"Hayvanlar için daha iyi bir dünya yaratabilmek"

4 Ekim Dünya Hayvanları Koruma Günü’nde, kedi ve köpeklere yönelik sağlıklı beslenme çözümleri üzerine bilgi veren Çağla Çavuşoğlu, " Hayvan sahiplerinin 'ben ve yaşam tarzım, evcil hayvanımın ihtiyaç duyabileceği olanakları ve bakım şartlarını sağlamaya yeterli miyiz?' sorusunu kendilerine sormaları gerekiyor" dedi.

cumhuriyet.com.tr

 “Beslenme aracılığıyla sağlık” hedefi doğrultusunda kedi ve köpeklere yönelik sağlıklı beslenme çözümleri üzerine Royal Canin’in Türkiye Kurumsal İlişkiler Direktörü Çağla Çavuşoğlu ile 4 Ekim Dünya Hayvanları Koruma Günü’nde, “Sorumlu Hayvan Sahipliği” çalışmalarını ve “İlk Günden Sorumluluk” anlayışını konuştuk.

“Sorumlu Hayvan Sahipliği” kavramından bahsedebilir misiniz?

“Sorumlu Hayvan Sahipliği”, bakımı üstlenilen hayvanların hayatları boyunca ihtiyaçlarının karşılanarak sağlıklı, mutlu ve refah içinde yaşayan hayvanlar olabilmelerine odaklanıyor. Bu sorumluluk, ilk günden; yani, hayvan sahibinin, sahiplenme kararı almasından önce başlıyor. Hayvan sahiplerinin öncelikle zaman, bütçe ve sağlayabilecekleri olanaklar açısından şartlarını değerlendirmelerinin önemini aktarıyor; “bir canlıyı sahiplenmek, benim için doğru mu?” sorusuna ek olarak, “ben ve yaşam tarzım, evcil hayvanımın ihtiyaç duyabileceği olanakları ve bakım şartlarını sağlamaya yeterli miyiz?” sorusunu kendilerine yönlendirmelerini sağlıyor. Dolayısıyla, yaşam boyu mutlu ve her iki taraf için de değer yaratan bir dostluğun sırrı “Sorumlu Hayvan Sahipliği”nde ve “İlk Günden Sorumluluk” anlayışında yatıyor. 

“İlk günden sorumluluk” çağrısını nasıl yapıyorsunuz?

Hayatlarımıza her daim olumlu katkılarda bulunan kedi ve köpeklerin yaşam kalitesinin artırılması, hayvan sahiplenme sürecinin bilinçli bir şekilde ele alınması ve hayvan terk edilmelerin önüne geçilebilmesi için 4 Ekim Dünya Hayvanları Koruma Günü’nde, tüm hayvan sahiplerine “İlk Günden Sorumluluk” çağrısı yapıyoruz. 

“Bilgi, güçtür” prensibi ile çalışmalarımıza yön veriyor ve hayvanlara ilişkin sahip olduğumuz tüm bilgi birikimimizi hayvan sahiplerine açıyoruz. Bu kapsamda websitemizde kedi ve köpek bakımı ve sağlıklı beslenmesine yönelik, alanında uzman veteriner hekimler ve profesyonellerin kaleme aldığı sağlık makaleleri yayımlıyoruz. Ayrıca sorumlu hayvan sahipliği anlayış ve uygulamalarını daha geniş boyutta aktarabilmek ve hayvan sahiplerinin bu alandaki farkındalığını ve bilgi düzeyini artırmak amacıyla, Sorumlu Kedi Sahipliği ve Sorumlu Köpek Sahipliği olmak üzere oldukça kapsamlı Rehberler yayınladık.

Hayvan sahiplenme sürecini detaylı olarak ele alan Rehberler, kedi ve köpek sahiplenme kararı alırken dikkat edilmesi gerekenler, kedi ve köpek ile yaşam, ev ortamı, sağlıklı beslenme, hayvan bakımı ve yaşam kalitesi, birden fazla hayvan ile yaşam, taşınma sürecinde dikkat edilmesi gerekenler, şehir hayatında kedi ve köpek yaşamı gibi pek çok konuda ayrıntılı bilgi sunuyor. Rehberlerimiz ile Dünya Hayvan Sağlığı Teşkilatı (OIE) tarafından tüm hayvanlar için geliştirilen, hayvanların açlık ve susuzluktan, sağlık sorunlarından ve korku/stres unsurlarından uzak bir yaşama erişim, uygun barınma koşulları ve kendilerini oldukları gibi ifade edebilme haklarını özellikle vurguluyoruz.

Kedi-köpek sahibi olmanın insan yaşamına etkileri nelerdir?

Hayvanlar ile kurulan dostluk her iki taraf için de büyük bir değer yaratıyor. Üstelik bu dostluğun sorumlu hayvan sahipliği ile korunması ve geliştirilmesi yaratılan değeri de katlıyor. Böylelikle hayvan sahipleri, evcil hayvanları sayesinde hem kendi sağlık ve mutluluklarını artırıyor hem de sorumluluğunu üstlendikleri evcil hayvanlarının her bakımdan koruyucuları oluyor.

Kedi ve köpeklerle kurulan uzun süreli ve sorumluluk temelli birliktelikler, hayvan sahiplerinin kaygı, stres ve yalnızlıkla mücadele edebilmelerinde onlara destek olurken; fiziksel açıdan aktif kalmalarına da yardımcı oluyor. İnsan-Hayvan Bağı Araştırma Enstitüsü (HABRI) ve Royal Canin’in de parçası olduğu Mars Petcare tarafından yapılan araştırmaya göre; insanların yüzde 85'i evcil hayvanlarla etkileşimin yalnızlıklarını azaltmalarına yardımcı olduğunu; yüzde 76'sı ise bu etkileşimlerin sosyal izolasyon sürecinde onlara destek olduğunu düşünüyor. Aynı araştırmaya göre; evcil hayvan sahiplerinin yüzde 80'i evcil hayvanlarının onları daha az yalnız hissettirdiğini; yüzde 54'ü ise evcil hayvanlarının diğer insanlarla etkileşime geçmelerinde yardımcı olduğunu ifade ediyor. Bu açıdan kedi ve köpekler dostlukları ile yalnızlıkla başa çıkmamızda bize destek oluyor.

"SAĞLIK RİSKLERİNİ DE AZALTIYOR"

Öte yandan evcil hayvanların varlığı, insanlarda fiziksel aktiviteyi artırırken, kilo yönetimi gibi sağlıklı yaşam tarzlarının desteklenmesinde de önemli bir rol oynuyor. Çalışmalar, özellikle köpek sahiplerinde obezite oranlarının çok daha düşük olduğunu gösteriyor. Evcil hayvan sahibi olmak, kalp krizinde hayatta kalma oranında da önemli bir fark yaratıyor. Yine Mars Petcare tarafından gerçekleştirilen bir çalışmaya göre, evcil hayvan sahibi olan kalp hastalarının yüzde 94'ü en az bir yıl boyunca ciddi kalp krizlerinden sağ olarak kurtulurken, evcil hayvanı olmayan hastalarda ise bu oran yüzde 72. Bu kapsamda kedi ve köpekler egzersiz ihtiyaçları ve oyun oynama istekleri ile insanlarda fiziksel aktivitelerin desteklenmesinde yardımcı olarak sağlık risklerini de azaltıyor. İnsan-hayvan dostluğu özellikle çocuklarda özgüvenin ve sosyal becerilerin desteklenmesi, iyi davranışları motive ederek öğrenmenin pekiştirilmesi gibi süreçleri de destekliyor. Kedi ve köpeklerle kurduğumuz dostluk sağlığımızı da olumlu yönde etkiliyor. “İlk günden sorumluluk anlayışı” aslında “ilk günden sağlığı” da beraberinde getiriyor.