HDP'li Önlü, Avrupa'daki MİT'çileri sordu
Halkların Demokratik Partisi (HDP) Tunceli Milletvekili Alican Önlü, Başbakan Binali Yıldırım'ın yanıtlaması istemiyle TBMM'ye soru önergesi verdi.
cumhuriyet.com.tr
HDP Tunceli Milletvekili Alican Önlü, Başbakan Binali Yıldırım'a MİT tarafından Avrupa'daki Kürt siyasetçilerine, gazetecilerine, yazarlarına ve kurum temsilcilerine yönelik suikastler düzenleneceği yönündeki haberleri sordu. Önlü, Yıldırım'ın yazılı olarak cevaplamasını istediği soru önergesinde 16 Aralık'ta Almanya'da MİT tarafından görevlendirildiği, istihbarata Kürtlerin yaşadıkları yerler, siyasal faaliyetleri, Kürt kurum ve temsilcilerinin ilişkileri hakkında bilgi topladığı ve yapılan aramalarda suikast düzenlenecek kişilerin listesinin bulunduğu, iddia edilen M.F.S. adlı şahsın Federal Mahkemece tutuklandığını belirtti.
2013 yılında da Paris'te Sakine Cansız, Fidan Doğan ve Leyla Şaylemez’in öldürüldüğünü anımsatan Önlü, Avrupa’da yaşayan Kürt siyasetçilerine, yazarlarına, gazetecilerine, kurum temsilcilerine yönelik olası suikast girişimlerinin kuşku ve kaygıları daha fazla artırdığını söyledi. Önlü, Yıldırım'a şu soruları yöneltti:
Avrupa ülkelerine MİT tarafından ajan gönderildiği iddiaları doğru mudur?
1. Yerel ve Ulusal basında yer alan, Almanya başta olmak üzere, Kürt siyasetçilerine, kurum temsilcilerine, gazetecilerine, yazarlarına suikast düzenlenmek üzere Avrupa ülkelerine MİT tarafından ajan gönderildiği iddiaları doğru mudur? İddialar doğru ise bu durumunun yasal ve hukuki dayanağı nedir?
2. Almanya’ da yayın yapan Welt am Sonntag gazetesi, adını vermediği güvenlikten sorumlu bir siyasetçiye dayandırdığı bilgiye göre, MİT'in Almanya genelinde 6 bin muhbirden oluşan bir ağı olduğu iddiasında bulunmuştur. Bu iddia doğru mudur?
3. Almanya’da Türk İstihbarat örgütü MİT tarafından görevlendirilen ajan sayısı kaçtır? Hangi amaçla görevlendirmişlerdir? Bütçesi hangi kaynaklardan karşılanmaktadır? Aylık giderleri ne kadardır?
4. Alman Basınına da yansıyan bilgilere göre, Federal Mahkemece MİT ajanı olduğu iddiası ile tutuklanan M.F.S. adlı şahsa ilişkin yapılan aramalarda, aralarında DEP eski Milletvekilleri Remzi Kartal, Zübeyir Aydar, Kürt Boksör İsmail Özen gibi Kürt Siyasetçi ve temsilcilerinin yer aldığı, suikast düzenlenecek kişilerin listesinin çıktığı bilgisi doğru mudur? Eğer doğru ise bu listede basına yansımayan kaç kişi daha vardır? MİT bu kişileri neden hedef almıştır?
5. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın başbakanlığı döneminde Danışmanı olarak görev yapan şahıs MİT ajanı olmak iddiası ile Almanya’da tutuklu kalmıştır. Bu şahısın yeni ortaya çıkartılan yapılanma ile bir bağlantısı var mıdır?
6. Hollanda, Belçika, Almanya ve Fransa gibi ülkelerde, camilere resmi olarak görevlendirilen imamların MİT ajanı olduklarına dair ciddi iddialar basına da yansımış durumdadır. Bu iddialar doğru mudur? MİT Avrupa ülkelerine İmam adı altında ajan göndermiş midir?
7. Cumhurbaşkanı Recep Tayip Erdoğan, 5 Nisan Avukatlar Günü vesilesiyle yaptığı konuşmada “Terör örgütünün yandaşlarını devre dışı bırakmak için vatandaşlıktan çıkartma dâhil gereken tüm önlemleri almakta kararlı olmalıyız” demişti. Cumhurbaşkanın “devre dışı” ve “tüm önemleri” almakta kararlıyız açıklamasından kastı MİT tarafından görevlendirilen ajanların Avrupa ülkelerine gönderilmesini de içermekte midir?
8. Avrupa ülkelerine MİT tarafından görevlendirilip gönderilen ajanların kontrolü kimler tarafından nasıl sağlanmaktadır?
9. MİT’in, Avrupa ülkelerindeki Kürt siyasetçilerine, temsilcilerine, gazetecilerine yönelik suikast düzenleyeceğine dair iddialara dönük hükümetinizin bir açıklaması olacak mı?
10. 14 Kasım 2016 tarihinde katıldığı Milli Tarım Projesi Toplantısı'nda konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Siz önce AB parlamentosunda, Avrupa Kongresi'nde, oralarda önce terör örgütlerinin temsilcilerini temizleyin... Önce onların temsilcilerini temizleyin de sizi o zaman görelim…" ifadelerini kullanmıştı. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bu söylemlerinin karşılığı Avrupa Ülkelerinin hukukunu, yargısını, yasasını tanımama değil midir? Cumhurbaşkanının bu söylemlerinin uluslararası hukuk normları çerçevesinde karşılığı nedir?