Hayvanları Koruma Kanunu, hayvanları koruyor mu?

AKP'nin Hayvanları Koruma Kanunu ile Türk Ceza Kanunu'nda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi, TBMM Genel Kurulu'nda kabul edilerek yasalaştı. Hayvan hakları savunucuları ‘Bu saat itibarıyla hayvanlara her türlü kötü muamelenin yolu açık’ dedi.

İrem Ece Çabuk

Geçen hafta AKP’nin Hayvanları Koruma Kanunu'nda değişiklik öngören teklifi, Meclis Genel Kurulu'nda kabul edilerek yasalaştı. Yeni değişikliğe göre hayvanlara karşı işlenen suçlara hapis cezalarının önü açıldı. Evcil hayvanı kasten öldürene 4 yıla kadar hapis cezası gibi maddelerin yer aldığı yasa, içerisindeki bir ifade sebebiyle eleştirilerin odağında.

Teklif gündeme geldiğinden beri içeriğindeki, “hayvanlarla cinsel ilişkide bulunma” ibaresi tartışma yaratmış, muhalefetten tepkiler yükselmişti. CHP Bursa Milletvekili Orhan Sarıbal, “Bunlar zihinsel değişikliğin olmadığını ortaya koyuyor” derken, CHP Denizli Milletvekili Gülizar Biçer Karaca, “Ne demek cinsel ilişki? Hayvanların rızası mı var? ‘Tecavüz’ denilmesi gerekir” sözlerini kullanmıştı.

Son olarak muhalefetin tepkisi üzerine ilgili ibarede değişiklik yapılması üzerinde anlaşıldı. Buna göre 'Hayvanlarla cinsel ilişkide bulunan kişi 6 aydan 3 yıla kadar hapis ve 100 günden az olmamak üzere adli para cezası ile cezalandırılır' ifadesinde muhalefetin ve hayvan hakları koruyucularının talepleri üzerine değişikliğe gidilecek. Buradaki 'Hayvanlarla cinsel ilişki' ifadesi yerine 'hayvana tecavüz' ya da 'hayvana cinsel taciz' ifadesi kullanılacak. Fakat kanuna yönelik tartışmalar hala sürüyor.

Hayvanları Koruma Kanunu’nun gerçek yüzünü HAYTAP Yönetim Kurulu Genel Başkanı Av. Ahmet Kemal Şenpolat, Cumhuriyet’e anlattı.

‘BUNU YAPAN KİŞİYE TECAVÜZCÜ DEMENİZ LAZIM’

Teklifte yer alan ‘hayvanlarla cinsel ilişki’ ifadesi ile ilgili olarak konuşan Şenpolat, “Cinsel ilişki biliyorsunuz ki karşılıklı rızayla olur. Hayvanla cinsel ilişkiye girdiğiniz zaman bir kedinin köpeğin eşeğin rızası olduğu söylenemez. 5199’da bir şekilde bu böyle ifade edilmiş. Olması gereken ‘tecavüz’” dedi.

Zorla cinsel istismar’ denilmesi gerektiğine değinen Şenpolat, “Biz bunu ısrarlı bir şekilde söyledik ama komisyonun pek o kelimeleri değiştirmeye niyeti yok gibi gözüküyor. Bu ülkede bu hayvanlara tecavüz ediliyorsa siz bunu ister ‘cinsel ilişki’ olarak tanımlayın ister başka türlü arkasından dolanmaya çalışın. Fiili olarak böyle bir olgu böyle bir sapıklık var, sizin de bunu cezalandırmanız lazım. Bunu yapan kişiye de tecavüzcü demeniz lazım” diye konuştu.

“Bunu yumuşatmanın arkasından ortasından geçip saklamanın bir anlamı yok, isterseniz çok daha farklı yumuşatıcı kelimeler koyun doğrudan siz hayvana aslında eziyet ediyorsunuz” diyen Şenpolat, “Hayvana tecavüz ediyorsunuz, hayvanın rızası olmadan bütün bunları yapıyorsunuz, hatta çoğu zaman da zor kullanıyorsunuz. O kelimenin tabii ki de değişmesi değişmeden öte de bunun bir yaptırımının olması gerekiyordu” sözlerini kullandı.

'AFERİN OĞLUM YASASI'

Bir yasa değişikliği oluyor, suç kapsamına sokuluyor ama sonra en azından alt limiti için 3 yıldan başlayan hapis cezası deseydiniz de fiili olarak tutuklama olsaydı” diyen Şenpolat, “Bu sapık kişileri biz Silivri’de demir parmakların arkasında görseydik ve caydırıcılığı olsaydı” ifadelerini kullandı.

Şenpolat, sözlerine şöyle devam etti:

“Şimdi bu aşamadan sonra neyle karşılaşacağız biliyor musunuz? Polis, jandarma yetkili olduğu için bu kişiyi belki olay yerinde görürse tutuklayacak. Elleri kelepçeli adliyeye girecek, 1-2 saat sonra da savcılığın bu kişiyi serbest bıraktığını, sigarayla müstehzi olarak kameralara gülümseyerek o adliye merdivenlerinden çıkıp ayrıldığını göreceğiz. Yani neredeyse ‘aferin oğlum yasası’ hükümlüğe bu şekilde devam etmiş olacak.”

'AVCILARA KORUMA KANUNU İŞLEMEZ'

“Maalesef yasa koruyucunun üzerinde, komisyonun üzerinde, Bakanlık üzerinde menfaat gruplarının çok büyük etkisi var” diyen Şenpolat, “Avcılar kesinlikle bununla ilgili bir madde çıkartmayacaksınız diyor. Petshoplarda hayvan satışıyla ilgili bu ticaretin içinde olanlar, kesinlikle petshoplarda hayvan satışını, üretimi kesinlikle durdurmayacaksınız diyorlar. Turizmciler aynı şekilde, yunus parklarına elleşmeyeceksin, biz mevcut düzenimizde devam edeceğiz diyorlar. Zaten 5199’un son maddesine bakın kara avcılığı kanun hükümleri saklıdır diyor. Yani bütün yasayı yazıyorsunuz oraya bir istisna madde koyuyorsunuz ki?” dedi.

“Siz dağ keçisini de vuruyorsunuz, ayıyı da vuruyorsunuz, üveyik kuşlarını da vuruyorsunuz. Avcılara Hayvanları Koruma Kanunu işlemez” diyen Şenpolat, sözlerine şöyle devam etti:

“Geyikti, karacaydı yaralandığı zaman, öldürüldüğü zaman hayvanları koruma kapsamında değil. Niye? Avcı, kan görme zevkini tadabilsin diye, katillik ruhunu tadabilsin diye. Bunlar kendilerini de yetkili kılmışlar, ‘Biz doğadaki sürüyü gençleştiriyoruz’ diyorlar. Sen kimsin ki doğadaki sürüyü gençleştiriyorsun? Hangisinin yaşlı olduğunu kaç metre öteden görüyorsun da vuruyorsun. Zaten Türkiye’nin doğasını yok etmişsin, ne dağ keçisi kalmış, ne geyik kalmış, ne karaca kalmış. Orada 3-5 tane lobici keyfine devam etsin diye bir de üstüne yurt dışından getiriyorsun, bir de diyorsun ki ‘Devlet bu işten para kazansın.’ Sonra çıkıyorsun slogan atıyorsun ‘Hayvanlar mal değil, candır’ diye. Nerede can? Açık açık hepsine mal gibi muamele yapıyorsunuz.”

“Avcılıkla ilgili bir tane cümle geçemez miydi orada?” diye soran Şenpolat, “En azından sınırlayamaz mıydınız? En azından ‘Şu belirli hayvanları artık vurmayacaksınız. Çünkü artık bunların nesli tükeniyor’ diyemez miydiniz? Türkiye habitatında hayvan bırakmadılar avcılar. Aynı Marmara Denizi’nde olduğu gibi. Marmara Denizi’nde balık mı kaldı? Hep beraber el birliğiyle bütün belediyeler, bütün bakanlıklar hepsi yok etmiş oldu. Dolayısıyla kabul edilebilir bir düzenleme gelmedi maalesef. Evet iyi değişiklikler var ama kabul edilebilir değişiklikler maalesef yok” diye konuştu.

"SİZİN NİYETİNİZ YOK BU KİŞİYİ TUTUKLAMAYA"

Şenpolat, şöyle devam etti:

“Marmara’ya kirli sularını döküp, ‘3 kuruş para verip kurtulurum kimse bana dokunamaz’ diyen, yunus parklarını kafasına göre işleten, gidip dağ keçisini vuran, nesli tükenmekte olan hayvanı vuran bir sisteme niye çanak tutuyorsunuz? Gözle görülebilen bir şey bu. Koy ihtisas mahkemelerini, koy cezai hükümleri bakalım müsilaj olabiliyor mu? Bakalım o dağ keçilerini kolay kolay vurabiliyorlar mı? Bakalım hayvana tecavüz ettikten sonra adliyeden rahat rahat gülümseyerek ben bunu yarın da yapacağım diyebiliyor mu? Sizin niyetiniz yok bu kişiyi tutuklamaya, sizin niyetiniz yok caydırıcı bi yasa getirmeye.”

‘TAKIM ELBİSE VE KRAVATLA DA ADLİYEYE GİTTİĞİNİ DÜŞÜNECEK OLURSAK…’

“Hayvanlara her türlü kötü muamele, tecavüz, sadistçe işkenceler Kabahatler Kanunu kapsamındaydı ve idari para cezası veriliyordu. Hatta bunu yapan kişilere şu dakika itibarıyla 4 taksitle neredeyse cezasını ödeme hakkı veriliyor. Böyle bir trajikomiklikle karşı karşıyayız” diye konuşan Şenpolat, “Bu yasa değişikliğinden sonra artık adliye mekanizması yetkili olacağı için, kabahat olmaktan çıkıp bütün bu fiiller suç olarak kabul ediliyor. Fakat, şimdi bu fakatlar çok önemli. 6 ay hapis cezası öngörüyorsunuz hayvana kötü muameleye. Bu aslında şu demek, ben 3 yılın altında kaldığı için İnfaz Yasası gereği hapis cezası, bir tutuklama vermeyeceğim demeye çalışıyorsunuz. Hatta takım elbise ve kravatla da adliyeye gittiğini düşünecek olursak bir de oradan 6’da 1 iyi hal indirimi vs. olduğu zaman bu ceza belki de 4 aya 5 aya kadar inecek. Daha sonradan da bu adli para cezasına çevrilecek” ifadelerini kullandı.

‘HAYVANLARI BAKANLIK KARARIYLA ÖLDÜREBİLİYORSUN’

“5 yıl içinde siz bu suçu bir daha işlemezseniz zaten bu verilen 5 aylık 6 aylık hapis cezaları uygulanmayacak. 6’ncı yılda işlerseniz mesela, hiçbir şey olmayacak. 5 yıl içinde aynı kişiyi yakalayabilmek, hem de suçüstü yakalayabilmek hayatın olağan akışına göre çok normal bir şey mi?” diye soran Şenpolat, “Hayvan kendisine tecavüz edeni, işkence edeni, sadistçe davrananı ‘Ahmet, Mehmet Ali, Veli yaptı’ diye zaten diyemiyor ki. Olay yeri inceleme ekibi, Adli Tıp Kurumu özellikle hayvanlarla ilgili olan kötü muamelede çok gelişmiş durumda değil ki. Bütün bu gerçekleri biliyorsunuz ondan sonra 6 ay hapis veriyorsunuz, nesli tükenmekte olan hayvanları öldürenlere 5 yıldan 10 yıla kadar ceza veriyorsunuz fakat ne yapıyorsunuz? Avcılara izin veriyorsunuz, avcı gidiyor nesli tükenmekte olan üveyik kuşlarını ve diğer hayvanları vurabiliyor Bakanlık kararıyla. Hani nesli tükenmekte olan hayvana 5 yıl hapis cezası vardı? Yasayı bypass ediyorsun, arkasından geçiyorsun nesli tükenmekte olan hayvanları bakanlık kararıyla öldürebiliyorsun” sözlerini kullandı.

‘YASA KAPSAMINDA İSTEDİĞİMİZ DEĞİŞİKLİKLER YAPILMADI’

“Eğer siz hayvanı can olarak saymak istiyorsanız bunu açık açık kanuna yazarsınız” diyen Şenpolat, “Özellikle Medeni Kanunu’nun eşya bölümüne ekleyeceksiniz bunu, ‘Hayvanlar hissedebilen canlılardır, mal değildir’ diye. Örneğin Alman Medeni Kanunu’nun 90’ıncı maddesine bunu çekinmeden yıllar önce eklediler. Eğer bizde de bunu yapmak istiyorsanız, Medeni Kanunu’na bunu ekleyeceksiniz. Ama siz bir yandan Petshop’larda hayvan satışına izin veriyorsunuz, diğer yandan parayla hayvanları vurduruyorsunuz, diğer yandan yunusları yunus parklarında gösteri amacıyla kullanıyorsunuz. Çiftlik hayvanları zaten alınıp satılıyor. Bu kadar şeyin arasında neye can diyorsunuz? Hadi diyelim bütün bunları geçtik bari ceza yaptırımları etkili olsun ki ben hayvana sizin mal olarak davranmadığınızı göreyim. Hayvanlar can deseler de diyorlar ki kargoyla mı istersiniz hayvanınızı yoksa gelip buradan mı alırsınız? Maalesef bu yasa kapsamında istediğimiz değişiklikler tam olarak yapılmadı” ifadelerini kullandı.

Stajyer muhabir: İrem ece çabuk