Hayvanların cüretkâr savunucusu

PETA, "People for the Ethical Treatment of Animals" yani "Hayvanlara Etik Muamele İçin Mücadele Edenler" isimli bir havyan hakları hareketi.

cumhuriyet.com.tr

1980’de kurulan bu örgüt, kâr amacı gütmeyen, vergiden muaf bir kuruluş. Üyeleri tarafından finanse ediliyor. Kuruluş yeri Norfolk, Virginia. Yaklaşık iki milyon üye ve destekçisiyle dünyanın en büyük hayvan hakları grubu. Şimdi bu hareket 30. yılını kutlamaya hazırlanıyor. Unutulmaz, çarpıcı ve dediğini bilen eylemleri, başarıları, sosyal muhalefeti ile bağımsız karşı hareketin en önemli temsilcilerinden. ABD dışında Kanada, Hindistan, Güney Afrika ve Avrupa Birliği’nde büroları bulunan Peta, her yaştan, her ülkeden yüz binlerce gönüllü ile çalışıyor. Sürekli gündem de kalmayı ve gündem yaratmayı bilen örgüt, hayvanların yenmemesinin, giyilmemesinin, üzerinde deney yapılmamasının ve eğlence amaçlı olarak kullanılmamasının gerektiğini sert eylemlerle savunuyor. PETA ayrıca hayvan haklarının korunması konusunda bir çok ilkin de yaratıcısı.

PETA dünya sahnesinde adını duyuran adımını, kuruluşundan bir yıl sonra 1981 yılında attı. Ingrid Newkirk ve PETA’nın ortak kurucularından Alex Pacheco, Silver Spring, Maryland'deki Davranış Araştırması Enstitüsü’ne izinsiz girdi. Maymunlar üzerinde yapılan deneylerin işkence olduğunu belgelemeyi amaçlıyorlardı, başardılar da. Alex Pacheco, laboratuvardaki durumu belgeledi ve araştırma enstitüsüne polis baskını yapıldı. Ardından ABD’de atlara kötü muamele eden en büyük çiftliğin kapattırılması ve Amerikan Ordusu’nda hayvanların atış deneylerinde kullanılmasının yasaklattırılması geldi. Amerikan Anayasa Mahkemesi’nin deney hayvanlarına yapılan kötü muamele nedeni ile hayvanseverlerden yana karar vermesine önayak da oldu. Örgütün temel amacı fabrika çiftçiliği, kürk çiftçiliği, hayvan testleri, hayvanların eğlence olarak kullanılmasının önüne geçmek. PETA, genel eğitim, eziyet araştırmaları, hayvan kurtarma, hayvan hakları yasaları, özel etkinlikler, ünlülerin katılımını içeren kampanyalar ve protesto kampanyaları üzerinde çalışıyor. Bu kampanya ve protestolar sayesinde günümüze dek yüzlerce zafer elde edildi. Milyonlarca hayvan eziyet görmekten kurtuldu. Bir de hayvanların eğlence adı altında eziyet gördüğü başlıca sirkler, boğa güreşleri, rodeolar, köpek dövüşleri, at yarışları gibi sektörler üzerine yoğunlaşan çalışmaları var. Her yıl Amerika’da 115 milyondan fazla hayvanın labaratuvar ortamlarında teste maruz kalarak öldürüldüğü düşünülürse iyi bir iş çıkardıkları kesin. Tabii bu deneylerin gerekli olduğunu savunanlar da olacaktır. İşin can sıkıcı yanı bu savunucuların genelde bu işten rant sağlayanlar olması.

PETA saygın ününün büyük bir kısmını ses getiren eylemleriyle sağladı. Burada farkındalık yaratmak için kullandıkları sistem onlara çok şey kazandırdı. Popüler isimler ve magazin dünyasının efsaneleri ile işbirliği yapabilmeleri en büyük artıları oldu. Sinema ve müzik dünyasının büyük isimleri PETA için objektiflerin karşısına çıplak çıktı. Kimler yok ki bu isimler arasında; Alicia Silverstone, Aya Sugimoto, David Cross, Alicia Mayer, Christina Applegate, Amanda Beard, Eva Mendes, Holly Madison, Jamelia, Jenna Jameson, ChristyTurlington, Kimora Lee Sımmons, Kobe Paige, Lucy Davis, Joanna Krupa, Pamela Anderson, Michelle Manhart, Charlotte Ross, Roselyn Sanchez, Dennis Rodman, Sadie Frost, Shirley Manson, Charlize Theron. Hatta Türkiye’den Tarkan ve Sibel Kekilli.

PETA ile kürk karşıtı gösteriler özdeşleşmiş durumda. Kürklere tutkunluğu su götürmeyen Jennifer Lopez'e karşı klip hazırlamaları da cabası. Ünlü iç çamaşırı firması Victoria’s Secret'ın bir defilesinde, Cisele Bundchen podyumdayken PETA’cılar ellerinde “Gisele: Aşağılık Kürkçü!” pankartıyla podyuma çıkmışlardı. İspanya'daki boğa güreşlerini “katliam” diye tanımlayan örgüt üyeleri pek çok İspanyol büyükelçiliğinde de çıplak eylemler yapmıştı. PETA, onlarca kampanya ve eyleme karşın dünyaca ünlü Vogue dergisinin sayfalarında kürk kullanması yüzünden editör Anna Wintour’a cephe almıştı. Hatta başına rakun ölüsü fırlatıldığını hatırlatmakta fayda var. Wintour’un bir fotoğrafının üstüne ‘Kürkü güzel hayvanlar ve çirkin insanlar giyer’ yazan bir afiş de hazırlanmıştı. Başka söze ne hacet! Bu örgüt 30 yıllık bir serüvene sahip. Elbette bu dönemde davayı satanları da gördü, yaşadı. Mesela “Kürk giyeceğime çıplak gezerim” diyen ve PETA’ya soyunan ünlü pek çok model kürk reklamlarının yıldızı oldular. Naomi, Claudia, Cindy ve Elle bunlardan ilk akla gelenler. Ama Eva Mendes hâlâ iyi PETA gönüllüsü. Bu arada Fransız Vogue tüm bunlara misilleme olarak geçtiğimiz kasım ayında tam 12 sayfasını kürk modasına ayırdı. Elbette kürk burjuvazinin ve sermayenin en belirgin oyuncaklarından biri, kimsenin bundan vazgeçmeye de niyeti yok. Son dönemde kürk karşıtı gösterinin gözdeleri ise Brigitte Bardot Vakfı, PETA, One Voice örgütlerinin işbirliği ile yapılanlar. PETA keskin mesajlı, dikkat çeken eylemleriyle Greenpeace'le benzer tavırda. Ama PETA müstehcen ve cüretkârlıkla belki de bir adım önde. Yani iki örgüt arasındaki belirgin fark da eylemlerinde beden kullanımı.

Peta’nın başarıları

Peta’nın kampanya ve protestolar sonucu kazandığı haklı çok dava var. Bunlardan bazıları şöyle;

- Başlatılan online kampanya sonucunda Lufthansa firması deney hayvanı nakliyesine son verdi.

- İki yıl süren kampanya sonrasında dünyanın en büyük yeşil çay firması, Japon “ITO EN” hayvan deneylerini sonlandırdı.

- Queensland üniversitesinde hayvanların canlı canlı kesilerek yapıldığı deneyler son buldu.

- Sanders/Wingo’nun Peta tarafından 2009’un karanlık reklam ajansı seçilmesinin ardından ajans tarafından maymunların reklamlarda kullanılmasına son verildi.

- Agresif bir kampanya sonucunda Texas Tech adlı firma barınaktan kediler alarak üzerinde vahşi deneyler yapmayı durdurdu.

- Avustralyalı ünlü modacı binlerce PETA yesinden aldığı protesto mektupları sonucunda tasarımlarında kürk hayvanları kullanmaktan vazgeçti.

- Yine protestolar sonucunda Boston Proper adlı moda markası kürk kullanımından vazgeçti.

- Avrupa Kimya Ajansı’na yollanan mektuplar neticesinde hayvanlar üzerinde yapılacak testler durduruldu ve dört buçuk milyon hayvanın hayatı kurtuldu.

- Levi’s firması reklamlarında hayvanları kullanmaktan vazgeçti.

- Zappos.com ve home shopping network kürk satışını durdurdu.

- Donna Karan tasarımlarında kürk kullanmayı bıraktı.

- Tayvan Üniversitesi’ndeki hayvan testleri yasaklandı.

- Kanada’daki KFC hayvanlara eziyet eden tedarikçilerden tavuk alımını durdurdu ve mönüsüne vegan seçenekler ekledi.

- Nike’a ait bir marka olan Cole Haan kürk kullanımına son verdi.

- Tüm Amerikan eyaletlerinde horoz dövüşleri yasa değişikliği ile yasaklandı.

- Coca Cola firması sonunda hayvan testlerine sağladığı bütçeyi durdurdu.

- Burger King 2001’den beri süren kampanyalar sonucunda hayvan hakları anlaşması imzaladı.

- Polo Ralph Lauren kürk kullanmama kararı aldı.

 

İnsan da bir hayvan!

Ülkelerin gelişmişlik düzeyleri ile hayvan haklarına duydukları hassasiyet arasında doğru orantı var mı bilinmez? Tersini gerçekleyen örnekler ise ortada. Kanada’da fok avı vahşete dönüşmüş bir şekilde sürüyor. Her yıl belli zamanlarda bu görüntüleri izliyoruz, geçip gidiyor. Fastfood sektörü için kötü şartlarda ve uygunsuz yetiştirilen hayvanlar da gelişmiş ve modern ülkelerin en büyük sorunları arasında.

Hayvan hakları dediğimizde hemen akla vejetaryenlik geliyor. PETA üyeleri arasında vejetaryenler büyük çoğunluk ama olmayanlar da var. Evet, PETA vejetaryenliği savunuyor. Çünkü onlara göre hayvanlara yapabileceğimiz en büyük iyilik onları yemeyi bırakmak. Bu tartışılır ve konunun tarafı olmak size kalmış. Ama bir gerçek var o da hani şu çok söylenen; “insan sosyalleşmiş bir hayvandır.” İnsan bir hayvan türü, bu gerçeği kimse inkâr etmiyor. Sorun yalnızca zekâ ve kabiliyet üstünlüğü yüzünden bir türün diğerini yok etmesi mi? Ya roller değişirse? Elbette bunlar kimsenin umrunda olan sorular değil. Ne de olsa önce kendi türümüzün hesabını görmemiz gerekli. “Bunca insan hakları ihlali varken buna ne gerek var?” diyenleri de duyuyorum. Çok haksız da değiller. Pencerenizin büyüklüğü kadar görürsünüz neticede. Şimdi ise 30. yılını kutlamaya hazırlanan PETA için “nice yıllara” demenin zamanı.