Hedef Türk-Rus yakınlaşması mı?
Büyükelçi Karlov'u öldüren polis, Rusya-Türkiye ilişkilerinde yeni bir gerilimin fitilini ateşledi
Duygu GüvençAndrey Karlov, Kuzey ve Güney Kore görevlerinin ardından Ankara’ya atandığında diplomasi camiası için büyük bir sürprizdi. Türkiye’ye yakın bir coğrafyada görev yapmamıştı ve Rus Devlet Başkanı Putin kritik bir misyona oldukça uzak coğrafyadan bir ismi atamıştı. Karlov, 2013’te göreve başladığında Türk-Rus ilişkilerinde büyük bir gerilim yoktu; Suriye konusundaki siyasi farkılılaklara karşın doğalgazdan yeni işbirliği alanlarına kadar uzanan ilişkileri ekonomik temelde güçlendirme adımları devam ediyordu.
İlişkilerdeki en büyük kırılma noktası Rus uçağı Türkiye tarafından vurulduğunda ortaya çıktı. Moskova-Ankara arasında gerilimin tırmandığı sırada konuştuğumuzda, ilk defa Cumhuriyet’e Rusya’nın şartlarını sıralamıştı: Özür, tazminat, cezalandırma...
Önce ilk şart, Erdoğan’ın Putin’e mektubuyla kısmi olarak yerine geldi. Türkiye, öldürülen pilotun ailesine yardımcı olmaya hazır olduğunu açıkladı ama bu şartın yerine gelip gelmediği bir sır olarak kaldı. Cezalandırma ise hâlâ devam ediyor.
Ankara, darbe girişimin ardından Rusya ile krizi aşmak için çok adım attı; çok alttan aldı. Öyle ki Rusya’nın doğalgazda verdiği indirim sözlerini anımsatmadı; yeniden uygulamaya başladığı vizelerin kaldırılması için beklentilerini sadece kısık sesle duyurdu. Ankara bir yandan Rusya ile ilişkilerini düzeltmeye çalışırken diğer yandan da Suriye’de yıllardır istediği ama başlatamadığı Fırat Kalkanı için Moskova’nın onayını aldı. Bunu 6 yıldır süren savaşta, muhaliflerin Halep’ten tahliyesi izledi. Öyle ki Rus- Türk uzlaşısına karşın, İran’ın çıkarttığı pürüzlerin aşılması sırasında Karlov, Dışişleri ile Büyükelçilik arasında mekik dokudu.
Kore’den gelip, Ortadoğu’nun bilinmezlerle dolu coğrafyasındaki sorunların çözümünde atılan bu adımda, yüzyıllardır gerilimin bitmediği ancak hiçbir zaman çok tırmanmadığı Tahran-Ankara arasında Karlov, diplomasinin inceliklerini kullandı. İlk geldiği gün de öldüğü gün de basınla beraberdi. Öyle ki Büyükelçiliğin ana girişinde 2013’te Ankara’da göreve başladığı ilk hafta muhabirlerle çektirdiği o fotoğraf yer alıyor. Karlov’un ölümüne de yine gazeteciler, fotomuhabirleri şahitlik etti.