mücadele anlayışının geliştiğini gösterdiğini belirtti. Ryabkov Paris katliamının Washington ve NATO’nun önceliklerini değiştirebileceğini belirtti. ABD karaya inmez Ortadoğu’yu en yakından izleyen analistlerden Anthony Cordesman “IŞİD’i bombalayarak Taş Devri’ne geri gönderemezsiniz” derken, George Washington Üniversitesi’nden Stephen Biddle de “IŞİD’i yenmek için yüz binlerce asker gerekiyor ve kimse tehdidin buna değecek kadar büyük olduğunu düşünmüyor ki, haklılar, değmez” diye konuştu. AP’nin konuştuğu uzmanlar Obama’nın hava saldırılarını artırsa bile kara harekatına girişme olasılığının çok düşük olduğu yorumunu yaptı. Emekli NATO Amiralı James Stavridis ise “Ortadoğu’da yumuşak gücün yeri var ama acımasız şekilde sert güç uygulamanın zamanı da var. İşte tam de o zamandayız” görüşündeydi. |