Hazine faize tutsak

Hazine, son 12 ayda faize 96.3 milyar TL ödedi. Dünyada birçok devlet eksi faizle borçlanırken, Hazine yüzde 13 ile borçlanabiliyor.

Emre Deveci

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, her fırsatta “faize alerjim var” dese de, yurttaşlardan toplanan vergilerin giderek daha büyük bir bölümü faiz ödemelerine gidiyor. Ocak-ekim döneminde 739.1 milyar TL gelir elde eden Hazine, bunun yüzde 11.8’i olan 87 milyar lirasını faiz ödemeleri için harcadı. Son 12 ayda Hazine’nin toplam faiz gideri 96.3 milyar TL olurken, bu rakam 2018’de toplanan 621.3 milyar TL’lik toplam vergi gelirinin yüzde 15.5’ine ulaştı.

DÜNYADA EKSİ ORAN

Dünyanın birçok ülkesinde devletler, şu an eksi faizle borçlanabiliyorken (aldığından daha azını geri ödemek üzere borçlanabiliyorken) Türkiye’de Hazine, son aylarda faiz oranlarındaki düşüşe rağmen yıllık yüzde 12-13 faizle borçlanıyor. İki yıl vadede Almanya yüzde -0.54, İtalya yüzde -0.07, Japonya yüzde -0.17, Portekiz yüzde -0.55 oranıyla borçlanıyor. Yunanistan bile geçen ay ilk kez negatif faizle borçlanabilmişti.

Ekonomi ve siyasetteki büyük kırılganlıklar ve riskler nedeniyle Türkiye, kredi iflas risk primlerinin (CDS) benzer ülkelere göre çok yüksek olması, dolar cinsinden dış borç faizlerini de yükseltiyor. Geçen hafta 2.5 milyar dolarlık rekor borçlanmaya daha giderek bu yıl toplamda yıllık 11.2 milyar dolarlık borçlanma rakamına ulaşan Hazine, 5 yıl vadeli bu ihalede faizi yüzde 5.7 olarak açıkladı. Bu oran, yüzde 1.7 olan ABD beş yıllık hazine tahvil faizinin 407 baz puan üzerinde yer alıyor. 

Yabancı yatırımcılar tarafından Türkiye’ye benzer ülke sayılan ve ekonomik zorluklar yaşayan Güney Afrika ise aynı vadede dolar cinsinden yüzde 3.5 oranıyla borçlanıyor. Aradaki farkın nedeni ise, Güney Afrika’da CDS seviyesi 182 iken Türkiye’de 319. 

Yüksek faize karşı olmak yurttaşın vergi gelirinin giderek daha büyük kısmının yerli ve yabancı sermayedarlara faiz olarak ödenmesini engellemiyor. 

HAZİNE’NİN BORÇ YÜKÜ ARTTI


Hazine’nin faiz yükü, 2020’de daha da artacak. Hazine ve Maliye Bakanlığı 31 Ekim’de yaptığı açıklamada, 2020’de 222.6 milyar TL anapara ve 129.4 milyar TL faiz olmak üzere toplam 352.1 milyar TL tutarında borç servisi gerçekleştirilmesinin, borç servisinin 287 milyar TL’sinin iç borç; 65.1 milyar TL’sinin ise dış borç servisi olarak yapılmasının öngörüldüğünü açıklamıştı. Borcun 88.4 milyar TL’si döviz cinsinden ödenecek. Yüksek bütçe açığı ve borçlanmada vadelerin düşmesi, Hazine’nin borç ve faiz yükünü de artırmış durumda.

MOODY’S: ABD’NİN YAPTIRIM TEHDİDİ BÜYÜME İÇİN RİSK

Kredi derecelendirme kuruluşu Moody’s, küresel ekonominin gelecek iki yıl zayıf seyretmeye devam edeceğini ancak resesyon beklemediklerini açıklarken, Türkiye ekonomisine ilişkin büyüme beklentilerini yükseltti. Kurum “Küresel Makro Görünüm 2020-2021” adlı raporunda, ABD’nin yaptırım tehdidinin büyüme karşısında risk oluşturduğu ifade edildi. 

Açıklamad, “Türkiye’nin büyüme ivmesi, büyüme dostu mali politika nedeniyle beklediğimizden daha hızlı iyileşiyor, 2019 büyüme beklentimizi yüzde 0.2’ye, 2020 ve 2021 beklentilerimizi yüzde 3’e yukarı yönde revize ettik” ifadelerine yer verildi. Ancak dış finansman ihtiyacı ve dolarizasyon konusunda adımların atılmadığını belirten Moody’s, enflasyondaki hızlı gerilemenin ise Merkez Bankası’na faiz indirimi için alan açmaya devam ettiğini belirtti.


Raporda, Türkiye’nin konjonktürel toparlanmasına yönelik risklerin sert gevşemeden kaynakladığı belirtildi. Raporda, ayrıca “Yeni Ekonomi Programı’nda 2020-2022 arasında yüzde 5’lik sert büyüme hedefi belirlendi, bu bizim beklentimizin çok üzerinde. Ekonomik büyümenin yüzde 5’e yükselmesi için gereken ekonomik destek, ekonomide aşırı ısınmaya, cari açığın artmasına, enflasyonda yukarı yönlü baskıya neden olabilir” denildi.

GÜÇLÜ TOPARLANMA HAYAL

Sanayi üretimi, eylülde aylık yüzde 3.2, yıllık yüzde 3.4 arttı. Takvim etkisinden arındırılmış sanayi üretimi 13 ay sonra pozitife geçmiş oldu.

Ekonomistler sanayi üretim verilerinin daralmanın azaldığına işaret ettiğini belirtseler de henüz kuvvetli bir toparlanmadan söz etmiyorlar.

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre, takvim etkisinden arındırılmış sanayi üretimi, 2019 üçüncü çeyreğinde bir önceki yılın aynı çeyreğine göre yüzde 0.4 azaldı. Bir önceki çeyreğe göre, mevsim ve takvim etkilerinden arındırılmış sanayi üretimi ise yüzde 1.6 arttı.

Kısa süre önce güncellenen Yeni Ekonomi Programı’na (YEP) göre Türkiye ekonomisinin bu yılı yüzde 0.3 büyüme gelecek yılı ise yüzde 5 büyüme ile tamamlaması bekleniyor. Ekonomistlerin tahminleri ise gelecek yıl büyümenin yüzde 2.5 seviyesinde kalacağını gösteriyor. Ancak geniş bantta yer alan önümüzdeki yıl büyüme tahminleri arasında YEP tahminine yaklaşan yüzde 4’ü aşan beklentiler de yer alıyor.